re: Medineweb Haftanin Konusu 'İslamın Reddettiği Riya ve Murailik'
Bu ters dünyada benzerler çoktur. Onların nazarında bir gevher, çöp parçasından da bayağıdır. Her çöle, çeçip kurtulunacak yer adı verilmiştir. Ad ve suret, halkın akıllarına tuzaktır. Bir güruhu, elbisesi tanıtır. Onu o libasla görünce avamdan derler. Mürailik sureti de bir güruhun adını zahitliğe çıkarmıştır.
Halbuki kendisi riyaya boğulmuştur. Taklitten, kapıp kaçmadan arınmış nur gerek ki, onu sözünü dinlemeden, işini görmeden tanısın. Bu nura sahip olan , akılyoliyle onun kalbine girer, nakdini görür, nakil ve rivayete bağlanmaz. Gaybı adamakıllı bilen Allahnın has kulları can aleminde kalb casuslarıdır.
Lokman, kul şeklinde bir efendiydi. Kulluğu, yalnız zahiri bir görünüşten ibaretti. Meselâ, efendi tanımadık bir yere giderse kuluna elbisesini giydirir. Kendisi de o kölenin libaslarını giyer, köleyi kendisine efendi yapar. Kullar gibi onun ardından yürür. Bu suretle kendisini kimseye tanıtmaz. Ey kul sen baş köşeye otur. Ben, eski bir kul gibi ayakkabılarını götüreyim.
Sen sertlik et, bana söv, hiçbir suretle ağırlama. Şimdi hizmetin, bence bana hizmet etmeyi bırakmadan ibarettir. Ben bu suretle gurbet diyarında bile tohumu ekeceğim” der. Efendiler, kendilerini kul sanılsınlar diye kulluğu kabul etmişlerdir. Onların gözleri toktur efendiliğe doymuşlardır, kendilerine lazım olan işi yapa gelmişlerdir.
|