Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:40 Mesaj:
1.956 Konular:
885 Beğenildi:21 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | RE: Cinselliği doğru kullanmanın ve zinadan korunmanın yolları nelerdir?
9. Yaşantılarıyla örnek insanların öğütlerini dinleyin, eserlerini okuyun
“İlmiyle amil olmak” diye bir tabir vardır. Mutlaka duymuşsunuzdur. Bu ifadeyi bilgilerini hayata taşıyan ve çevresine örnek olan insanlar için kullanırız. Böylesi insanların nasihatlerini dinlemek, ülfetimizin dağılması, kalbimizin yumuşaması ve şeytanın vesveselerine, günahların zorlamalarına karşı koyabilmemiz için de koruyucu ve besleyici çarelerdendir.
İnsan, aklı, mantığı ve muhakemesiyle hususiyet arz eden bir varlık olduğu gibi, coşan gönlü, ürperen vicdanı, yaşaran gözleriyle de bir kalp, bir ruh ve bir duygular yumağıdır. Bu itibarla da o, iç âleminde derinleşmeye, ruh dünyasında zenginleşmeye, tefekkür hayatında genişlemeye muhtaçtır.
İnsan, yer yer içinde oluşan aysberglerin eritilmesine muhtaç olduğu gibi, manevi gıdasızlığını giderecek, manevi süt akıtan çeşmelere de şiddetli bir arzu ve istek duyar. Kur’an, Efendimize pek çok defa “Anlat” der ve O iki Cihan Güneşi de, “Din nasihattir” (Müslim, İman 95) buyurur.
Bir yanda, çatlama noktasına kadar “anlatma” talim edilirken, diğer yanda da yine hadisin ifadesiyle “Ya öğreten ya öğrenen ya da dinleyen ol; dördüncüsü olma!” (Mecmeu’z-Zevâid, 1/122) tavsiyesinde bulunularak, iki uç âdeta bir noktada birleştirilmekte ve dikkat nazarları, yerinde anlatmaya, yerinde de dinlemeye çekilmektedir.
O halde insanın, yüreğini coşturup yumuşatacak, içindeki kararmış his ve duyguların kirini, pasını giderecek, onun ebedi âlemlere şevkini kamçılayacak, bu arada dinî, ilmî meselelerle fikir dünyasını aydınlatacak kişileri dinlemesi de, yine onun için ekmek kadar, hava kadar mühim bir ihtiyaçtır.
Bu sebeple insan, “Bunu biliyorum, bir daha neden dinleyeyim ki!” dememeli; nasıl yemek, içmek devamlı tekrar ediyor ve bıkmak şöyle dursun, bunlara daima ihtiyaç duyuluyor, öyle de, kalp ve ruhun gıdası sayılan, ayrıca şeytan ve günahların şerrinden de koruyucu rol oynayan nasihat ve sohbetleri dinlemek de, onun için belki bin kat daha lüzumlu bir ihtiyaçtır. Halk arasında, vaaz ve sohbetlere devam eden birçok kişinin içkiyi, kumarı bıraktığını, pek çok fenalıkları terk ettiğini, hayırlara koşar olduğunu duyar ve dinleriz.
Bedenen hayatta olmasalar bile, hizmetleri ve yazmış oldukları eserleriyle yaşayan, bizlere iman ve ümit aşılayan Allah dostları büyük zatlar var. Ayrıca ülkemizde sözü-sohbeti dinlenen, hayatının her karesinde Efendimizin sünnetini yaşayan büyüklerimiz var. Onların eserleri ve nasihatleri bizim gönül dünyamızı coşturacaktır.
Burada “Öyle eserler var, ama okumaya vakit bulamıyorum veya okusam da anlayamıyorum” ya da “Böyle büyüklerimiz var, ama onların sohbetlerine katılmak neredeyse imkânsız” diyebilirsiniz.
Ama şunu da unutmayın. İman hakikatlerini anlatan bu eserleri okumaya hava gibi, su gibi, ekmek gibi muhtacız. Çünkü ruhumuzun, kalbimizin, aklımızın ve diğer duygularımızın da beslenmeye, gıda almaya ihtiyacı var. Anlayamama konusunda ise yardımcı kaynaklara ve çalışmalara müracaat edebilirsiniz.
Dünya hayatını ilgilendiren bir sınav için nasıl aylarca, hatta yıllarca çalışıyoruz... Ebedi hayatımızın söz konusu olduğu ve kaybetme-kazanmanın çok büyük önem taşıdığı böyle bir imtihana hazırlanmanın da önemini idrak etmeliyiz.
