Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Mayıs 2009, 11:29   Mesaj No:1

Arın

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Arın isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2647
Üyelik T.: 15 Temmuz 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 143
Konular: 54
Beğenildi:7
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart NAMAZI HUŞUYLA KILMANIN 40 HALİ..

NAMAZI HUŞUYLA KILMANIN 40 HALİ..

Namazı huşu içinde kılmak için pratik tavsiyelerde bulunan bir yazı.

Namazı hissederek kılmak için:

1. Herşeyden önce namazı ciddiye almak gerekiyor.

2. Namazın hayatımızda yapacağı derin etkinin bilincinde olmalı ve bu etkiyi elde etmek bizim namaz kılarken motivasyonumuzu oluşturmalı.

3. Namaza başlamadan önce ruhi bir ön hazırlık yapmak gerekiyor. Namaza birden başlamak konsantrasyonu yakalamak için bir engeldir. Yani seccademizi serdiğimizde o an Rabbimizin huzuruna çıkmak için hareket ettiğimizi aklımıza getirmeliyiz.

4. Kılacağımız namazın belki son namazımız olabileceğini düşünmeliyiz.

5. Namaza durduğumuz vakit kimin manevi huzuruna girdiğimizi idrak etmeliyiz. Huzurunda durduğumuz varlığın yüce şanını ve azametini düşünmeliyiz..

6. Böyle bir varlığın huzuruna çıkabilmenin ne kadar mutluluk verici bir olay olduğunu hatırlamalıyız ve hissetmeliyiz.

7. Okuduğumuz ayet ve duaların anlamlarını ezberlemeli ve onları düşünmeliyiz. Ayet ve dualardaki anlamlar bizim namaz esnasındaki düşüncelerimizi/aklımızın faaliyetini yönlendirmeli.

8. Dünyevi duygu ve düşüncelere geçit vermemeye hassasiyet ve titizlik göstermeliyiz. Zihnin başka şeylere takılması oranını her namazımızda daha bir aşağıya indirmeliyiz. Namazın büyük oranı % 80, giderek %90, % 95, % 99 konsantrosyonlu geçmeli. İdeal olanı hedeflemek namazı ne kadar ciddiye aldığımızın göstergesi olacaktır. Bu konuda, Rabbimize yaklaşma, Onun hoşnutluğunu elde etmek için konsantrosyonu yakalama konusunda hırslı olmalıyız.

9. Namazdaki bedensel hareketlerin anlamını bilmeliyiz. Kıyam, rüku, secde gibi hareketlerin başlı başına sembolik anlamları vardır, bu hareketleri yaparken salt bu anlamları düşünürek o hareketleri gerçekleştirmenin bizim namazımıza katacağı birçok ulvi duygu ve düşünceler vardır. Buna paralel olarak okunan dua, ayet ve tesbihlerin anlamları idrak edilerek okunduğunda elde edeceğimiz manevi hazzı düşünün. Araya şeytanın vesvesesinin karışması için bir boşluk bırakılmamış olacak. Aksi takdirde rükua varırken bu rükunun anlamını o an düşünmezseniz aklınızın (o an) başka şeylere dalması kaçınılmaz olabilir. Bu anlık dalgınlık rükuda iken okuduğunuz tesbihatın anlamını düşünmekten sizi mahrum edebilir. Bu ikinci dalgınlık ve gaflet üçüncüsüne yol açabilir ve ila ahir. Namaz kesintisiz bir zikir eylemidir. Saniyelerinizi Allahı zikretmekle geçirmezseniz şeytan namazınıza müdahele eder. Bu olay ciddi bir konsantrasyonu ve bunu başarma konusunda yüksek bir iradeyi gerektirir.

10. Bir insanın Allahla olan ilişkisinin ne kadar güçlü olduğunun en önemli göstergelerinden birisidir namaz. Eğer namazınızdan memnun değilseniz Allahla sağlam bir rabıta(irtibat) kuramamışsınız demektir. Bu durum ise eğer müminlerden isek bizi kaygılandırmalı, bizi endişeye düşürmeli. Bu endişeyi duymak ise namazı dosdoğru kılma konusunda bizi yeniden motive eder ve gayrete getirir.

