Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Aralık 2009, 12:56   Mesaj No:1

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kadınlarımız hayızlı iken (ay halinde) ibadet edebilirmi?

KADINLARIMIZ HAYIZLI İKEN (AY HALİNDE) İBADET EDEBİLİRMİ?

Kadınlarımızın iman ve ibadet konusunda geçici olarak kısıtlandığı en önemli konu, regli olduklarında ibadetlerini yapamadıkları konusudur. Bu konuyu isterseniz birlikte inceleyelim. Önce Rabbim in Kuran da gönderdiği kitap hakkında söylediği bazı ayetleri hatırlatmak istiyorum.

Nisa Suresi 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma

Maide suresi 49 Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Dikkat et de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar.

Maide Suresi 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun.

Enam Suresi 38. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde hasredilirler.

Enam Suresi 114. Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım?

Araf Suresi 52. Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

Araf Suresi 3. (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

Meryem suresi 64; … Rabbin asla unutkan değildir.

Ankebut Suresi 51. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Zümer suresi 27. ayet; Yemin olsun, biz bu Kuran'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.

Nahl suresi 89. ayet; Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.

Kaf suresi 45. ayet; Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kuran'la öğüt ver.

.Zühruf suresi 36. ayet; KimRahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur. 37.Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar.

Zühruf Suresi 44 Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.

Yukarıdaki ayetleri neden hatırlattığıma gelince. Yüce Rabbim gönderdiği kitap hakkında çok detaylı olduğunu ve bu kitapta her şeyden örnekler verdiğini, açıkladığını ve Peygamberimize de verdiği talimat gereği bizleri Kuran ile uyarma emrini veriyor. En son yazdığım ayette ise bu Kitaptan sorumlu olduğumuzu net bir şekil de belirtiyor.(Bu kitaptan sorumlusunuz.) Şimdi gelelim esas konumuza. Konumuz kadınların ay halinde ibadet yapıp yapamayacağı konusuydu. Bir Müslüman olarak bu konuyu araştırmak için bakmamız gereken ilk yer neresi? Elbette yukarıdaki ayetleri hatırlayarak her şeyden örnek verdiğini ve açıkladığını söylediği KURAN. Kuran a baktığımızda kadının ay hali ile ilgili tekbir ayeti görüyorsunuz, şimdi onu inceleyelim.

(Bakara suresi 222. ayet; Sana âdet halini de sorarlar. De ki: "O, insana rahatsızlık veren bir haldir. hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin." Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever.)

Bu ayete baktığınızda Yaradan kadınların bu hallerini bir rahatsızlık, bir eziyet olduğunu belirterek bu durumdaki kadınlarınıza yaklaşmayın derken onlarla cinsel münasebette bulunmayın diyor. Devamında da bu durumları bittiğinde ve temiz hale geldiğinde onlarla Allahın emrettiği yerden birleşebilirsiniz diyerek çok açık bir izahta bulunuyor. Dikkat edin anlatılan bu durumdaki kadınla cinsel konularda uzak dur diyor. Şimdi sizlere soruyorum bu ayete bakarak kadın ibadetini kesmelimidir? Ya da soruyu değiştirerek sorsak, kadın bu ayette anlatılan o haldeyken yasaklanan cinsel birleşme ayeti ile ibadet yapamaz anlamını çıkarmak ne derece mantığa uyar. Buradan eğer temizleninceye kadar sözcüğünü alıp buna başka bir anlam yüklemek yukarıda saydığım ayetlere ters düşmez mi? Bazı düşünceye göre bakın burada temizleninceye kadar diyor o zaman burada abdest alıncaya anlamı var, diyerek hiç belirtilmeyen bir anlam yüklemektedirler. Rabbim hem ben her konuda örnekleri açıkça verdim diyecek, hem de kadın ay halindeyken ibadet yapamaz demeyi yazmayacak, unutacakta beşer bunu akıl edecek (Hâşâ). Sizce mantıklımı? Bence bunun tersini düşünmek, yukarıda saydığım tüm ayetleri kabul etmeyip iman etmemekle aynıdır. Rabbim bizlere Kuran da ne zaman boy(gusül) abdesti alacağımızı açıkça yazmış. Ne diyor Yaradan cinsel birleşme yaptığınızda yıkanın. Başka bir şey yok, yani kadın regli olduğunda, bitiminde gusül abdesti alsın demiyor. Bunun tersini söylemek Rabbime saygısızlıktır bana göre, , bunu gerçekten düşünemiyoruz. Sizce Rabbim (Hâşâ) bunu yazmayı mı unuttu da insanlar mı akıl etti? Eğer Yaradan kadının bu halinde ibadete engel bir durum görse açıklama yapmazmıydı, bizlerin sorumlusunuz dediği Kuran da? Elbette yazardı. Bakın gusül abdesti alınacak sebeplerin bile içine bu durumu sokmayan Rabbim, Bizler kadının bu haline nasıl yasak koyarak kadınlarımızı Kuran da en çok geçen ibadetten, namazdan, oruçtan geçici men ederiz? Bunun hesabını nasıl veririz huzuru mahşerde doğrusu bilemiyorum. Yaradan kadının kendisinden oluşmayıp Allahın verdiği bir durumu neden ibadete engel görsün ki? Bu durum kadının kendi isteğiyle oluşmayan bir hali olmadığı çok açık. Hem bizlere ne oluyor da böyle bir yasak yokken, kendi kafamızdan kadın o haldeyken Allahın huzuruna çıkar mı, olur mu öyle mantıksız şey, gibi kendi fikirlerimizi kuran emri, Allah emri gibi sunuyoruz, sanki çok akıllı olduğumuzu kanıtlarcasına. Kuran ı ve Rabbim in sözlerini incelediğimizde böyle bir yasağın kesinlikle olmadığını görüyoruz. Peki, nereden çıktı böyle bir yasak dersiniz? Şimdide isterseniz hadisleri inceleyelim.