Ayrıca günümüzde teknoloji o kadar gelişti ki, radyolar, CD çalarlar, walkmanler, ses kayıt cihazları vs. ile bu eserlerin seslendirmesini ve bahsini ettiğimiz büyüklerin sohbetlerini dinleyebilir, metafizik geriliminizi muhafaza edebilirsiniz.
10. Boş kalmayın, spor yapın
Meşguliyetsiz insan, günahlara açık bir hayat yaşar, dolayısıyla da şeytana fırsat vermiş olur. Bu sebeple, boş durmamalı ve bizi daima gerilim, coşkunluk, tazelik içinde tutan uğraşların peşinde olmalıyız.
Şeytan, daha ziyade tembel insanlara, tembellik içinde miskin miskin oturanlara hücum eder. O, hiç bir iş yapmayan, vaktini sinek avlamak, avare avare dolaşmakla geçiren ve saatlerce dumanlı yerlerde boş laf eden insanlara musallat olur.
Ve yine o din, iman, vatan ve millete hizmet adına hiçbir şey yapmayan, din ve iman hizmetlerine karşı kapalı yaşayan fertlerle uğraşır ve onları baştan çıkarır. Zira böyleleri, şeytanın arayıp da bulamadığı birer avdır.
Madem şeytan daha çok miskinlik, tembellik ve meşguliyetsizliğimizden istifade ediyor, boş durduğumuz sürece içimize uygun olmayan düşünceler, kuruntular atıyor, başka şeylerle meşgul olmayan hayalimizi kendi namına meşgul ediyor ve günahları düşündürüp günah işlemeye zorluyor; öyleyse biz de, daima meşguliyetle, aksiyonla, faaliyet ve hizmetle terlemekle şeytanın parmak sokabileceği yerleri doldurmalıyız ki, o da bizde umduğunu bulamasın.
İşleyen demir pas tutmaz; sürekli hareket eden, durmadan hak ve hakikati duyurma adına koşan bir insanın aynı zamanda hem bedeninde, hem de ruhunda bir zindelik, bir neşe olur, rızkı bereketlenir, aile yuvası da cennet köşelerinden bir köşe haline gelir.
Şunu da unutmayın, biz vefa gösterip, Allah’ın dinine omuz verdiğimiz sürece, Allah’ı her zaman bize karşı vefalı bulacağız ve O, bizi şeytanın vesveseleri ve nefsimizin arzularıyla baş başa bırakmayacaktır. Bizi yad ellerde bozulmaya, sönmeye, çürümeye ve ölmeye terk etmeyecek ve “kulum” diyecektir.
Şu şeker-şerbet söze bakın: “Siz bana karşı sözünüzde vefalı olun; Ben de size sözümde vefalı olayım.” (Bakara, 2/40) Biz aşkla, şevkle gerilip gönüllerde Allah’ın duyulması ve kalplerin O’nunla oturaklaşması istikametinde ölesiye koşturursak, inşaallah Rabbimiz de bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz günahları yüzümüze vurmayacak, bizi bataklıkta, şeytanın elinde bırakmayacaktır.
11. Şehevi duyguları tahrik edici ortamlardan uzak durun
Zina ve fuhşa bulaşmamak için sizi tahrik edici ortamlardan, cinselliği teşvik eden yayınlarla muhatap olmaktan, özendirici hayal, bakış, konuşma gibi eylemlerden uzak durun.
Mesela bir çay içmek için okuduğunuz okulun kafesine gittiğinizi düşünelim. Orada otururken sehpanın üzerinde bir gazete veya dergi gözünüze ilişmiş olsun. Şimdi siz daha önceki tecrübelerinizden o gazete veya dergide müstehcen resimlerin olduğunu biliyorsunuz. Bu durumda yapacağınız şey o gazete veya dergiye hiç elinizi sürmemek. Elinize aldığınızda mutlaka o hoş olmayan görüntüler gözünüzü ve gönlünüzü kirletecektir.
Bunun dışında mesela çok lüzumlu olmadığı takdirde internete girmeyin. Mail kutunuza gelen cinsel içerikli mailleri açmayın. Bilgisayarınıza bu tarz sitelere girmeyi engelleyen programlar yükleyin.
Maalesef televizyonlarımız reklam veya diğer programlarda günün her saatinde şehevi duyguları tahrik edici yayınlarla dopdolu. O yüzden televizyon izlemekten ziyade radyo dinlemeyi tercih edin.
Günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz bu türlü ortamları daha da çoğaltabiliriz. Rabbimiz bize bir irade vermiş. Bu irademizi hayır istikametinde kullanmalı, bizi günaha davet edici atmosferden fersah fersah uzak olmalıyız.
__________________ Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi... |