Düşmanla savaşta kadının rolü
Düşmanla Savaşta Kadının Rolü
(Birinci Bölüm)
Yusuf bin Salih el-Iyeyrî
Takdim
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
Hamd, ezelden ebede dek yalnızca Allah’a öz¬güdür O’nu över ve O’ndan Peygamber efendimizi, O’nun ehl-i beytini ve ashâbını rahmetiyle kuşatmasını dileriz
Muhterem bacım! Dünyanın tüm ülkelerinde İslam’a ve Müslümanlara karşı açılmış olan yeni haçlı seferlerine karşı önemli bir rolün vardır Gerçekten bu, senin için çok büyük ve önemli bir görevdir Bu satırlarda size hitap ediyorum Aslen bu yazdıklarımın iki katı kadar uzunluğa muhtaç olan bu konuda benim sözü biraz uzun tutmamın sebebi konunun oldukça büyük bir önem arzetmesindendir O halde beni iyi dinleyin Allah sizi korusun ve muhafaza etsin
Bugün İslam ümmeti aşağılanma ve zilletin her çeşidine maruz kalmıştır Ümmetin karşılaştığı bu durum geçmiş asırlarda karşılaşılan aşağılanma ve zillete hiç benzememektedir Zira geçmişte bu durum şimdiki kadar yaygın değildi Ancak bugün bu aşağılanma ve zilletin temel sebebi ümmetin fertlerinin sayısının az olması ya da ümmetin fakirlik içinde olması değildir Bilakis İslam ümmeti günümüzde en büyük ümmet olarak telakki edilmektedir Ve aynı şekilde düşmanların sahip olmadığı zenginliğe ve diğer unsurlara sahip olan tek ümmettir O halde burada kendiliğinden şu soru gündeme gelmektedir Günümüzde ümmetin çektiği bu sıkıntının sebebi mali ve insani kaynak bakımından fakirlik değilse nedir?
Bu sorunun cevabını Sevban (ra)'ın rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bizlere şöyle vermektedir:
“Size çullanmak üzere, yabancı ka¬vimlerin, tıpkı sofraya çağıran yiyiciler gibi birbirlerini çağıracakları zaman yakındır” Orada bulunanlardan biri: “O gün sayıca az olmamızdan dolayı mı?” diye sordu Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Hayır, bilakis o gün çok¬sunuz Lakin sizler bir selin getirip yığdığı, hiçbir ağırlığı olmayan çerçöpler durumunda olacaksınız Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak” buyurdu Orada bu¬lunanlardan biri: “Zaaf nedir ey Allah’ın Rasulü?” dedi Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Dünya sevgisi ve ölüm korkusu”
Ahmed bin Hanbel'in diğer bir rivayetinde "Savaşı kötü görmenizdir" şeklinde geçmektedir
İşte bu hadis-i şerif, o kafa karıştırıcı sorunun cevabıdır Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bunun cevabını 1400 sene önce cevabını vermiştir İslam ümmetini mahveden illet, dünya sevgisi ve ölüm korkusudur Ne zaman ümmet dünyayı sevip ölümden nefret etmeye başladı işte o zaman Allah’ın Yahudileri tarif ettiği ‘‘Sen onları, insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun’’ (2/Bakara: 96) beyanını bu ümmete muvafık oldu
Ayette geçen "…yaşamaya…" kelimesi yaşamanın her türlü çeşidini kapsayan nekra bir ifadedir Bu yaşam aşağılanma ya da zillet içinde bir yaşam olabilir… Hayvanların ya da böceklerin yaşadığı gibi bir yaşam da olabilir… Önemli olan sadece yaşamdır…
İşte bu sevgiden dolayı ümmet kendisine veya dinine yaraşmayan aşağılık bir hayat tarzına bağlandı Tüm bunların sebebi, onların dünyayı sevmesi ve ölümden nefret etmesidir