Konu Başlıkları: Kabir azabı...
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Nisan 2009, 09:57   Mesaj No:28

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Kabir azabı ile ilgili bir kaç soru ve cevap

Kabir azabı var mıdır, varsa bu bedene mi ruha mı yapılacaktır?


Her insan ister ölerek toprağa gömülsün, ister boğularak denizin dibinde kalsın veya yırtıcı bir hayvan karnında bulunsun veya yanarak külü havaya karışsın, mutlaka kabir hayatı geçirecektir İnsan öldükten sonra kabre konulunca, Münker ve Nekir adında iki melek, kendisine gelerek; "Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? Dinin nedir?" diye sorarlar İman ve güzel amel sahipleri bu gibi sorulara doğru cevap verirler Bu gibi ölülere cennet kapıları açılır ve Cennet kendilerine gösterilir Kâfir veya münafık olanlar ise bu sorulara doğru cevap veremezler Onlara da Cehennem kapıları açılır, oradaki azap kendilerine gösterilir Müminler nimet içerisinde, sıkıntısız ve huzurlu yaşarken, kâfir ve münâfıklar ise kabirde azap göreceklerdir (bk ez-Zebîdî, Tecrîdi Sarih, terc Kamil Miras, Ankara 1985, IV 496 vd)

Kabirde azap ve nimetin varlığını gösteren birtakım ayet ve hadisler vardır Bir ayet-i kerimede; "Firavun ve adamları sabah-akşam ateşe atılırlar Kıyametin kopacağı gün de denilir ki; Firavun hanedanını ateşin en şiddetlisine sokun" (el-Mümin, 40/46) buyurulur Buna göre kıyamet kopmadan önce de yani kabirde de azap vardır Peygamber efendimiz; "Allah, iman edenlere bu dünya hayatında ve ahirette, o sabit sözlerinde daima sebat ihsan eder" (İbrahim, 14/17) ayetinin kabir nimeti hakkında indiğini açıklamıştır (Buhârî, Tefsîr, sure: 14)

Kabir azabı ile ilgili hadis kitaplarında pek çok hadis-i şerif zikredilmektedir

Bunlardan bir kaçı şöyledir: Hz Peygamber (sas) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında koğuculuk yapıyor, diğeri ise idrardan sakınmıyordu Bunun üzerine Resulullah (sas) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında: "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur" (Buhârî Cenâiz, 82; Müslim, İmân, 34; Ebû Dâvud, Tahâret, 26) buyurmuşlardır

Hz Peygamber diğer bir hadislerinde şöyle buyururlar: "Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur" (Tirmizî, kıyamet, 26)

Başka bir hadiste de şöyle buyurur: "Ölü mezara konulunca, birine Münker, diğerine Nekir adı verilen siyah mavi iki melek gelir; ölüye derler ki: "Şu Muhammed (sas) denilen zat hakkında ne dersin?" O da şöyle cevap verir "O, Allah'ın kulu ve Resuludur Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, Muhammed de O'nun kulu ve elçisidir Bunun üzerine melekler; Biz senin böyle diyeceğini zaten bilmekte idik", derler Sonra onun mezarını yetmiş arşın genişletirler Daha sonra bu ölünün mezarı ışıklandırılır ve aydınlatılır Daha sonra melekler ölüye: " Yat ve uyu " derler O da; "Aileme gidin de durumu haber verin" der Melekler ona; "Zifafa giren ve sadece en çok sevdiği kişi tarafından uyandırılan şahıs gibi mahşer gününe kadar sen uyumana devam et" derler Eğer ölü münâfık olursa, melekler şöyle der: "Şu Muhammed (sas) denilen zat hakkında ne dersin?" Münâfık da şöyle cevap verir: "Halkın Muhammed hakkında bir şeyler söylediklerini işitmiş, ben de onlar gibi konuşmuştum Başka bir şey bilmiyorum Melekler ona; "Böyle diyeceğini zaten biliyorduk" derler Daha sonra yere "Bu adamı alabildiğine sıkıştır" diye seslenilir Yer de sıkıştırmaya başlar Öyle ki o kimse kemiklerini birbirine geçmiş gibi hisseder Mahşer gününe kadar bu sıkıntı devam eder" (Tirmizi Cenâiz 70)

