EŞİNİ "EV"E BAĞLAYAN ve Evi "Mutluluk Yuvası" Yapmayı Başaran Kadınlar
Ev” erkek için dinlenme yeri kadın için ise gündüz “işyeri” akşam “dinlenme” mekanıdır. “Koca”nın problemsiz olması kaydıyla aile fertlerini bir arada tutacak ve sıcak bir ortamda hoşça vakit geçirmelerini sağlayacak bir numaralı etken kadındır. Bunun için öncelikle kendisinin onların yanında olması aynı ortamı paylaşması sanki kendisi de gündüz başka bir yerde çalışıp gelmiş gibi dinlenme eğlenme ve rahatlama moduna geçmesi gerekir. Erkek daha çok evin hanımına bağlı olarak kapıdan içeri girdiği andan itibaren rahatlama ihtiyacını karşılayabiliyorsa eve gelmeye can atar. Bu imkana erişemez ise uzun süre tahammül edemez. Başka alternatifler arama ihtiyacı duymaya başlar Çalışmayan bayanlarının gündüz işyeri olan evleri akşam hem kendileri hem de eşleri için dinlenme yeri özelliğine bürünebiliyorsa ne ala! Aksi halde sıkıntı var demektir Bir “dinlenme evi” olsa siz oraya gitseniz kapıyı çaldığınız andan itibaren beklentilerinizi düşünün. Kapı açıldığında sizi karşılayan kişinin yüzünde bakarsınız rahatlama o anda başlar. Tatlı bir tebessümle içeri buyur ederler; ve sonrası.!]Her şey ona göredir. Tüm şartlar oluşturulmuş; artık o andan itibaren önemli olan sizsiniz. Başka şeylerle meşgul olunmaz. Dinlenme ve rahatlamaya yönelik hizmetler en güzel bir şekilde arka arkaya sıralanır. Ta ki tatlı bir uykuya geçinceye ve sabah iyi ve süslü bir kahvaltı ile ve gülücüklerle uğurlanıncaya dek! Buna yakın bir ortam beklerken eşi alelacele kapıyı açıyor ve hemen işlere koşuyorsa olumsuzluk başlıyor demektir. İlgi ile karşılaşmayan erkekte hanımı ile ilgilenme isteği de uyanmaz. Ve doğal olarak tek başına dinlenme pozisyonuna geçer. Bu arada kendinden yardım istenmesi ise hepten ters bir durum oluşturur ve çatışmalar başlar.Eşlerinin hevesle eve gelmesini isteyen kadınlar eşleri gelmeden önce işlerini bitirmiş ve kendileri için de dinlenme zamanı gelmiş olduğunu bilirler. Bu saatten sonra oluşan işleri ise ertesi güne ertelerl Mutlu bir yuva öncelikle böylesi bayanların eseri olarak ortaya çıkar. Dr. Hamdi Kâlyancu