Kur'an'da yeminler
Kasem (Yemin)
Kasem; yemin demek olup, herhangi bir hususu tazim olunan bir sözü vav ya da benzeri diğer edatlardan birisini sözkonusu ederek tekid etmektir. Yemin edatları üç tanedir:
Vav: Yüce Allah'ın: "Göğün ve yerin Rabbi hakkı için (vav) o sizin konuştuğunuz gibi kesin bir gerçektir." (ez-Zâriyât, 51/23) buyruğu gibi.
Bu yemin edatı ile birlikte amilin hazfedilmesi vaciptir. Bu harfin akabinde ancak açık bir isim gelir.
Be: Yüce Allah'ın: "Hayır... kıyamet gününe yemin ederim (be)" (el-Kıyame, 75/1) buyruğu gibi, Bu durumda bu örnekte görüldüğü gibi âmilin sözkonusu edilmesi mümkündür. Yüce Allah'ın: "Dedi ki: İzzetin hakkı için (be) hepsini mutlaka azdıracağım." (Sad, 38/82) diye İblis’in söylediklerinin nakledildiği buyrukta olduğu gibi, hazfedilmesi de caizdir.
Yine verdiğimiz bu örnekte görüldüğü gibi bu edatın hemen akabinde açık bir ismin gelmesi de mümkündür: "Allah benim Rabbimdir ve ben ona (be) yemin ederek söylüyorum ki o, mutlaka mü'minlere yardımcı olacaktır." sözümüzde olduğu gibi, bu edattan hemen sonra zamir de gelebilir.
Te: Yüce Allah'ın: "Allah'a andolsun ki, huzura geldiğiniz şeylerden elbette sorguya çekileceksiniz." (en-Nahl, 16/56) Bu edat ile birlikte amilin hazfedilmesi vâciptir ve ondan sonra ancak Allah ya da Rab ismi gelir. Meselâ, Ka’be’nin Rabbi hakkı için (ve) yüce Allah'ın izniyle mutlaka hacca gideceğim.
Aslolan adına yemin edilenin (muksemu'n-bih’in) zikredilmesidir. Önceki örneklerde görüldüğü gibi bu, pek çoktur.
Meselâ; "mutlaka çalışacaksın diye sana and veriyorum" sözünde olduğu gibi sadece muksemu'n-bih’in hazfedildiği de olur.
Bazan âmil ile birlikte hazfedildiği de olur. Bu da çokça görülür. Yüce Allah'ın: "Sonra andolsun, o günde nimetlerden elbette sorulacaksınızdır." (et-Tekâsur, 102/8) buyruğunda olduğu gibi.
Yine aslolan kendisi dolayısıyla yemin edilen şeyin (muksemun aleyh)in sözkonusu edilmesidir. Yüce Allah'ın: "De ki: 'Hayır, Rabbim hakkı için elbette diriltileceksiniz." (et-Teğâbun, 64/7) buyruğunda olduğu gibi. Bazan da kendisi sebebiyle yemin edilenin (muksemun aleyh’in) caiz olarak hazfedildiği de olur. Yüce Allah'ın: "Kaf, çok şerefli Kur’ân'a yemin ederim ki..." (Kaf, 50/1) buyruğunda olduğu gibi. İfade: ...Mutlaka helâk edileceklerdir, takdirindedir.
Eğer muksemun aleyh daha önce geçmiş yahutta ona gerek bırakmayacak ifadeler yer almış ise, hazfedilmesi vaciptir. İbn Hişam, Muğni'l-Lebîb adlı eserinde böyle demiş ve buna: "Zeyd ayaktadır vallahi” ile “Zeyd vallahi ayaktadır" gibi örnekler vermiştir.
Kasemin iki faydası vardır:
Birincisi, adına yemin edilenin (muksemun bih) azametini açıklamak.
İkincisi, kendisi sebebiyle yemin edilenin (muksemun aleyhin) önemini açıklamak ve onu tekid etmek istemek. Bundan dolayı kasem ancak aşağıdaki hallerde güzeldir:
1. Muksemun aleyhin önemli olması
2. Muhatabın bu hususta tereddüt içinde bulunması
3. Muhatabın böyle bir şeyi (yani hakkında yemin edilen hususu) inkâr ediyor olması.