Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ekim 2009, 17:43   Mesaj No:1

A.HELİM ALMALI

Avatar Otomotik
Durumu:A.HELİM ALMALI isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10873
Üyelik T.: 03 Ekim 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 9
Konular: 9
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart SANIĞIN İDAMINA, DURUŞMANIN BİLAHARE DEVAMIN

SANIĞIN İDAMINA, DURUŞMANIN BİLAHARE DEVAMIN

SANIĞIN İDAMINA, DURUŞMANIN BİLAHARE DEVAMINA!!!

Önce fıkramıza bakalım, Bektaşi’ye sormuşlar:
Baba erenler biliyor musun tenasüh nedir?..
Bektaşi biliyorum demiş. Ruhun bir cisimden ötekine, bazı kerede insandan hayvana, hayvandan da insana geçmektedir.
Nasıl yani?..
Diyelim ki, salt habercilik hırsıyla çeşit, çeşit tutarsızlıklar içinde bu gün söylediğinin ertesi gün tam tersini de söyleyebilen, kendisine servis edilen haberleri okumadan düşünmeden gönderildiği şekliyle haber yapan, yargıdan önce davranarak sonucu haber veren ve her türlü kalıba girebilen bir haberci öldü. Tenasühe göre o habercinin ruhu mezarının üstünde açılan bir çiçeğe geçecektir. Çiçeği mesela bir Eşek yerse, habercinin ruhu Eşeğe geçecektir. Eşek çiçeği hazmedende dışkı halinde çıkarınca habercinin ruhu dışkıya geçecektir.
Eee peki sonra ne olacak?..
Ne olacağı var mı?...
Eşeğin dışkısına rastlayan biri mesela o haberciyi sağlığında tanımışsa durumu hemen ortaya çıkacak ve şöyle diyecektir..
Biçimden biçime girerek sonunda eşeğin b…. döndü.
Evet, tıpkı fıkradaki gibi verdikleri haberi biçimden biçime soktular fakat sonuçta halk nasıl bir haberci olduklarını vermiş oldukları haberlerle görmüş oldu. Bir döneme damgasını vuran istiklal muhakemelerinin yaptıkları yargılama biçimini maalesef şimdi yargı yerine medya yapmaktadır. Yine aynı senaryo, yine aynı suçlama. Yargıdan önce haber olarak sonucu sanki kendileri belirleyeceklermiş gibi haberi yapmaktadırlar. Herhangi bir haberi haber yaparken o haberin içeriğini ne getirip ne götüreceğini düşünmeden, yargıçtan önce yargılama yaparak yargının suçsuz ilan ettiği edeceği insanları suçlu olarak gösterme hastalığı maalesef ülkemiz medyasının marifetlerindendir.
Bilindiği üzere 15 Ekim sabahı kimi illerimizde düzenlenen ve adına El Kaide operasyonu adını verdikleri bir operasyon düzenlendi. İslami kimlikleriyle ve vermiş oldukları hizmetlerle ön plana çıkan şahıslar üzerinde yapılan baskılar ve hukuksuz bir şekilde evlerinden alınan bu insanlar sorgulamanın ardından çıkarıldıkları mahkemece büyük bir bölümü savcılıkça serbest bırakıldı. Muhakemeye sevk edilen ve tutuklanan üç kişi ise medyanın özellikle malum cemaat medyasının üzerinde ısrarla durduğu bırakın ilimizde ülkemizde olmayan NATO tesislerini bombalayacakları haberinin yalan asılsız olmasına rağmen, tutuklanmış olmaları böylesi servis haberleriyle Müslüman kitleyi etkileme çabalarının bir sonucu olduğu gerçeğini bir kez daha teyit etti.
Haber yapmakta olan habercilerin önemli bir kısmının yaptıkları haberin içeriğini tam bilmeden okumadan haber yaptıklarına tanık olmaktayız. İnsan önce bir haber yaparken haberin doğru olup olmadığına kendisi inanacak daha sonra başkalarını inandırmaya çalışacak. Kendisinin inanmadığı, inanmadığı diyorum çünkü, inanmak için önce bilmek lazım, bilmek için okumak lazım okunmadan içeriği bilinmeden yapılan bir haberin inandırıcılığı nasıl olacak?..