11. Sabah namazları bu bağlamda en çok önemsenmesi gereken namazlardır. Eğer her iki üç günde(veya her iki üç haftada) bir sabah namazlarını kaçırıyorsak namaz denen olgu bizim kalbimize daha henüz sinmemiştir. Allah için uykusunu bölüp kalkamayan insanların Onunla sağlam bir sevgi ilişkisi kurdukları iddia edilemez.

12. Namazı dosdoğru kılmak bir süreçtir. Bugünden yarına mutmain edici bir seviye yakalamak mümkün olmayabilir. Ancak bu konuya özen gösterirsek, her kıldığımız vakit namazından sonra bir muhasebe yapıp bir dahaki vakit namazında bir öncekisinde yaptığımız gafletleri, hataları tekrarlamamaya karar verebilirsek, ve ikinci vakit namaza durmadan önce de bu aldığımız kararı yeniden hatırlayıp namaza durabilirsek bu konuda kalbimizdeki samimiyetin derinliğine göre mesafe alırız.

13. Bizi namaz konusunda gerileten unsurlardan bir tanesi namazı bir alışkanlık ve mekanik bir olgu haline dönüştürmemizdir. Namaz kendi özünü ve canlılığını alışkanlık olduğu zaman kaybeder. Her kılınan namazı apayrı bir OLAY gibi algılayabilirsek ve gerçekten bu ruh haliyle namaza durursak alışkanlık, monotonluk ve mekaniklikten kurtulmuş oluruz.

14. Namazda ağlamak manevi duyguların iç dünyamızdaki tıkanıklıkları aşıp dışarıya yol bulduğunun bir göstergesidir ve bu haliyle manevi gelişim konusunda bir kilometre taşıdır.
-Onlara ayetlerimiz okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.- ayetini hatırlayalım. Allah için en son ne zaman ağladık ? Namaz ağlamanın en uygun ve münbit zeminidir. Ağlamak için birçok sebep var: Allahın şanının ve büyüklüğünün azametini tefekkür ederek ağlamalıyız, günahlarımızı hatırımıza getirip bunların verdiği utanç duygusundan dolayı ağlamalıyız, müslüman olmanın, Ona hak yolda ibadet edebilmenin sevinciyle ağlamalız....

15. Namaz kılarken Rabbimizim bizim o anki haleti ruhiyemizi gördüğünü, bizi gözlemlediğini, gaflet içinde kılıp kılmadığımıza baktığını hatırlayın. İster misiniz ki Yüce Allah sizi bu halle kendi huzurunda görsün. Onun huzurundayken aklımızı başka şeylerle meşgul etmek suretiyle Ona karşı ne kadar çok ayıp ettiğimizi hiç düşündünüz mü ? Biz gerçekten O’na borçluyuz, namazı dosdoğru kılma konusunda bizim bir gönül borcumuz var. Ona karşı halis duygular içinde namazımızı eda edemiyorsak vay halimize.

16. Namazı hissederek kılma konusunda her birimizim yapabileceği ve yaptığı birçok güzel tecrübeler vardır. Namazlarımızı muhasebe ederken işin bu metodik boyutuyla ilgili de sürekli yeni dersler ve metodlar çıkarmaya çalışalım, namazı daha doğru nasıl kılabilirim sorusuna sürekli yeni cevaplar üretebilmeliyiz. Herkesin bu konuda mutlaka değerli tavsiyeleri vardır. Bunları paylaşırsak hepimiz biribirimizden faydalanmış ve Allaha daha fazla yaklaşma konusunda ilerlemiş oluruz.

17. Ne kadar yavaş kılarsak o kadar huşu içinde kılmak mümkün olur.
İnsanın nefsi namazdan hoşlanmaz. Fakat ruhu tadına varınca mest olur.
Nefis engelini aşmanın yolu namazı süratli kılmamaktır. Nefis bizi önce namazı hızlı kılmaya sevkediyor hemen başlar başlamaz. Bu ilk hamlesini durdurabilirsek onun şevkini kırmış oluruz. Gerisi daha kolay olur. Bir deneyin...

18. Kişinin namaz konusunda kendisini elestirmesi ve rahatsız olması samimiyetine isarettir.
Nice insan var kalbinde hiç rahatsizlik duymuyor bu konuyla ilgili. Kalbdeki pişmanlik kişinin imanına delalet eder. Dolayısıyla burada bina edilebilecek bir zemin var demektir.

Bu zemin üzerine birşey bina etmek icin ise bazı metodları da bilmek gerekir.

