Nasıl bir zamanda yaşıyoruz biz
Nasıl bir zamanda yaşıyoruz biz ? Etrafınıza bir bakın ! Yollara , bahçelere , evlere … Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki , evlerimiz çok büyük eskilerin hayali gibi ama küçük ailelerde yaşıyoruz … Koca koca binalar dikiyoruz , ama bir fidan ağacı dikemiyoruz … Geniş ve büyük yollar açıyoruz , ama trafik kazaları azalmıyor … Çok televizyon izliyor az kitap okuyoruz … Çok yazıt yazıyoruz ama anlamsız … Çok konuşuyoruz ama samimiyetsiz ve yalanlı … Çok bakıyoruz ama az görebiliyoruz … Sevgiyi arıyoruz ama nefret besliyoruz … Çok ağlıyor ama az gülüyoruz … Çok asabileşiyor ama hoşgörüyü unutuyoruz … Çok sesi duyuyoruz ama az dinliyoruz … Az biliyor ama çok yorum getiriyoruz … Yeraltı kaynakları azalıyor ama hoyratça harcıyoruz …
İlaçlar çoğaldı ama hastalıklarda … Öğleni sabah , geceyi akşam yaptık … Büyük teknolojiler ürettik ama sadece lüks bir hayat için … Çok şeyi kolaylaştırdık ama kolaylığı zor gördük … Araçlar icat ettik ama ziyaretleri azalttık … İletişimi kolaylaştırdık ama ilgiyi azalttık … Tanıdıklarımız çoğaldı ama dostlarımız azaldı … Çabuk çoğalıyoruz ama biz öldürüyoruz … Kur’an ı çoğalttık , günahlarımızla beraber … Birçok cami inşa ettik ama içi boş … Çok dua ediyoruz ama sadece kendimiz için … Peygamber efendimizi (sav) biliyoruz ama hayatını bilmiyoruz …
Duyguların anlamını biliyoruz ama yaşayamıyoruz … İşte biz … Geride kalmış her saniyeyi şimdiki andan daha değerli kıldığımız , yaşamayı istediğimiz ama hayatı bilmediğimiz bir anda yaşıyoruz … Peki, , suçlu kim ? Zaman mı ? Hayat mı ? Biz mi ?
İnternet alt yapısı 2010’da çökecekmiş. Ondan daha önce insanlığımız çökmezse tabi. Hayatı kolaylaştırdılar ama karşılığında hayatımızın tadını elimizden aldılar. Hız yaparak sözde zaman kazanıyoruz. Arabalarımız çok hızlı gidebiliyor, hızlı trenler için raylar döşüyoruz. Hızlı yemek bir akım olarak yayılıyor. Ayaküstü yiyiverip çıkıyoruz yemeklerimizi. Sürekli bir telaş içinde yaşıyoruz hayatı. Koşar adım kaldırımlarda. ..Sesli harfleri bile yazmaya üşendiğimiz yazılı sohbetler yapıyoruz.Hediye kontör kazanmak için kontör tüketiyoruz. Konuşmuyoruz aslında. Kısa mesaj çekiyoruz. Ama kısa.Hızlı yaşıyoruz. Ama az yaşıyoruz.
Koşuyoruz. Ama koşarken geçtiğimiz yerlere bakmıyoruz. Manzarayı kaçırıyoruz. Oysa hayat sadece geçerken gördüğümüz yerlerdir. Ömür gittiğimiz yerde değil, giderken geçen zamandadır. Artık benmerkezci kültürde yaşıyoruz.Bizim kişisel çıkarlarımıza hizmet etmiyorsa bir dostluğu, bir arkadaşlık ilişkisini, bir iş ilişkisini ciddiye almamaya başlıyoruz. Kısa süreli, günü birlik, belki en fazla yıllık, işimize geldiği sürece ilişki kurduğumuz bir sığ kısa ilişkiler ağı kuruyoruz etrafımızda.İnsanlar birbirine tahammül etme kabiliyetlerini kaybettiler. Artık yalnızlaşıyor, kimsesizleşiyoruz. ..