Hutbe:Miraç ve Namaz
Muhterem Müslümanlar!
Bazı zaman ve mekanlar, içinde cereyan eden önemli hadiseler sebebiyle değer kazanmışlardır.Bu değerli zamanlardan biri de, önümüzdeki Cumartesiyi Pazara bağlayan, Recebin 27. Gecesi, Miraç gecesidir.
Sözlükte, yükselme vasıtası ve yükselmek anlamlarına gelen Miraç, Peygamberimizin yüce makamlara çıkarılması; gece yolculuğu anlamına gelen isra ise; gecenin bir saatinde Peygamberimizin Mekke'den Kudüs'e götürülmesi demektir. İsra, ayetle sabittir. Konu ile ilgili olarak okuduğum ayette şöyle buyrulmaktadır: Ayetlerimizden bir kısmını Ona göstermek için, Kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya seyahat ettiren Allah; her türlü noksanlardan münezzehtir. Şüphesiz ki O, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir. Miraç mucizesi, hadislerle sabittir. Peygamberimiz (a.s.) Cebrail ile birlikte, semalara, yüce makamlara çıkarılmış ve kendisine mülk ve melekût âlemleri gösterilmiştir. Miraç; hicretten bir sene önce, yaklaşık Miladî 621 yılında, Peygamberimizin amcası Ebu Talib ile eşi Hz. Hatice'nin vefât ettiği, müşriklerin baskılarının arttığı, Taif ziyaretinde saldırıya uğradığı ve müşriklerin baskılarına dayanamayan bazı Müslümanların Habeşistan'a göç etmek zorunda kaldığı bir zamanda vuku bulmuştur. İşte böyle bir ortamda yüce Allah, Peygamberini Miraç ile onurlandırmıştır. Muhterem Müminler!
Miracı; sınırlı gücümüz ve dar ölçülerimizle değil, her şeyi bilen Yüce Allahın kudretinin ölçüleriyle değerlendirip ona iman gözüyle bakmamız gerekir. Günümüzde Miracı anlamak, eskiye nispetle daha kolaydır. Çünkü ilim ve teknoloji, insanoğlunun ufkunu açmış ve birçok insanın aklının ermediği işler yapılıp ortaya konmuştur. Bize düşen; İsra ve Miracın hikmetini anlamak ve bu olayın, insanlık için maddi ve manevi yükseliş sınırlarını gösteren bir mûcize olduğunun idraki içinde olmaktır.
Beş vakit namaz, Miraç esnasında farz kılınmıştır. Dolayısıyla namaz, müminlerin Miracıdır. Yüce Allah Kuranda namazla ilgili olarak; Namazı kıl! Muhakkak ki namaz, (insanları) fenalıklardan ve kötülüklerden alıkoyar buyurmuştur.[1]
Değerli Müminler!
İlk âyeti İsradan bahseden, 17. Sûrenin 23 ve 29. ayetleri arasındaki ilahi emirleri dikkatlerinize sunarak, hutbemi tamamlamak istiyorum:
Yalnız Allaha ibadet edin. Ona hiçbir suretle şirk koşmayın. Anne ve babanıza hürmet ve itaat edin. Hısım ve akrabaya, fakirlere, yolda kalmışlara yardım edin, haklarını verin. İsraf etmeyin, cimrilikten sakının. Fakirlik korkusu ile, geçim endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Yetimlerin mallarına dokunmayın, onlara iyi muamele edin. Zinaya yaklaşmayın. Haksız yere cana kıymayın. Verdiğiniz sözü tutun. Ölçü ve tartıyı tam yapın, doğruluğa dikkat edin. Bilmediğiniz bir şeyin ardına düşüp de, körü körüne onu takip etmeyin. Yeryüzünde kibir ve gururla yürümeyin.
Miraç kandilinin, hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hakdan niyaz ederim.
[1] Ankebut, 45/29.