Fıkhi ana kaideler
1 BÎR İŞTEN MAKSAT NE İSE HÜKÜM ONA GÖREDİR
Açıklama :
— Bir iş üzerine terettüp edecek hüküm, o işten maksat ne ise ona göre olur Meselâ :
a) Bir şey hem helâllik, hem haramlık vasfını taşıyorsa bunlar*dan hangisi kasdedilerek işlenmişse ona göre hüküm alır Yerde bu*lunan bir eşyayı, sahibini bulup vermek için almak helâldir Kendi*ne maletmek için almak haramdır
b) Kurulan çadıra bir av hayvanı takılıp kalırsa, bakılır : Eğer çadır bu maksatla kurulmuşsa, takılan hayvan çadır sahibinin' olur; bu maksatla değilse ona sahip olamaz Asıl o hayvanı avlamak iste*yip onu izleyen kimse sahip olur]
2 AKİDLER İTİBAR MAKSAD VE MANAYADIR; ELFAZ VE MEBÂNİYE DEĞİLDİR
Yapılan bir akidde kasdedilen mana başka, lâfız da başka olur*sa, itibar manayadır Meselâ :
a) Beş gram altın 4,5 gram altınla değiştirme muamelesi «Beyi = alım-satım» ismi altında cereyan etse bile bu, mana yönünden faiz muamelesine girer ve caiz değildir
b) Vefaen beyi'de «rehin» Hükmü câri olur Çünkü bir malı ka*rarlaştırılan şartlara göre semen ve mebi' (malın değeri olan para ve satışı yapılan mal) tekrar iade edilmek üzere satışını yapmaya, her ne kadar lâfız yönünden «bey'i bi'1-vefâ» deniliyorsa da, mana yö*nünden «rehin» muamelesine girdiği için bunda rehin hükmü câri*dir Bir nev'i ipotek olup borcu te'minata bağlamaktır]
3 YAKÎN (KESİNLİK İFADE EDEN ŞEY) ŞÜPHE İLE ZAİL OLMAZ
Meselâ :
— (A)'nın (B) üzerinde 1000 lira alacağı var (B) bu borcu (A)'-ya ödediğine dair hüccet ve delil gösteriyor (A) da hâlâ 1000 lira (B)'de alacağı olduğuna hüccet ve delil gösteriyor Bu durumda (A)'-nın delili, bu alacağının diğer 1000 lira alacağını (B) ödedikten son*ra yenilendiğini beyyine ile isbat etmedikçe kabul olunmaz Çünkü beyyine hüccet-i kaviye demektir ki, şehadet ikrar ve yeminden nü-kûle şâmildir (B)'nin bu borcu ödediğini delile dayanarak söylemesi yakın (kesin bilgi) ifade eder (A) 'nm iddiası ise, her ne kadar deli*le dayansa da şüphe ifade eder [3
4 BİR ŞEYİN BULUNDUĞU HAL ÜZERE KALMASI ASILDIR
Bir şey bulunduğu, tesbit edildiği zamanda ne hal üzere ise, ak*sine bir delil sabit olmadıkça o hal üzere kalması, değişikliğe uğra*maması asıldır; ona göre hüküm verilir
Bilindiği gibi, eşya zamanla değişir, değişikliğe uğrayabilir Her değişmeyi bir hadis meydana getirir Fakat bir şeyin bulunduğu hal üzere kalması muhakkak, değişime uğraması ise muhtemeldir Bu ba*kımdan muhakkak olan hal, muhtemel olan hale nazaran önde gelir
Meselâ :
a) Bir şahıs uzun müddet kaybolur; sağ veya ölü olduğuna dair kesin bir bilgi elde edilmezse, -Hanefilere göre 90 yaşını bitirinceye kadar- onun sağ bulunduğuna hükmedilir ve buna göre miras ve bâ*zı hususlar da dikkate alınır
b) Evin bir kısmı satıldıktan sonra, biri o kısma Şerîk (ortak) olduğunu iddîa ederek şuf'a talebinde bulunur, müşteri de elinde sa*tın aldığı kısım hakkındaki bu iddiayı inkâr ve red ederse, müşteri*nin sözü asıl olarak kabul olunur; şüf'a iddiası ise ancak delil ve hüc*cet ile sübut bulur Çünkü bulada asıl olan satılan kısmında başka*sının şüf a'dar olmasıdır ve böylece o, bulunduğu hal üzere kalır
5 KADÎM KADEMİ ÜZERE TERK OLUNUR :
Çünkü bu hususta asıl olan bir şeyi bulunduğu hal üzere bırakmaktır
Bir şeyin ötedenberi devam edegeldiği hal, onun o hal üzere meş*guliyetine delil sayılır Zira bu kaide esas tutulmayacak olursa,, bir çok tarihî kıymetler bulunduğu hal üzere bırakılmama ve böylece asliyetini kaybetme tehlikesiyle başbaşa kalır
Meselâ :
a) Vakıf olduğu bilinen, fakat vakfiyesi ve vakıf şartı tesbit edilmîyen bir vakfm gailesi (geliri) ötedenberi nereye sarfediliyor ve
nasıl kullanılıyorsa öylece dokunulmadan devam eder; dokunulmaz
b) Tarla sahibi ötedenberi tarlasının içinden geçen yol veya suyu kaldırmak istese veya yoldan ve sudan istifade edenlere mâni' olmak istese, bakılır : Eğer ötedenberi bunun böyle devam edip gel*diği isbat edilirse, kademi üzere kalır; tarla sahibinin müdahalesi men'edilir
6- ZARAR KADÎM OLMAZ :
Genel olarak zararlı bilinen şeylerin işleyip yapılmasına cevaz verilmez Bu, hemen hemen her devir ve idare sisteminde böyledir Müstesna olarak, böyle bir şeye müsamaha edilmiş veya yapılırken görülmemişse, umumî kaideyi bozmıyacağından kademine bakılmak*sızın kaldırılır
Meselâ :
a) Birine ait ağaç yola sarkmış, gelip geçenlere zarar veriyor*sa, bu ağaç bir asır önce bile buraya dikildiği isbat edilse bile, ke*silir Çünkü zarar kadim olamaz
b) Bir evin lağım veya mutfak suyu sokağa açıktan akıyor; ge*lip geçenlere zarar veriyor, komşuların sıhhatim bozuyorsa, ev ya*pıldı yapılalı bu suyun sokağa aktığı isbat edilse bile, derhal kaldı*rılır