Ashabı Kiram ( 1 )
Ashabı Kiram hakkında tavrımız, davranışımız nasıl olmalıdır.Bazıları ashabdan, dört Raşid halifeden ileri-geri konuşup, eleştiriyor, taraf oluyorlar, bu doğru mudur ?
Allahrasulü aleyhisselatü vesselamın ashabına -haşa- kötü söz söylemenin, hatta sövmenin, eleştirmenin hükümlerini inceleyelim. Hz.Osman, Hz.Ömer, Hz.Ali (RA) efendilerimize dil uzatan S.Kutup'ların, Mevdudi'lerin ne çirkin bir iş işlediklerini böylelikle anlamaya başlarız!
Hz. Ömer (RA), Mikdad b. Esved'e küfr ettiği için Ubeydullah b. Ömer'in dilini kesmeyi nezr ederek şöyle demiştir:
" Bırakın beni, keseyim şunun dilini ki, bundan böyle kimse Peygamberin ashabına küfretmesin." Yine Hz.Ömer (RA), bir bedevinin Ensarı hicv ettiğini görünce :
"Eğer bu arabi sahabeden olmasa idi onu öldürürdüm." buyurmuşlardır.
Kur'an-ı kerim'de, muhacirin ve ensar hakkında çeşitli ayetler mevcuttur.[1]
Bu olayı okuyasıya dek, kendimce ashabı eleştirmek yada daha ileri derecede konuşabilmek için yine ashaptan birisi olmak gerek diye düşünürdüm. İnsan kendisini ve çağındaki papaz kafalı reformistleri bir yana bırakıp “yıldızlara” uzanmaya çalışır.
Ehl-i sünnet ve cemaat yazarlarından bile ashaba son derece saygılı olmasına rağmen, Sıffın ve Cemel olaylarını izah ederken, istemeden de olsa tarafsız kalmaya çalıştıkları halde; taraf olanları gördükten sonra, kendi kendime bu hadiseleri şöyle bir okuyup bilgi sahibi olmayı, ama mecbur kalmadıkça kimselerle üzerinde konuşmamayı prensip haline getirdim.
İmam-ı Şafii -rahmetüllahi aleyhin-“O bir kandı, ona elimizi bulaştırmadığımız gibi, dillerimizi de muhafaza edelim.” [2] mealinde gelen düsturunu düstur edinelim.
Evinin bahçesinden, milyonlar kilometre uzaklıktaki yıldızlara çıplak gözle bakan biri ne anlıyorsa, biz de asırlar öncesinin ikliminde, sırf ictihadları yüzünden birbirleriyle mücadele etmiş ve mukadder bir kaderin gereğini yerine getirmiş; Allah Resulünün -sallahü aleyhi vesellem- mübarek nazarlarında, sohbet halkasında yetişmiş sahabe-i kiram hazeratını hayırla ve adaletle yad etmek, duacı olmak borcundayız. Zira Kur’an, İslam, onların icmaı ve eliyle bizlere ulaşmıştır. Onların adaletinden şüphe, Allah korusun insanı İslam’dan şüpheye götürür.
Türk’ü yücelteyim derken, Arap kavminden olma Müslümanlara düşüncesizce dil uzatanlar, imamlarını tashih etmek, yeniden gözden geçirmek zorundadırlar! Ramuz el Ehadis’te -sallahü aleyhi vesellem- efendimiz Selmani Farisi -radiyallahü anh- hazretlerimize hitaben :''Ya Selman, sakın bana buğz (kin, garez) etme ki, DİNİNDEN OLURSUN ! ''buyurunca Hz.Selman :''Ya Resulallah size nasıl buğzedebilirim,'' deyince; ''Araba buğzetmen bana buğz etmek demektir.'' buyurdu. [3] Bu ikaz iyi düşünülmelidir!
“Arabı sevmek İMAN, onlardan nefret etmekse NİFAK (alameti)dir.”(Ramuz,sh: 335)
[1] Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, sh: 120-121 dipnotları
[2] Yusuf Nebhani, Şevahid'ül Hak
[3] Ramuz ül Ehadis terc. Seyyid Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi -kuddise sirruh- (Pamuk yay.)sh: 591, had.no : 6182 Bu kitabın 29.bölümü, sh: 586’dan itibaren sahabe-i kiram -rıdvanullahi teala aleyhim ecmain-den birçok isim tek tek hadis-i şeriflerle meth-ü sena edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bu bölümü okumak çok faydalıdır.Bilindiği gibi Ramuz başta Kütüb’üs Sitte olmak üzere otuzüç kaynak hadis kitabından derlenmiştir.
(alıntıdır)