Mesela üzerine bina edeceğiniz zeminin bu ağırlığı kaldırabilecek kadar güçlü olmasi gerekir.

Tıpkı bunun gibi İman da öncelikle güçlendirilmeli eğer namaz gibi disiplinli ve sürekli bir eylemi üzerine bina etmek istiyorsan. Kuran imanın artabileceğinden bahsediyor.

Kuran'da Allah "Indirdigimiz ayetler onlarin imanlarını artırır" buyuruyor. O halde yapılacak ilk iş:

"Kurani anlayarak sürekli okumak". Anlaşılmayan bir Kuran insanın imanını nasıl artırsın ?
Kuranla hemhal olmak bir nevi Allah'ın emirlerini yerine getirmek icin bir enerji kaynağıdır.

19. Namazdan zevk alabilmek, namazda sürekliligi beraberinde getirir. Bunun için

20. Kılınan namaz bir yük olarak algılanmamalı.

21. Namazda okuduğumuz ayet ve duaların manaları ezberlenmeli ve okunurken anlamı üzerinde düsünülmeli.

22. Namaz esnasında gerçekten kimin huzurunda el bağladığımızı düşünmeliyiz. Kainatı yaratan Allah'ın huzurunda bulunmaktan daha güzel bir duygunun olmayacağını sürekli hatıra getirmek gerekir.

23. Akla gelen dünyevi düşüncelere karşı uyanık olup bunları def etmenin mücadelesini vermeliyiz. En büyük engeller de zaten bu tür aklın başka yerlere gezintiye çıkmasıdır. Bunu gemleyebilmeliyiz. Konsantrasyonumuzu namaza toplamalıyız.

24. Allah'ın büyüklüğünü, azametini ve diğer sıfatlarını aklımıza getirip Allah'ı sıfatlarını namazımızda düşünmeliyiz.

25. Namazda istikrarlı olmak için hayatımızın diğer alanlarında da Allah'ın isteklerine göre yaşama konusunda bir kararımız olmalı. Yani hayatımızı İslam'ı yaşama arzusu kuşatmalı, aksi takdirde sadece bir-iki farzı yerine getirmek tad vermez, bunların etkisi geçici olur.

26. Bakışımızı kendi kalb dünyamıza, iç alemimize yöneltmeliyiz. Allah'la içten bir ilişki kurup bu ilişkiyi güçlendirme hususunda derinleşmeliyiz. O zaman namaz da zevk vermeye başlar, hayatımızdaki gerçek yerini alir.

27. Allah'a olan sevgimizi güçlendirecek konular üzerinde düşünmeliyiz. Mesela onun nimetlerini -kendi bedenimizdeki(kalp, göz, kulak, vs.) ve dış alemdekiler (yiyecekler, su, vs..)- sürekli hatırlamalıyız.

28. Allah'ı çok seven bir kişi namazından gafil olmaz ve namazı bırakmaz. Bu yüzden sevgimizi güçlendirirsek namazdaki azim de ister istemez güçlenecek.
Sevgi ise sevilen varlık çokca anılırsa, düşünülürse güçlenir.
O varlık niçin sevilmeli, sebepleri düşünüldüğünde sevgi de ister istemez güçleniyor:
Onun bizi var etmiş olması, varlık olmak, ruh, bilinç, akıl sahibi bir benlik olmak bile Allaha ömür boyu sükran dolusu bir kalp taşımak icin yeterli.

29. İbadetin maksadı ruh boyutu olduğu için, bu alanda ne kadar derinleşirsek o nisbette doğruda ilerlemiş oluruz. Yani maksadda derinleşmek aşırılık olamaz. Araçta 'derinleşmek' aşırılığa götürür. Mesela 'Allah sevgisini' ele alalım, Allah'a derin bir sevgi beslemenin eleştirilecek bir tarafı olabilir mi ?

Tıpkı bunun gibi, namazda da aslolan ayetlerin belirttiği gibi 'huşuyu' yakalamaktır. Namazın amacı budur 'Secde et ve Allah'a yaklaş' (Alak, 19)

30. İnsanlar kolaya kaçıp ibadetleri şekillere hapsetmişler. İbadetin ruhunu yakalamak zihnen ve kalben enerji sarfetmeyi ve mücadele etmeyi gerektirdiğinden bunu herkes göze almaz. Halbuki herşeyin bedeli vardır. Bedelsiz hiçbir kazanım olmaz.

