Nasih ve Mensuh İlminin Önemi:
İcaz kitabının yazarı şöyle dedi: Sahih senedle rivayet edilmiştir ki Ali (r.a.) mescitte insanlara İslam’ı anlatan bir adam gördü. Ali ona: “Sen nasih ve mensuhu biliyor musun?” diye sordu. Adam: “Hayır, bilmiyorum.” dedi. Ali ona: “Sen helak oldun ve insanları helake sürüklüyorsun.” dedi. Ondan sonra adamı mescitten çıkarttı ve ona bir daha insanlara İslamı anlatmayı yasakladı. Bu rivayetin benzeri Abdullah İbn Abbas hakkında rivayet edildi. İbn Abbas hakındaki rivayette ise, Adam nasih ve mensuhu bilmediğini söyleyince İbn Abbas onu tekmeledi ve ona: “Helake uğradın ve insanları helake sürüklüyorsun.” dedi.
“Kime hikmet verilirse ona çok hayır verilmiştir.” (Bakara: 2/269) ayeti hakkında İbn Abbas şöyle dedi: Ayetteki hikmet’ten kasıt, Kur’an’ı, nasih ve mensuhu, muhkemi-müteşabihi, mücmeli-mufassalı, daha önce nazil olanı-daha sonra nazil olanı, haramı-helali ve Kur’an’da verilen misalleri bilmektir.
Huzeyfe İbn Yeman (r.a.) şöyle dedi: “İnsanlara fetva veren kişiler üç türlüdür.
1) Kur’an’ın nasihini ve mensuhunu bilen kişi.
2) Kadı olarak tayin edilmiş ve başka çaresi olmayan kişi.
3) Fetva makamına layık olmayan fakat fetva veren kişi. Ben birinci ve ikinci kişilerden değilim. Üçüncü kişi olmaktan da Allah’a sığınırım.”
Şeyh Hibetullah İbnü Selame Nasih ve’l-Mensuh kitabında şöyle dedi: Selef alimlerinden şöyle bir söz nakledilmiştir: “Kitap ilmini öğrenen fakat nasih ve mensuhu bilmeyen kişinin ameli eksiktir. Çünkü böyle bir kişi yasaklananla emredileni, mübah olan ile haram olan şeyleri karıştırır.”[289]