Bir rivayete göre Hz. Ayşe, "Hayız günlerindeki namazlarını kaza etmemiz gerekir mi?" diye soran bir kadına, "Sen Harûriyye (Haricîler)'den misin? Allah Elçisi zamanında biz âdet görürdük. Bize (âdetten sonra) namazımızı değil, sadece orucumuzu kaza etmemiz emredilirdi" demiştir (Müslim, Hayd: b. 15, h. 67–68).

İşte adetli kadının namaz kılamayacağı, oruç tutamayacağı hakkındaki delil sadece Hz. Ayşe'ye dayandırılan bu rivayetlerdir. Zan ifade eden bu rivayetlerle Kuran’ın kesin emri nasıl askıya alınamazsa bu rivayette adetli kadının namaz kılamayacağı hakkında bir söylem de yoktur. Sadece adetli kadının, kılmadığı namazı kaza edip etmeyeceğine dair bir sorunun cevabı vardır. Önce Hz. Ayşe'nin, namazın kazasından söz etmesi de kuşkuludur. Çünkü Peygamber döneminde öyle günlerce kılınmayan namazların kazasından söz edilmez. O dönemde Müslümanlar, namazlarını özürsüz olarak terk etmezlerdi. Bu konu ile ilgili Peygamberimizin hiç bir hadisine de rastlanmamıştır işin ilginci. Bu örneği vermemdeki neden, hiçbir bilgi ya da söz Kuran ayetinden üstün değildir. Rabbim in yasaklamadığı bir konuyu asla kimse yasaklayamaz.

İnsanın isteği dışında hâsıl olan bir özür, ibadete engel asla olamaz. Hz. Peygamber, düzensiz âdet gören kadına, yıkanıp namaz kılmasını emretmiş ve bu kadın, her namazını yıkanarak (veya abdest alarak) kılmıştır. Şimdi düzensiz âdet görmeyle düzenli âdet görme arasında ne fark vardır? İkisinde de kadından gelen kan, aynı kandır. Gelen kan, pis görüldüğü için bu kadına, temizlenip, yani abdest alıp namazını kılması emredilmiştir. İnsanın elinde olmayan bir hal, neden onun ibadetine engel olsun? Aşağıdaki rivayet, Hz. Peygamber'in, normal âdeti özür saydığını kanıtlar:

Adet halinde bulunan Hz. Ayşe, mescitte bulunan Peygamber'in başını yıkayıp tarardı. Peygamber, adetli Ayşe'ye, "Mescitten bana hum re (seccade)'yi getir" demiş. Ayşe, adetli olduğunu söylemiş. Peygamber, "Adet, senin isteğinle olan bir şey değildir. Sen mescide git, seccadeyi getir" demiş (Müslim, Hayd: b. 3, h. 11–13).

Kuran-ı Kerimde âdetin süresinden, adetliyken Kuran okunamayacağından, namaz kılınamayacağından, oruç tutulamayacağından söz edilmez asla böyle bir yasak konmamıştır. Hayız, tıpkı idrar tutamamak gibi bir özürdür. Özürlü erkek ibadetten muaf tutulmaz, sadece her vakit için abdest alıp ibadetini yapar. Kendi içinde olağanüstü çelişkili olan bu kişi rivayetleriyle maalesef din bozulmuş, Kuran’ın söylemediği şeyler dine sokulmuştur. Şimdi size soruyorum? Rabbim ben bu Kitapta ne bir eksik ne bir fazla her şeyden örnekler verdim, sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diyecek, bizlerde kadının bu halinde ibadet etmesini yasaklamayan Rabbim e inat bu durumda kadın ibadet edemez diyeceğiz. Hangi akla ve mantığa göre kadınlarımızı bundan mahrum ediyoruz anlamakta zorlanıyorum doğrusu. Şimdide araştırmalarımızı diğer dinlere ve elimizdeki diğer kutsal kitaplara bakalım. İncil e baktığımızda kadının bu halinden çok fazla bahsetmez. Tevrat a gelince. İşte günümüzdeki inancın esas kaynağı ortaya çıkıyor. Önce Tevrat tan birkaç örnek verelim.

