Yaz Kur’an Kursu Mekânı Olarak Cami
Yaz Kur’an Kursu Mekânı Olarak Cami
Özellikle yaz kursları söz konusu olunca hemen camiler akla gelmektedir. Çünkü, bu kursların tamamına yakın çoğunluğu camilerde gerçekleştirilmektedir. Ancak, bu kursların camide yapılıyor olması, kimilerine göre, eğitim açısından bir dezavantaj olarak görülmektedir. Çocukların camide rahat hareket edemeyeceği, sıraların olmayışı, kalabalık öğrenciler için caminin mekân olarak yetersizliği, okuldaki sınıf imkânlarının orada olmaması... gibi hususlar da gerekçe olarak gösterilmektedir.
Böyle oldukça haklı ve gerçekçi görünen bir gerekçelendirme, ister istemez insanları ihtiyaçları karşılama yönünde yeni alternatif arayışlara itmektedir. Nitekim, yaz kurslarında okullardan yararlanma düşüncesi bu çerçevede ortaya atılmış bir çözüm önerisidir. Birçok caminin fiziksel şartlarının pek iyi olmaması yanında bir de bu öneri, çok büyük bir çoğunluk tarafından sık sık dillendirilince Diyanet İşleri Başkanlığı, 2003 yılında Kur’an Kursları Yönetmeliğinde yapmak istediği birkaç değişiklik arasına bunu da koymuştu. Kimileri buna lâiklik hassasiyeti adına karşı çıkmıştı. Onlara göre, okullarda yaz Kur’an kurslarının düzenlenmesine izin vermek, “lâik demokratik kazanımlarımızın kaybedil”mesi, “okulların da dinci gençlik üreten merkezler haline getirilmesi” anlamına geliyordu.
Ülkemizde özellikle din ve din eğitimine ilişkin meseleleri değerlendirme, tartışma söz konusu olunca bilimsellikten daha çok ideolojik ve politik duruşları öne çıkarma alışkanlığı bu konuda da kendini gösterdi. Toplumsal tansiyon yükselip âdeta bir kriz oluşturma eğilimi gözlenince, Kur’an kursu üzerinden yapılan polemiklere son verip toplumsal gerilimi dindirmek, “din eğitimi hizmetlerinin başka taraflara çekilmek suretiyle örselenmesine fırsat vermemek için” Başkanlık bu yönetmelik değişikliğini geri çekti.
Burada bu tartışmayı, tartışmanın taraftarlarını onların görüşlerini irdeleme/tartışma ve kimin ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkarma gibi bir düşünce söz konusu değildir. Aksine, bu sözü edilen tartışmalara hiç bulaşmadan ve o polemiklerden tamamen uzak, sadece caminin eğitsel değeri ve işlevi üzerinde durulacaktır. Amaç, özellikle din görevlilerimizin yaklaşan yaz Kur’an kurslarına hazırlanırken caminin eğitim açısından avantaj ve dezavantajları, onun eğitsel değeri üzerinde yeniden düşünmelerine katkı sağlamaktır.
Tarihe baktığımızda başlangıcından beri cami, hep eğitim öğretim kurumu olagelmiştir. Hatta, eğitim öğretim, caminin temel işlevlerindendir, denebilir. İslâm eğitim kurumlarının başında cami yer almaktadır. İlk asırlarda cami, bütün bilimsel faaliyetlerin, eğitim-öğretim etkinliklerinin temel mekânıydı. Zamanla, ihtiyaçlara göre yeni eğitim kurumları açılarak, caminin bu işlevi paylaştırıldı. Ancak, çeşitli yeni eğitim kurumları açılmasına rağmen, caminin eğitim kurumu olma niteliği hep devam etmiştir ve şartlara göre değişime uğrasa da, cami bu özelliğini hep sürdürmüştür, bundan sonra da sürdürecektir.
Cami Müslümanlar tarafından “Allah’ın evi” olarak algılanmaktadır. Her Müslüman, camiye bir kutsallık atfeder. Caminin bir adı da mescittir; yani secde edilen yer. Mümin, secde ederek kişisel miracını gerçekleştirir; âdeta Allah’ın katına yükselir. Cami, mümin için böylesine olağanüstü bir yükselişin, âdeta Allah’ın huzuruna çıkışın gerçekleştiği dinî bir mekândır. Böyle bir cami algısı, daha ilk etapta insanı, etki altına almakta; bu niteliği sebebiyle cami, bireyi kendi manevî manyetik alanına çekmektedir. Bu ruhsal büyüleyiciliği, çekiciliği sayesinde cami, bireyi, özellikle de çocuk ve genci oradaki tutum ve davranışlarına özellikle dikkat etmeye yöneltmektedir.
Cami, bu niteliğiyle her yetişkin Müslümanı etkilediği gibi, belki ondan daha da fazla çocuk ve gençleri etkilemektedir. Camiye ilişkin ön kabul, çocuk ve gencin daha oraya girerken kendine çekidüzen verme ihtiyacı duymasına ve orada kaldığı sürece de kutsal bir mekânda olduğu bilinciyle hareket etmesine neden olmaktadır. Camideki her şeyle, onlar bu zihniyetle ilgilenmeye çalışacaklardır. Bu saygı temelli yaklaşım, tek başına caminin, camideki her şeyin, birey üzerinde eğitsel işlevini icra etmesine yol açmaktadır. Yani tek başına caminin kendisi, bireyi doğrudan eğitici role sahiptir.