Müteşabih Ayetleri Kim Bilir?
Müteşabih Ayetleri Kim Bilir?
Alimlerin çoğunluğuna göre, müteşabih ayetlerin te’vilini, Allah’tan başka kimse bilemez. Bunlara göre Al-i İmran: 3/7’deki vakf, bu anlamı verecek biçimde gerçekleştirilir. Müteşabih ayetler olduğu gibi kabul edilir, üzerinde durulmaz. Rasulullah’ın ve sahabinin anlayışı ve uygulaması bu yönde olmuş, müteşabihlerin kurcalanmaması istenmiştir.[355] Ebu’l-Hasan el-Eş’ari ise ayetteki vakfın “Ve’r-rasihune fi’l-ilmi” de olması lazım geldiğini ve rasihlerin de müteşabih ayetlerin te’vilini bilebileceklerini söylerler.[356] Bu görüşü Ebu İshak eş-Şirazi daha vazıh bir şekilde açıklamıştır.[357] Selef Mezhebi görüşü olarak da tanımlanan anlayışın yanısıra Halef Mezhebi diye bilinen ve çoğunlukla kelamcıların savunduğu görüşe göre müteşabihler tevil edilebilir. Gerek Allah’ın müteşabih sıfatları, gerekse hurufu’l-mukattaa te’vil edilebilir. Üstelik yapılacak te’villerin çeşitli yönlerden faydaları mevcuttur. Bu faydaları şöyle sıralamak mümkündür:
1) Bu ayetler sayesinde insan fikri dondurulmamış, geniş bir fikir hürriyetine izin verilmiş olmaktadır. Böylece insanın şerefi yükseltilmektedir.
2) Müslümanlar daha çok öğrenmeye ve başka bilgiler edinmeye sevkedilmiştir.
3) Dinin tebliğ ve tesisine engel olmak için sorulan suallere susturucu cevaplar verilmek suretiyle, meydana gelecek fesatların önüne ilk günden set çekilmiştir.
4) Müteşabihler insan oğlu için bir deneme olmuş, onların iman veya inkar etmelerinin bir ölçüsü kabul edilmiştir.
5) Müteşabihler insan oğlunun güç ve yeteneği, ilim ve irfanı ne olursa olsun aciz bir yaratık olduğunun canlı delilidir.
6) Müteşabih lafızlar, Kur’an’ın ciltler dolusu kalın kitaplardan oluşmasını önlemiş, mevcut haliyle ezberlenmesi ve korunması kolay bir kitap olmasını sağlamıştır. Üstelik bu durum çeşitli dil bilimlerinin öğrenilmesine de amil olmuştur.[358]