Levililer 19. 'Âdet gördüğü için kan kaybeden kadın yedi gün kirli sayılacak. Ona dokunan da akşama kadar kirli sayılacak.
20. Âdet gördüğü günlerde kadının üzerinde yattığı ya da oturduğu her şey kirli sayılacaktır.
24. Âdet gören kadının kirliliği onunla yatan adama da bulaşır. Adam yedi gün kirli kalır ve yattığı her yatak kirli sayılır.
26. Kanaması olduğu sürece, âdet günlerinde olduğu gibi, yattığı her yatak ve üzerine oturduğu her şey kirli sayılacaktır.
28. 'Ama kanama durursa, kadın yedi gün bekleyecek, sonra temiz sayılacaktır.

Yukarıdaki sözler Tevrat tan alınmadır. İşte bizlerin sonradan Müslüman olan Yahudilerden nasıl etkilendiğimizi ve onların eski inançlarının kısmen bizlere nasıl geçtiğine çok açık delil ve örnekleri. Aslında bizlere Yahudilerden geçen yalnız bunlar değil tabi incelediğinizde insan irkiliyor. Örneğin hala aramızda bazı inanç guruplarının kadının zina halinde recm edileceği inanılır ve uygulayan Müslüman devletler dahi vardır. Bunun cezası Kuran da açık ve net olmasına rağmen. Bu inanç yani recm cezası da Tevrat ta geçer. İşte Kuran dışında bizlere geçen yanlış inançlar ve geliş yerleri. Bizlere düşen Rabbim in Kitabını anlayarak okumak, asla başka yollara sapmamaktır. İslamı ve dinimizi önce Kurandan öğrenirsek, birilerinin bizlere söylediklerini bilgilerimizden süzme imkânını buluruz. Eğer Kuran ı bir kez dahi anlayarak okumadıysak, VAY HALİMİZE. Bu durumdaki insanların doğru yolda olduğunu sanıp ta, bilmeden kimlere hizmet ettiğini yukarıda yazdığım ama tekrar hatırlatmakta yarar gördüğüm ayetteki durum gibi olduğunu söylemeliyim.

Zühruf suresi 36. ayet; Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur. 37.Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar.

İşte Rabbim in sözleri işte Kuran ve işte bizlerin özgür iradesi. Kitap önümüzde sorumlu olduğumuz sözler ve bilgiler açık ve net. Seçim bizlerin. Ya Rabbim in sözlerine güveneceğiz ona iman edeceğiz, ya da bunlar yetmez diyeceğiz. Sözlerin bittiği yerde Rabbim in hükmü başlar. Dileğim sözlerin hemen bitmemesi, çünkü hepimiz günahkârız. Hepimiz birbirimizden bir şeyler öğrenebilir, hatalarımızı düzeltip doğruya yönlenebiliriz. Kuran, aklımızı kullanmamızı emreder ve bizleri sürekli düşünmeye yönlendirir. Bilgin olmayan sözlerin ardına düşme der. Bizlere Kurandan sorumlusunuz dediğini lütfen unutmayalım. Bunu söyleyen Yüce Yaratan. Bu sözlerden kuşku duyarsak yolumuz taşlı ve çamur, yolun sonu aydınlık değil karanlık, ateş olur. Uyarsan Rabbine dinlersen onu, ulaşırsın aydınlığa, bulursun cennet yolu.
Dilerim Rabbimden bizleri doğru yolda yürüyen gönlünden iman eksik olmayan, aklını doğru yolda kullanan kulları arasına alması dileğiyle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İbretlik bir kıssadan hisse. Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler kamer34 6 2587 21 Nisan 2011 21:45
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. Makale ve Köşe Yazıları HakikaT 10 5436 12 Nisan 2011 12:36
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... Makale ve Köşe Yazıları yakuti 7 2760 20 Mart 2011 19:44
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. Makale ve Köşe Yazıları kamer34 6 2663 16 Mart 2011 12:48
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? Makale ve Köşe Yazıları talibetün 5 2307 11 Mart 2011 21:19