Okunmadan bilinmeden inanılmadan yapılan haberciliğin getireceği sorumluluğu açacağı yaraları haberi yapan nasıl bilecek, verdikleri haberlerle söz konusu olan şahısların geleceklerini etkilemeye çalışmaları, ailelerini ve çevrelerini tedirgin etmeleri kendilerine ne kazandıracaktır. Özellikle Müslümanlar üzerinden karalama kampanyalarını ısrarla sürdürmekte olan kartel medyasının tavrını Müslümanlar olarak normal karşılayabilmekteyiz, ya Müslümanlıklarından şüphe duymak istemediğimiz malum medyayı anlamakta doğrusu Müslüman kitle zorlanıyordur.
Unutmayalım ki, Vücut bize emanet, gençlik de, akıl-şuur, el-ayak, göz-kulak, dil-dudak hepsi bize emanet. Bütün bunların bir gün, ama mutlaka hesabi sorulacaktır. Yaptıklarımız-yapmadıklarımız, söylediklerimiz-söylemediklerimiz bütün bunlar bizden sorulacaktır. Çünkü her şey tespit ediliyor, zayi olmuyor. Yaptığımız ve yapacağımız haberlerin ne getirip ne götürdüğünün farkında olma zorunluluğu vardır çünkü her haber kendiliğinde bazı sorumluluklar getirmekte bazı vebaların ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Her biri kendi alanlarında İslami kimlikle anılan bu insanlar olsun veya herhangi bir düşünce ve inançtan olsun fark etmez herhangi bir insana kendilerine reva görülen böylesi utanç verici uygulama karşısında çelişkilerle dolu haberleri servis edenlere kanarak karalamanız kimseye bir şey kazandırmaz, aksine hem Allah’ın indinde hem de insanların yanında kaybeden olursunuz. Suçlanan ve karalanan insanların Allah’ın bu hükmünün olacağından zerre kadar şüpheleri yoktur: “…Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır.(Al-i İmran:195)”
Gözaltına alınıp daha sonra büyük bölümü savcılıkça serbest bırakılan, muhakemeye sevk edilen üç kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi bu insanlarda inşallah her zaman olduğu gibi ilk muhakemede serbest kalacaklardır. İşte o zaman fıkrada olduğu gibi sonunda servis haberlerle insanları karalamaya çalışan ve kamuoyunu etkilemeye çalışan kimi habercilerinin durumları ortaya çıkacaktır. Yarın bu insanlar yargıdan dönecek olan bu yanlış uygulama karşısında beraat edecek ve caddede sizlerle karşılaştığında doğrusu ne düşüneceğinizi nasıl bir yüzle(Eğer varsa) kendilerine bakacağınızı merak ediyorum. Biraz empati yapın bu insanların anne-babaları, eş ve çocukları vardır bunlarda sizin gibi bu ülkenin insanları sırf sizler gibi düşünmedikleri ve inanmadıkları için yargıçtan önce yargılayarak karalamanız size hiçbir şey kazandırmayacaktır. Aksine gün gelecek vicdanınız sizleri içten içe kemirecek kendinizden utanacak hale geleceksiniz.
Tıpkı, İstiklal muhakemelerinin ülke insanı üzerinde uyguladığı ve verdikleri kararlarla insanları önce idam ettirip daha sonra yargılamaları hala tarih sayfalarında kirli bir şekilde yerini almakta, insanımızın hafızalarından silinmemiş ve hepsi şimdi nefretle anılmaktadırlar. Şimdi sıra sizde servis haberciliği yapanlar inanıyorum ki, toplumun genelinde olmasa bile sadece kendi çocuklarınız tarafından bile lanetle anılacak olmanız sizler için yeterli olacaktır.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.

Abdulhelim Almalı
a_h_almali@mynet.com
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi A.HELİM ALMALI 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
GÖRMEDİĞİ HALDE İMAN EDENLER Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 1 2275 09 Aralık 2009 11:33
AZMİN-KARARLILIĞIN BUNA BAĞLI İMANIN, Makale ve Köşe Yazıları KARAKÖSE 1 1641 07 Aralık 2009 14:55
CELLATLARINI ALKIŞLAYANLAR Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 2 1847 18 Kasım 2009 15:38
MÜSLÜMANIN HAYATINDA Makale ve Köşe Yazıları A.HELİM ALMALI 0 1819 09 Kasım 2009 22:01
MÜSLÜMANLAR BU ÇEŞMEDEN SU İÇMESİN Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 3 2240 25 Ekim 2009 14:00