Ben nasıl güleyim?
Âhir yolcusuyum.. Uzundur yolum,
Sırtımda dikişsiz, bir beyaz tulum,
Azık torbası boş, fakir bir kulum;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Rabb'ime ezelde verilmiş sözüm;
Dönmüşüm sözümden, gaflette gözüm.
Huzura çıkmaya, kalmamış yüzüm;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Putlar pazarında, satmışım dünü,
Önümde çok çetin, bir hesap günü;
Almadan elime, berât hükmünü,
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Kur'ân'da, Mahşeri anlatır Settar;
Yollar kıldan ince, kapılar çok dar.
Cennet güzel amma, cehennem de var;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Cehennem ki o gün, doymaksızın yer,
'Doldun mu? ' dedikçe, 'Daha yok mu? ' der
Bir ömür ağlasam, bu âyet yeter;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
O gün gelir, bölük bölük cümlesi,
Sürülür ateşe, nankör zümresi.
Kur'an'da var ki bir, Zümer Sûresi;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Yüce Rabb'im, kullarına duyurmuş;
Çok ağlayıp, az gülsünler buyurmuş.
Vah ki; gafletimi yüzüme vurmuş;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Son nefes, kapımı çaldı çalacak,
Yarın belki sınav, bitmiş olacak,
Korkarım.. Karnede zayıf kalacak;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar...
Cengiz Numanoğlu