Kur'an'da şehitlerin kabir hayatıyla ilgili olarak şöyle buyurulur: "Allah yolunda öldürülenleri, sakın ölüler sanmayın Bilâkis onlar diridirler Rableri katından rızıklandırılmaktadırlar" (Âlu İmrân, 3/169), "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin Bilâkis onlar dirildirler Fakat siz farkında değilsiniz" (el-Bakara, 2/154)

Kabir azabının yalnız ruha mı, yoksa bedene mi olacağı konusuna gelince:

Ölüm yokluk değildir Daha güzel bir alemin kapısıdır Nasıl ki, toprak altına giren bir çekirdek, görünüşte ölüyor, çürüyor ve yok oluyor Fakat gerçekte daha güzel bir hayata geçiş yapıyor Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçiyor

Aynen bunun gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa giriyor, çürüyor ama geçekte berzah ve kabir aleminde daha mükemmel bir hayata kavuşuyor

Beden ile ruh, ampul ile elektrik gibidir Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya devam ediyor Biz onu görmesek te inanıyoruz ki, elektrik hala mevcuttur Aynen bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor Fakat var olmaya devam ediyor Cenab-ı Allah Ruh’a münasip daha güzel bir elbise giydirerek, kabir aleminde yaşamını devam ettiriyor Ruh, mükafatı veya cezayı bu yeni giydiği elbise ile görecektir

Bu sebeple Peygamberimiz, “Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yada Cehennem çukurlarından bir çukurdur” buyurarak, kabir hayatının varlığını ve nasıl olacağını bize haber veriyor

İmanlı bir insan iyileşmeyen bir hastalıktan ölürse şehittir Böyle şehitlere manevi şehit diyoruz Şehitler ise kabir hayatında serbest dolaşırlar Kendilerinin öldüğünü bilmezler Sanki yaşadıklarını zannederler Sadece daha mükemmel bir hayat yaşadıklarını bilirler Peygamberimiz, “Şehit ölüm acısını hissetmez” buyurur

Kur’an-ı Kerim de şehitlerin ölmediği bildirilir Yani kendilerinin öldüğünün farkında değillerdir Mesela iki adam düşünün Rüyada çok güzel bir bahçede beraber bulunuyorlar Biri rüya olduğunu bilir Diğeri ise rüya olduğunun farkında değil Hangisi daha mükemmel lezzet alır? Elbetteki rüya olduğunu bilmeyen Rüya olduğunu bilen, şimdi uyanırsam şu lezzet kaçacak diye düşünür Diğeri ise tam ve gerçek lezzet alır

İşte normal ölüler, öldüklerinin farkında olduğu için lezzetleri ek------ Halbuki şehitler öldüklerini bilmediğinden aldıkları lezzet tamdır

İmanlı ölen ve kabir azabı görmeyen insanların ruhları serbest dolaşır Bu sebeple pek çok yere gidip gelebilirler Bir anda çok yerde bulunabilirler Aramızda dolaşmaları mümkündür Hatta şehitlerin efendisi Hz Hamza pek çok insana yardım bile etmiştir, ve halada yardım ettiği insanlar vardır

Ruhlar aleminden anne karnına gelen insanlar, oradan dünyaya doğarlar Burada buluşup görüşürler Aynen bunun gibi bu dünyadaki insanlar da, ölüm ile öbür tarafa doğarlar ve orada dolaşırlar Nasıl ki buradan öbür tarafa gideni uğurluyoruz Kabir tarafından da buradan gidenleri karşılayanlar var İnşallah bizleri de başta Peygamberimiz olmak üzere, bütün sevdiklerimiz orada karşılarlar Yeter ki bizler Allah’a gerçek kul olalım

Yeni doğan çocuğu burada karşıladığımız gibi, buradan öbür tarafa giden bizleri de inşallah dostlarımız karşılayacaktır Bunun şartı Allah’a iman, O’na ve Peygamberine uymak ve iman ile ölmektir
Sİslamiyet
Alıntı ile Cevapla