Durumu: Medine No : 1032 Üyelik T.:
23 Mart 2008 Arkadaşları:1 Cinsiyet:Erkek Memleket:Bitlis Yaş:50 Mesaj:
89 Konular:
60 Beğenildi:68 Beğendi:0 Takdirleri:322 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Feministlere Çağrı/Muhsin Arslan Feministlere Çağrı/Muhsin Arslan Dört duvar arasında sıkıldınız, ayağınıza çakılan prangalara düşman oldunuz.
Sizin babanız, abinız, kardeşiniz, amcanız, dayınız eşiniz olan erkeğe düşman edildiniz.
Dışarının sisli havasının cazibesine kapıldınız, sisli havanın iffet ve şerefinize ne gibi hatıraları olacağını kestiremediniz.
Aç kurtların arasına tüm cazibenizle makyajınızla mininizle parizieninizle yırtmacınızla şortunuz kotunuzla daldınız, kurban olduğunuzu anladığınızda çok geç olduğunu kavradınız / kavrayacaksınız.
Sokaktaki, işteki, servisteki, dolmuştaki aç kurtların iştahına, kirli bakışlarına, iğrenç dokunuşlarına meze olduğunuzun farkına varmadınız ya da es geçtiniz, geri dönüşü olmayan çıkmazlara yelken açtınız.
Bütün canlılar erkek dişiden yaratılmıştır. Bir kadının erkek düşmanlığı ne kadar aptalca ise bir erkeğin kadın düşmanlığı da o kadar saçma. Çünkü her kadın bir erkeğin kızı, her erkek bir kadının oğludur.
Gerçeklerle dost olmak akıllıca bir iştir. Evlenen işsiz kadınlar evin kölesi değil sultanıdır, bunu kavramak için bedel mi ödemek zorundasınız?
Medeni olayım, bütçeme kavuşayım, ayaklarımın üzerinde durayım, hayat arkadaşımla eşit bir pozisyonda olayım, eşimle imkân eşitliği istiyorum sloganıyla sokağa fırladınız.
Kuşlar gibi hür olayım, nihayetsiz bir hürriyetim olsun, istediğim semalarda kanat çırpayım, arzuladığım dala konayım,"fıtrattan bana ne" diyerek olmazları zorladınız, sokağa açılan kapıdan tebessümle, heyecanla baktınız.
Maceracı toy bir aklın kölesi oldunuz, vicdanınızın, çocuklarınızın, eşinizin, yuvanızın, fıtratınızın katili oldunuz.
Sizi ateşe sokmak istemeyen ebeveyne düşman kesildiniz, hor gördünüz, hakir gördünüz, örümcek kafalı dediniz, ateşlere yelken açtınız...
Sizi tecrübeleriyle, şefkatleriyle, nasihatleriyle, figan feryatlarıyla durdurmak isteyenlere; huysuzca, hırçınca, usançça,
cesurca karşı çıktınız,"bayatlanmış kalıplarınızdan, küflenmiş fikirlerinizden bıktım dediniz",kapıyı çarpıp çıktınız.
Sonuç ne oldu ben anlatayım;
Çocuğunuz kreşlerde annesiz babasız ya da yabancı ellerde büyüdü ve geleceğin acımasız sevgisiz şefkatsiz hırçın bir sokak serserisi oldu ve olmaya aday. Ve o çocuğun almış olduğu sevgiyi(!) size, topluma fazlasıyla iade edecek..!
Göğsüm bozulmasın diye ona çok gördüğün anne sütünden / şefkatten mahrum ettiğin çocuğun gelecekteki sağlığının katili oldunuz.
Akşama kadar iş yerinde erkeklere, amire, patrona çay kahve sekreterlik hizmeti, cömert tebessümleri vermekten zevk aldınız, bazen gece yarısına kadar mesaiye kaldınız.
Kocanıza / çocuklarınıza aynı hakkı tanımadınız çünkü yorgunsunuz.
Akşam beraber işten, çocuğu kreşten alarak döndüğünüzde, kocanız koltuğunda TV izlerken, siz yemek bulaşık, çamaşır, temizli, bakım, bebek mama derken uykuya zaman bile bulamadınız.
Sabah işe gittiğinizde göz kapaklarınıza bir ton uyku yorgunluk ağırlığıyla akşamı getirdiniz. Ertesi gün aynı terane. Sahi mutlu musunuz?
Kocanıza vermeniz gereken ilgi, sevgi, zamanı veremeyerek, kocanızı başka yollara sapmasına zemin hazırladınız. Kocanızı sokak fitnelerinden korumak sizin göreviniz değil miydi?
Kocanızı, yuvanızı, çocuğunuzu, kendinizi kendi elinizle katlettiniz, bu manzaradan mutlu musunuz?
O beğenmediğiniz aşağıladığınız işsiz ev kadınlarda boşanma, aldatılma, dayak şiddet oranı yüzde beş iken sizin tarzınızdaki sorumsuz, sevgisiz, ilgisiz, para sevdası, kapsama alanı dışında çırpınan, ailelerde boşanma, şiddet, huzursuzluk oranı yüzde doksan beş.
Neden sizce?
Sokak haydutlarının, babasızların, tinercilerin, yüzde doksanı sizin ve sizin gibi düşünce sakatlığından ödün vermeyen, aileyi katledenlerin eseri(!). neden sizce?
Mutlu ailelerde serseri yetişme oranı yüzde beştir, mutsuz ailelerin yüzde doksan beş. Neden acaba?
İstatistiklere bakmadınız mı?
Erkeklerin ekserisi, eş seçme konusunda, neden ev kadınlarını tercih ettiği sizi düşündürtmüyor mu?
Para kazandınız doğrudur. Neler kaybettiğinizi de düşündünüz mü?
Ben çağdaşım, çağdaş feministim sloganlarınızı duyar gibi oluyorum.
Oldunuz mu çağdaş feminist(!).
sahi çağdaşlık bedevileşmek sorumsuzlaşmak mıdır?
Cazibenizi yaban gözlere soyunmak mıdır?
Süslenip püslenerek sokağa fırlamak mıdır?
Aç kurtlara teşhirlik midir? Siz sadece kocanıza ait değil misiniz tüm cazibenizle?
Aileye, edebe, adaba, iffete, huzura, mutluluğa kocaya düşmanlık mıdır?
Din iman mukaddesat fıtrat ahlak aile düşmanlığı mıdır?
Doğan yavruların, toplumun, nesillerimizin katilliği midir?
Nedir şu çağdaşlık?
Oldunuz mu çağdaş!
Cazibeniz/ gençliğiniz/güzelliğiniz kırklı yıllarda bittiğinde, mutluluğunuzu beraber paylaşırız.
Sahi araştırmalara göre darul acezelere bırakılan gözü yaşlı çaresiz ana babaların, zamanında çocuğunu kreşe bırakanların ana babaları olduğu gerçeğine ne dersiniz?
Hala Mutlu iseniz mutluluklar dilerim(!) [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Muhsin Arslan
19.09.2009 |