Tefsir Tarihi
TEFSİR TARİHİ
1- KUR’AN’IN TEFSİRİ
Mubarek ve mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim, insanlığın muhtaç olduğu dünyevi ve uhrevi bütün hükümleri ihtiva etmektedir. Bu engin kaynaktan her fert ve her toplum imkan ve yetenekleri ölçüsünde istifade edip ihtiyaçlarını karşılama durumundadır. Kur’an-ı Kerim her probleme çözüm getiren, her meseleyi çözen ve her derde şifa olan bir ilahi kitap olduğuna göre, onun çok iyi bilinmesi, değerinin takdir edilmesi, saygıda kusur gözetilmemesi gerekir.
Yaşadığımız yüzyılın maddeye ve dünyaya yönelik materyalist anlayışının tüm değer hükümlerini yıkarak yerine inançsızlığı ve başıboşluğu aşıladığı görülmektedir. Materyalist anlayışın bertaraf edilmesi veya etkisiz hale getirilmesi Kur’an’ı öğrenmek ve onun anlamını bilmekle mümkündür. Yani Kuran okunacak, anlamı kavranacak, ibadet dili olması sebebiyle kısmen veya mümkünse tamamen ezberlenecektir. Aslında Kur’an bilinir, öğrenilir veya kavranırsa sözü edilen yanılmalar ve sapmalar da önlenmiş olur.
Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasını hedef edinen tefsir ilminin başlangıçtan günümüze kadar geçirdiği tekamül ve değişiklikleri bilmek gerçekten lüzumludur. Bu sayede Rasulullah’ın, Sahabenin, Tabiin ve Tebeu’t-Tabiin’in tefsirdeki yerleri belirlendiği gibi sonraki dönemin tefsir faaliyetleri de gözden geçirilmiş olur. Bu anlamda Sahabenin Kur’an’ın ruhunu iyice anlayıp kavradıkları ve İslam’ın yüce mesajını beldelere ulaştırmayı kendilerine gaye edindikleri görülmektedir. Fetihlerle birlikte İslam’ın nurlu dairesine arap-arap dışı toplumların diğer ilimlerle birlikte Kur’an ve Kur’an ilimlerine özel bir önem verdikleri de bilinmektedir.
Hicri 4. yüzyılda en verimli eserlerini vermeye başlayan tefsir ve Kur’ani ilimlerle ilgili çalışmalar daha sonraki yüzyıllarda altın çağlarını yaşamıştır. Tefsirdeki farklı metod ve üsluplarıyla belirginleşen müfessirler yüzyıllarının unutulmayan büyük isimleri olmuşlardır.[431]