31. Peygamberimizin söylediği söylenen bir sözünde şöyle geçiyor:
Namaz gözümün nurudur.

Günlük hayatta birçok meşguliyet var. Namaz ibadetimiz bunların arasında eda edilmektedir. Bundan dolayı diğer işler gibi monoton, rutin ve ruhsuz bir hal alma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Namaz bu işlerin içinden sadece biri haline gelirse namazımız gerçek namaz olmaktan çıkar.
Halbuki namaz günümüzün akışı içinde günde 5 kere heyecan verici, en önemli işimiz hüviyetine kavuşmalı. Bunu aynen bu şekilde namaza başlamadan önce düşünmeli ve hissetmeliyiz. Kendi kendimize telkin suretiyle: ‘Şimdi günümün en mühim işini icra etmek üzereyim.’ demeliyiz. Bu bilinçle kılmaya başlarsak devamı da büyük ihtimal bilinçli olur. Yani başı da ve sonu da iyi hazırlanmalı namazın.

Kısacası, namaz gündelik işlerimizin arasında da ‘gözümüzün nuru’ olmalı.

Namaz an’ında bedeni hareketlerimizin(rükuya gidiş, secdeye varış vs.) ne kadar normal akışa uyup uymadığını, yani hızlılaşıp hızlılaşmadığını gözlemlemeliyiz. Bunun amacı namaz baştan savma ve yuvarlamanın önüne anında geçmektir.

Bunu çağrıştıran bir durum görürsek hemen eski haline döndermeliyiz. Normal akışa geri döndükten sonra daha önce çalan alarm’da oluşan artı bilinçle namazı devam sürdürmeliyiz.
Böylece gözlemlemiş olduğumuz aksaklıkları hayra tebdil etmiş oluruz, daha bilinçli kılmak için bu hataları da vesile olarak kullanmış oluruz.

Kısaca namaz an’ında
‘aksaklıklar + bunları gözlem + sonuç çıkarmak/daha duyarlı hale gelmek + sonuna kadar bu duyarlılıkla kılmaya devam’
suretiyle namazı daha duyarlı kılma imkanımız doğar.

32. Namazı monotonluktan kurtarmanın bir yolu da namaz vaktini düşünerek namaza başlamaktır. Elbette hangi vaktin namazını kıldığımızın farkındayız. Bunu kasdetmiyorum.

Mesela sabah namazını ele alalım:

‘Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et. 20/130

Şimdi namaza başlarken

-ayetin bu emri aynen bu kalıbıyla aklımıza gelmeli ve

-o an Rabbimizin buyruğunu yerine getirmek üzere kalktığımızı hatırlamalı ve

-bunu tabiattaki durumla (güneşin doğmasından önce) irtibatlandırmalıyız

Böylece yaptığımız eyleme ayrı bir canlılık katmış oluruz.

Tabiattaki durumdan maksat yaptığımız bu işin boyutunu göstermesi açısından önemli. Güneş gibi muazzam bir yıldızın hareketine bağlı olarak siz Allah’a ibadet ediyorsunuz. Güneş de Allah’a secde etmektedir. Siz de onunla bir şekilde bağlantılı olarak aynı eylemi gerçekleştirmektesiniz. Burada kainatla bütünleşerek Yüce Allah’a yönelme hissi uyanmaktadır.

Bu tarzı her namaz vaktinde böyle tekrarlamalıyız.

Her vaktin kendine göre farklı bir hususiyeti de var. Bu da monotonluğa karşı bir özelliktir.

Bu suretle yapılan namaz eylemine bizim daha bir önem atfetmemiz ve daha canlı ikame etmemiz sağlanabilir. İnşaallah.

33. Namazı kılarken okuduğumuz ayet, dua ve tespihlerin her cümlesinden sonra kısa bir tefekkür süresi bırakılmalı.

Böylece hem namazı hızlı kılma zaafından korunuruz hem de daha duyarlı ve bilinçli kılarız. Bu tefekkür süresinde ayet ve duaların manasını düşünmek gerekir.

Burada önemli olan husus, her cümleye ayrı bir sürenin ayrılmasıdır. Yoksa bütün olarak manasını düşünerek kılmaya çalışsak bile bazı cümleleri yine de monotonluk ve gaflet içinde okuyup geçiyoruz. Ama bilinçli bir şekilde duraklarla okumak daha farklı olacaktır.

