Gúla Rozín
Göçmen kuşlar konmuş kırık pencereme
kanatlarında ayışığı, müzdelife ve yavru yılan derisi
bebek hıçkırıkları duyuyorum dere kenarlarında
kiraz dalında bahar çiçekleri sanki
gülüşlerinin her bir tanesi
lapa lapa kar yağıyor, bak
kar örtüyor anne dudaklı ninnileri
görünmez oluyor beyaz kelebekler
üşüyor sevgiye dair tüm sözcükler
ölünce beni de beyazlar içinde gömün
kefenim olsun gúla rozín, kefenim
yıllar önce giydiğin beyaz gelinlik.
Yaşamak bir şiir, yeni anladım
mısraları bünyanun mersus, sarı yapraklar ve buz mavisi
dağların bir yamacı muhacir çeşmesi
zozan, yeşil örtüsü çoban kızının
bir yamacı güneş vuran göğsüm
bir kez bile değmeyen gölgesi saçlarının
içimde kaval sesi var
kuzular meletiyorum mezarlıklarda
ben ölünce sen kapat cansız ağzımı, gúla rozín
soğuk dudaklarımda gezdir, çoban kızı
yüzüksüz parmaklarını.
Dört tane duvar ve huzurlu bir sabah kahvaltısı
anladım ki buymuş dünyada en büyük zenginlik
üşüyorum sokaklar çok soğuk, gúla rozín
yıldızların sayısını bile ezberledim saya saya
neden her gece aynı şeyler giriyor rüyalarıma
bir evladın yüreğine gömdüğü hüzün
küçük bir kız çocuğunun kıvrım kıvrım saçları
her okşadığımda bir daha yarılır kızıldeniz orta yerinden
her öptüğümde bir damla su düşer ateşine ibrahimin
her kokladığımda bir güvercin yuva yapar sevr mağarasına
ve her uyandığımda yeniden korku
yeniden çığlık
bir mukaddime de ben yazarım kendi endülüsümde
bir danişmend de ben olurum dergahsız ve yurtsuz
bir hasan sabbah da ben büyütürüm gizli gizli içimde.
Beyaz bir çiğdem üşüyor yangınlar ortasında
kardelenler açmış bir annenin kucağında
yağmur, her zamanki gibi hüzün ve ayrılık
acı çekiyor gökyüzü, yıldırımdan biliyorum
dúáya kalkıyor dalları ağaçların
alnında secde izi var mavi kır çiçeklerinin
wennecmu weşşeceru yescuden
ölünce beni de bir ağacın gölgesine gömün
bırakın, hiç olmazsa mezarımda huzur içinde yatayım
sen sakın gözyaşı dökme, çoban kızı
bir damla su yıkasın günahlarımı.
Düğün alayı kurulmuş eteklerinde dağların
yaylalar şenlenir eğlenir kalabalıklar
en güzel kıyafetlerini giymiş kadınlar ve çocuklar
düğündür bu, süslenir atlar çalar davullar
düğündür, halaylar çekilir delilo delilo seyrané
düğündür, türküler söylenir delalé lorke
düğündür, göğe yükselir zılgıtlar tililililili
düğündür, kesilir kurbanlar deh deh deh
düğündür, yemekler pişer kazanda tey tey tey
ve gelin, aşiretin en taze kurbanı
gelin, gúlperí baxça gúlistané
gelin, tríya nava rézé
gelin, kınalı ellerinde ayrılığın çizgileri
gelin, yitik ülkenin kayıp yaşamı
gelin, duvağında günbatımının utancı
gelin, gülteninde yere düşen bir yaprak
gelin, çeyizinde adını arayan bir coğrafya
kaç tane ırmak aksın suskun gözlerinden, bilmem ki
kaç tane şiir yeşile çalsın
gelin gelin, kaç tane asiye emzirsin bebelerini.