İhlâsımı kaybediyorum, acaba ne yapmam gerekir? Tevâzunun ölçüsü nedir?
SORU: İhlâsımı kaybediyorum, acaba ne yapmam gerekir?
CEVAP: İhlâsın başı helâl lokma yemektir Tevbeye, estağfirullah demeye, zikre devam ederse, Allah yardım eder
SORU: Vukuf-u kalbî'yi açıklar mısınz?
CEVAP: Allah'ın her yerde hàzır ve nâzır olduğunu bilip, ona göre edebini takınıp, ihsân makamı dediğimiz:
(El'ihsânü en ta'büdallahe keenneke terâhü fein lemtekün terâhü ve innehû yerâke) "Allah'a görüyormuş gibi ibadet etmendir Çünkü, sen onu görmüyorsan da, o seni görüyor" dediği gibi edebi takınmak çalışmasıdır Ona gayret etmeli!
Tabii, bu her yerde vardır İnsanın, banyoda ve yüznumarada bile şeriatın tarif ettiği şeylere dikkat etmesi gerekiyor Oturmasına, yönüne, temizlenmesine vs ihtimama etmesi, tamâmen her yerde Allah'ın rızâsını gözetmesi gerekiyor
SORU: Nefsi terbiye eden müslümanlar, tüm tasavvufî kurallara uyarak keşfe ve yakîn ilmine ulaşabilir mi? Bazıları, "Keşif ve yakîn için kabiliyet gerekir Nefsini terbiye eden herkes yüksek iltifatlara nâil olup, ilhama mazhar olamaz!" diyorlar; ne buyurursunuz?
CEVAP: "Bu keşif ve kerâmet evliyâlığın şartından değildir" der kitaplarımız Gerçekten de öyledir İnsanın bir keramet göstermemesine rağmen Allah'ın çok sevgili kulu olması vâkîdir ve böye olabilir Kerâmet gösterdiği halde, sû-i hâtime ile ahirete göçenlerin olduğu da vâkîdir, böyle de olabilir
Keşif ve kerâmet bu yolun esası değildir Bu yolun esası istikamettir, müstakîm olmaktır Sırat-ı müstakîmde yürümektir Şeriatin çizgisinde, Kur'an-ı Kerim'in yolunda, Rasûlüllah'ın yolunda yürümektir En büyük kerâmet istikamettir Yâni, bu yolda yürümektir, velevki başka kerâmeti görülmese bile Ama Allah gösterir Bazan gösterir, bazan göstermez Göstermek şart değildir
SORU: Tevâzunun ölçüsü nedir?
CEVAP: Tevâzu, kibirlenmemek, alçak gönüllü olmak demek Tevâzuyu Allah sever, tevâzu göstereni yükseltir
Tevâzunun ölçüsü, tezellüle düşmemektir Yâni, kendisini alçaltacak bir şey yapmamaktır Mütevâzi olur ama, vakarlı, ölçülü, efendice bir tevâzu içinde olur Böbürlenmez ama, kendisini ayaklar altına aldıracak, horlayacak bir tarzda da tevâzu olmaz
SORU: Kardeşin kardeşe ufak şeyler için kızması doğru mudur?
CEVAP: Kızmak doğru değildir Peygamber Efendimiz'e birisi geldi, "Bana nasihat et yâ Rasûlalah!" dedi Peygamber Efendimiz dedi ki:
(Lâ tağdab) "Kızma!" dedi "Başka bir nasihat et!" dedi (Lâ tağdab) "Kızma!" dedi "Başka bir nasihat et!" dedi (Lâ tağdab) "Kızma!" dedi
Kızmamak için nasıl tutar insan kendisini? Araplarda bir adet var, (Sallü alen nebiyyi) "Peygamber Efendimiz'e salevat getir!" diyor Karşı taraf da mecbûren "Allahümme salli alâ seyyedinâ muhammed" diyor Şeytan gidiyor, kızgınlık biraz geçiyor
Bizim köyde birisi vardı, kızdığı zaman "Lâ ilâhe illalah" derdi O da stresi, gerginliği atıyor Yâni zikredersiniz, salevat getirirsiniz, kızgınlık geçer "Hasbunallah" dersiniz, "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" dersiniz
Bizim rahmetli fakülte sekreteri çok iyi bir insandı Allah cümle geçmişlerimize rahmet eylesin, ona da Bir Arap elçiliğinden telefon açmışlar Arapça bir şeyler söylemişler ama, bizim sekreter çok iyi Arapça bilmiyor Birazcık biliyor, çat pat Kırık dökük bir şeyler söylemeye çalışmış Arap da hızlı konuşuyor Anlayamamış sözlerini Biraz daha uğraşmış, terlemeye başlamış "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demiş, medet istiyor Allah'tan "Bir kızdı diyor karşı taraftaki 'Ne diye Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh diyorsun, ben sana ne yaptım da, bilmem ne' diye bir yığın laf söyledi Arap" diyor Meğer hakaretmiş, "Sen ne laf anlamaz adamsın!" mânâsına kullanılıyormuş Araplarda Böyle şeyler oluyor
Ama, "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demek, "Estağfirullah" demek, "Allahümme salli alâ seyyedinâ muhammed" demek, "Eûzü billâhi mineş şeytànir racîm" demek gibi tedbirler, şeytanı uzaklaştırır, kızgınlığı uzaklaştırır Ayakta ise oturmak, abdest almak gibi şeyler vardır
SORU: Kul hakkını affettirmek için ne yapmak lâzım?
CEVAP: Helâlleşmek lâzım! Gidip, "Ben senin hakkını yemiştim, al!" demek lâzım! Mânevî hakkı ise; "Ben sana şöyle yapmıştım, böyle yapmıştım; senin haberin yok! Beni affet kardeşim!" demek lâzım! Helâlleşmezse, ahirette gelip yakana yapışacak O bilmiyorsa bile Allah bildirecek Onun için, dünyada iken halletmek lâzım!