Örnek verecek olursak:

Subhane Rabbiyel Azim, dediğimiz zaman 'Allah'ı her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim' cümlesi tefekkür edilmeli, burada vurgu 'tefekkür' kelimesi üzerindedir. Yoksa salt 'anlamak' yetmez. Tefekkür 'derin düşünmek' demektir.
Bu cümleyi rüku'da 2. sefer tekrarladığımızda da aynı şekilde bir tefekkür süresi ayrılması gerekir. Ve ila ahir.

Hatta Fatiha'dan sonra 'Amin'(Allah'ım kabul et) kelimesine bile bir tefekkür süresi borçluyuz. Her tefekkürün ifade edilen manaya göre bir ruh hali oluşmalı kişinin içinde.
'Amin' örneğinde kalırsak, edilen Fatiha duasından sonra tüm kalbimizle (Allah'ın kabul et) diyebilmeli ve onun duaları kabul eden olduğunu hatırlayarak ümitle dolmalıyız...

Namazda en çok tekrarlanan tesbih ifadesi 'Allah'u Ekber'dir. En çok tekrarlanan olmasından dolayı en çok gaflete geldiğimiz bir ifade olabilir.

Bu yüzden her 'Allah'u Ekber' nidasından sonra bir tefekkür süresi mutlaka bırakılmalı.

34. Namaz ömür boyu eda edilecek hepimizin önemini idrak ettiğimiz önemli bir farizadır.

Bu nedenle konuya uzun vadeli, bütün bir ömrümüzü gözönünde bulundurarak yaklaşmalıyız.

Yani namaz konusundaki gelişimimizi kısa vadeli gözlemlemek ve muhasebe etmek değil, bütün ömrümüzü gözönünde bulundurarak kendimize bazı hedefler koymalıyız.

Bu cümleden olarak:

Ömrümüzden geçen her yıl namaz konusunda ayrı bir derinlik edinmeyi kendimize hedef olarak koymalıyız.

Kendimize şu soruları soralım:

Kaç seneden beri namaz kılıyoruz ?

Bunca seneler namaz hususunda ne kadar derinleşebildik ?

Eğer vereceğimiz cevap menfi ise, aklımızı başımıza toplayıp senelik hedefler

belirlemeliyiz.

Bunu da Rabbimize karşı duyduğumuz haya duygusundan dolayı yapmalıyız.

35. Namazda hızlı ve acele kılmayı önlemenin yolu:

Hepimiz bu zaafa yakalanabiliriz. Ancak aceleye getirdiğimizi farkettiğimiz zaman namazın daha önemli olduğunu hemen aklımıza getirelim.

Hatta delilleriyle birlikte aklımıza getirelim. Neden namaz o an' için daha önemli ?

Ondan sonra insan tekrar sükunete kavuşuyor.

36. Rüku ve secdede ne düşünmeli:

Namazın en önemli rükunları olan rüku ve secdeyi hakkıyla değerlendirmek gerekir.

Her ikisinde de Allah'ı tesbih ettiğimizi unutmamalıyız.

Tesbih Allah'ın kudretini, şanını yüceltmek demektir.

Rüku ve secde an'ında Allah'ın gücünü, yüceliğini, azametini, sonsuz ilmi ve merhametini tefekkür etmeliyiz.

Zira söylediğimiz tesbih cümleleri: Sübhane Rabbiyel azim/a'la 'Allah'ı her türlü noksanlık ifade eden özelliklerden tenzih etmek demektir.'

Yani rüku ve secdeye gittiğimiz zaman, Allah'ı, biz bu şekilde düşünmeliyiz.

Ancak bu şekilde hakkıyla tesbih etmiş oluruz.

37. Namazda Başlangıcın Önemi:

Hep namazda gafletimizi şikayet ederiz.

Buna karşı aşağıdaki tavsiyeleri uygulamak insana çok şey kazandıracaktır.

Namaza Euzu-Besmele ile başlamanın önemine kısaca parmak basmak istiyorum:

Euzu billahi mineşşeytanir racim = Kovulmuş olan şeytandan Allah'a sığınırım

diyerek namaza başlamak okuyacağımız ayetleri bilinçli okumanın hazırlığını yapmak demektir.

Euzu-Besmele gaflete karşı bir kalkandır.

Kişi, kendisini namaz içinde meşgul edebilecek olan kovulmuş şeytandan Allah'a sığınmak suretiyle,

a) Allah'ın yardımını taleb etmiş oluyor,

b) Bu düşmana karşı teyakkuza geçiyor, onun oyun bozucu fonksiyonunu hatırlamak suretiyle.

