Konu Başlıkları: Hz.Aliye Allahın Arslanı Demek
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Mart 2009, 10:58   Mesaj No:2

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 885
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Hz.Aliye Allahın Arslanı Demek

Huneyn gazasında müslümanlar bir ara bozulup dağıldılar Sayıları binleri bulduğu halde içlerinden ancak birkaç kişi sabredip dayanabildi Hz Ali bu savaşta yalnız sabırla tahammül etmekle kalmayarak gösterdiği yiğitlik ve kumandanlıkla İslâm ordusunun kendi safında toparlanmasını sağladı

Resulu Ekrem hicretin 9 yılında Tebük seferine çıkarken Hz Ali'yi ehl-i beytin muhafazası için Medine'de bıraktı, ancak bu sefere katılamadığı için müteessir oldu Bunun üzerine Resulullah: "Musa'ya göre Harun ne ise, sen bana karşı o olmak istemez misin?" dedi Ali, bu iltifattan çok memnun oldu

Berae suresinin ayetleri nazil olunca, Resulullah Hz Ali'yi Mekke'ye gönderdi Bu suretle hiçbir müşrikin artık Kâbe-i Şerîfi bundan sonra haccedemeyeceğini bildirdi

Yemen bölgesinin İslâm'a girmesi zordu Görev yine Ali b Ebi Talib'e verildi Hz Ali "Bu çok güç bir iş" dedi Resulullah da "Ya Rabb, Ali'nin dili tercümanı, kalbi hidayet nurunun memba olsun" diye dua edince, Ali, siyah bir bayrak alarak Yemen'e gitti, kısa süren irşadları sayesinde Yemen'in bütün Hemedan kabilesi müslüman oldu

Hz Peygamber'in vefatı sırasında, hücresinde bulunanların başında geliyordu Hz Ebu Bekir halife seçildiği sırada Hz Ali Resulullah'ın hücresinde tekfin ile meşgul idi

Hz Ömer devrinde devletin bütün hukuk işleriyle ilgilenip adeta İslâm devletinin baş kadısı olarak görev yaptı Hz Ömer'in şehâdeti üzerine yine devlet başkanını seçmekle görevlendirilen altı kişilik şûra heyetinde yer alıp, bu altı kişiden en sona kalan iki adaydan biri oldu

Hz Osman'ın hilâfeti döneminde idarî tutumdan pek memnun olmamakla birlikte İslâm devletinin muhtelif vilâyetlerinden gelen şikayetleri hep Hz Osman'a bildirmiş ve ona hâl çareleri teklif etmişti Hz Osman'ı muhasara edenleri uzlaştırmak için elinden gelen gayreti sarfetti

Hz Osman'ın şehâdetinden sonra İslâm'ın ileri gelen şahsiyetleri ona bey'at ettiler Ancak onun bu dönemi Allah'ın bir takdiri olarak son derece karışık bir dönem oldu Hilâfete geçtiğinde hâlledilmesi gereken bir çok problemle karşı karşıya kaldı Bu karışıklıklar Cemel ve Sıffın gibi iç çatışmaları doğurdu İslâm devleti bünyesindeki bu ihtilâfları giderme konusunda büyük fedakârlık ve gayretler gösterdi

Nihayet, Kûfe'de 40/661 yılında bir Hârici olan Abdurrahman b Mülcem tarafından sabah namazına giderken yaralandı Bu yaranın etkisiyle şehid oldu

Hz Ali devamlı olarak Hz Peygamber (sas)'in yanında bulunduğu için Tefsir, Hadîs ve Fıkıhta sahabenin ileri gelenlerindendir Hatta Resulullah'ın tabiri ile "ilim beldesinin kapısı" olarak ümmetin en bilgini idi Hz Peygamber yolunda insanları hakka iletmek için büyük gayretler sarfetmiş ve hilâfet dönemi iç karışıklıklarla dolu olmasına rağmen İslâm'ın öğretilmesi ve öğrenilmesi hususunda büyük katkıları olmuştu

Medine'de duruma hakim olup yönetimi tam olarak eline aldıktan sonra öğretim için merkezde bir okul kurdu Arapça gramerin öğretilmesini Ebu Esved ed-Düeli'ye, Kur'an okutma ve öğretme işini Abdurrahman esSülemi'ye, Tabiî ilimler konusunda öğretmenlik görevini Kümeyl b Ziyâd'a verdi Arap edebiyatı konusunda çalışma yapmak üzere de Ubade b esSamit, ve Ömer b Seleme'yi görevlendirdi Devlet yönetimi ve hizmetlerini; maliye, ordu, teşrî ve kaza gibi bölümlere ayırarak yürütüyordu Malî işleri, dağıtma ve toplama diye iki kısma ayırmazdı

Ümmetin malını ümmete dağıtırken de son derece titiz davranırdı Kendisine bir pay ayırma noktasında gayet dikkatli olup, kimsenin hakkına tecavüz etmemekte de büyük bir örnek idi Kendisini Kûfe'de görenler, kışın soğuğunda ince bir elbisenin altında tir tir titreyerek camiye gittiğini aktarırlar Devlet yönetici ve memurlarının nasıl davranmaları gerektiği konusunda şu yönetmeliği hazırlamıştı

1 Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın

2 Müslüman olsun olmasın herkese aynı davranın Müslümanlar kardeşleriniz, müslüman olmayanlar ise sizin gibi bir insandır

3 Affetmekten utanmayın Cezalandırmada acele etmeyin Emriniz altında bulunanların hataları karşısında hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin

4 Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın Bu tür davranışlar sizi zulme ve despotluğa çeker

5 Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat edin

6 Doğru, dürüst ve nazik kişileri seçin ve çıkar ummadan ve korkmadan acı gerçekleri söyleyebilenleri tercih edin

7 Atamalarda araştırma yapmayı ihmal etmeyin

8 Haksız kazanç ve ahlâksızlıklara düşmemeleri için memurlarınıza yeterince maaş ödeyin

9 Memurlarınızın hareketlerini kontrol edin ve bunun için güvendiğiniz samimi kişileri kullanın

10 Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap verin

11 Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın

12 Hiç bir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyin

13 Esnaf ve tüccara dikkat edin; onlara gereken önemi gösterin, fakat ihtikâr, karaborsa ve mal yığmalarına izin vermeyin

14 El işlerine yardım edin; çünkü bu yoksulluğu azaltır, hayat standardını artırır

15 Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır ve bir servet gibi korunmalıdır

16 Kutsal görevinizin yoksul, sakat ve yetimlere bakmak olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın Memurlarınız onları incitmesin, onlara kötü davranmasın Onlara yardım edin, koruyun ve yardımınıza ihtiyaç duydukları her zaman huzurunuza çıkmalarına engel olmayın

17 Kan dökmekten kaçının, İslâm'ın hükümlerine göre öldürülmesi gerekmeyen kimseleri öldürmeyin
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla