RE: Osmanli Mûsikîsi
19. yy.. Osmanlı mûsikîsinin ilk ikisi neo-klâsik üslubu diğer ikisi (biri ses biri sazda) devrimci üslubu benimsemiş olan dört büyük romantiğin kadîm medeniyetin enkazı altında bir kor gibi gülümsediği son dönemidir: Zekaî Dede ile Tanbûrî Ali Ef. ve Hacı Arif Bey'le Tanbûrî Cemil Bey edebî form ve akımlarla hemen paralel bir gelişme çizgisinde yürüyen Osmanlı mûsikîsi klâsik anlamda doruğuna Hafız Post Itrî Zaharya Osman Dede Ebübekir ve Abdülhalîm Ağa'lar ve Tab'î ile çıkmış bu Bestekârlar da en güzel eserlerini Fuzulî Bakî Nabî Nefî Nedîm Nev'î Fasîh Fazıl Fıtnat ve Vasıf gibi klâsik dîvan şairlerinin gazelleri üzerinde vermişlerdi.
Klâsik formlardaki sözlü eserlerde besteciler güftenin manasıyla yetinmez hatta bu manadan kuvvet almaya ihtiyaçları olmadığını göstermek istermişçesine çok defa sadece bir beytini besteledikleri güfteye besteleme sırasında terennüm adı verilen ilaveler yaparlardı. 19. yy.dan itibaren yaşama şartlarında ve zaman kullanma anlayışında meydana gelen değişikliklerin sonucu olarak büyük formlu eserlerin başlıca özelliği olan bu terennümlerin parçayı fazla uzattığı ağır ve ağdalı hale getirdiği düşünüldü; daha kısa daha özlü ve lirik ifade şekilleri aranmaya başlandı. Bunun ilk çaresi ise önce uzun terennüm bölümleri olmayan sonra da güftedeki kelimelerin uzatılmadan (heceler uzun ezgilerle yayılıp sündürülmeden) bestelenmesine imkan verecek küçük usullerin kullanılması idi. İşte Osmanlı edebiyatında 18. yy .dan sonra yazılmaya başlanan ve bu amaca klâsik gazel ve kasidelerden daha uygun düşen şarkı formundaki şiirler Hacı Arif Bey'le (1831-1884) sözlü müzik besteciliğinin ana unsuru haline geldi.(41) Yaşadığı acı ve çalkantılarla dolu hayatı tam olarak yansıtan romantik Osmanlı mûsikîsinde melankolik lirizmin doruğundaki şarkıların yaratıcısı "Arif Beyi" Recai zâde Ekrem Mehmed Sadi Muallim Naci ve Feyzi Mahmud Celâleddin Yusuf Ken'an İzzet Molla Niğdeli Hikmet ve Ziya Paşa gibi Tanzimat şairleriyle Yahya Kemal A.R. Altınay ve M.N. Irmak gibi sonraki şairlerin güftelerini besteleyen Rifat Şevki ve Rahmi Bey'ler Şekerci Cemil Lem'i Atlı S. Z. Özbekkan ve Z. A. Ataergin'le F. Tokay gibi romantikler izledi. Klâsik anlayışın ötesinde duygunun mantık ve şekilden daha fazla önem kazandığı şairane (resim diliyle pitoresk) ifadeler arama akımı demek olan Romantizm Batıda aşağı-yukarı aynı çağlarda Weber Schubert Schumann Mendelssohn Wagner Verdi ve Berlioz'un klâsik şarkılarında [kunstlied] temsil ediliyordu.(42)
|