Bismillahir Rahmanir Rahim = Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla/adına

demek suretiyle, kul yapacağı eylemin halisane olduğunu vurguluyor, bu hususta riyaya vb. gayri meşru niyetlere kapılmayacağına azmetmiş oluyor.

Artı, Allah'ın rahman ve rahim sıfatlarını anmak suretiyle O'nun merhametine kendisini teslim ederek namazı derin bir saygı ve sevgi ile kılmaya kendini hazırlamış oluyor.

Namaza (veya herhangi bir başka eyleme) başlangıç iyi/başarılı olursa, kişinin iradesine bağlı olarak devamının da iyi olması daha çok muhtemeldir ve daha kolaydır.

Başlangıç kötü olursa, daha Fatiha'nın ilk okuduğumuz ayetlerinde aklımız başka yerlere kayarsa, bunun farkında olacağımızdan motivasyonumuz da kırılarak devamında da aynı gaflet halini yaşamak mukadder olabilir.

Bu yüzden başından sonuna zihni ve kalbi bir disiplinle namazlarımızı ikame etmeliyiz.

Göreceksiniz, çook çook şeyler kazanacaksınız.

Rabbinize yaklaşmanın size vereceği manevi huzur ve lezzet sizi bu yolda daha da kamçılayacaktır. O halde önümüzdeki ilk vakit namazında bu tavsiyeleri uygulayalım ....
38. Namazı tekrar etmek:

Eğer kılınan namazdan tamamen tatminsiz ayrılıyorsak yeniden kılmak lazım. Eğer tekrar aynı durum yaşanırsa, biraz teneffüs edip yeniden kılmak lazım.

Namaz şaka değil, ciddi bir meseledir. İlk mücadele hep zor olur.

Buradaki vurguyu kalın puntoyla ifade ettim, yoksa tamamen eksiksiz kılana kadar yeniden kılalım demiyoruz.

'Ruhi tatmin' bu konuda bir ölçüdür.
39. Namaz öncesi dua:

Namaza başlamadan (iftitah tekbiri getirmeden ) önce namazı dosdoğru kılma konusunda kısa bir dua etmek:

'Allah'ım, namazımı dosdoğru kılmamı nasip eyle' vb. şekilde.

Ondan sonra tekbir getirip namaza başlamak kişiyi namazda bir nebze dahi olsa daha dikkatli kılabilir.

Bir deneyin...
40. Kısa kısa tavsiyeler:

* İç duygularımızı dinlemek. İnsan aklı kılınan namazın doğru veya yanlış olduğunu bilir.
* Namazı vaktinde kılmak.
* Ayetleri biraz sesli okumak.
* Namaz için özel hazırlık vakti ayırmak. (Misal olarak her namaz için 05-10 dak.)
* Okunan ayetlerin anlamını ezberlemek ve okuma esnasında kendini ona vermek.
* Namazda okumak için yeni Kur'an ayetleri ezberlemek (arapça + meal olarak)
* Namazlarda sürekli olmak.
* Namazı yavaş kılmak. Ayetleri düşünme zamanı ayırmak.
* Namazları cemaat ile kılmak.
* Namazdan sonra davranışları kontrol etmek. Davranışlarımızda iyiye doğru bir değişim var mı, yok mu diye.
* Namazdan sonra birdahaki namaza kadar gündemi belirlemek. Namazdan sonraki motivasyonu (enerjiyi) bir işe kanalize etmek.
* Namaz vakitlerine göre özel vakitlerimizi / günümüzü tayin etmek.

Quelle: Ömer Karaarslan, kuranislami.com
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Arın 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Azerinin aşkı :) Serbest Kürsü Filistin 6 2594 21 Mayıs 2009 18:27
Futbol dini !.. Serbest Kürsü NUR 2 2071 21 Mayıs 2009 18:24
ZİMEN DEFTERİ NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ ? Serbest Kürsü Arın 0 1838 21 Mayıs 2009 17:08
DUALARINIZ KABUL OLMUYORSA.. Serbest Kürsü inzar 1 1821 21 Mayıs 2009 12:03
MEŞHURLARIN OKUMA ALIŞKANLIKLARI Serbest Kürsü Arın 0 1764 21 Mayıs 2009 11:56