Muhammed'ilerin Mezheplere Bakışı/Muhsin Arslan
Makalemizi okurken,Kuran-ı Kerim'in genel mesajı;
"
Allah kendi yolunda bir kurşun duvar gibi,tek saf halinde savaşanları sever"ayetinin altını
çizerek okuyalım.
Allaha itaat birliktten,cemaatten,cumadan yek vucuttan ayrılmıyarak anlam kazanır.
Müslümanların kardeşleşmesi,en az namaz kadar farz kılınmıştır.
kardeşliklerin hukukuna,hakkına riayet farz kılınmıştır.
Kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi, kardeşliğin ötesi,islam kardeşliğidir.
İslam kardeşliği lafta kalmamalı,gereği yapılmalıdır..
Gel gelelim,Müslümanların manzarasına ve kardeşliğin pratiğine attıkları negatif imzaya...sanki, sırf
Kurana muhalefet olsun diye yüzbin parçaya bölünmüşlerdir.
mezhepler,meşrepler,cemaatler,hizipler,fırkalar mantar gibi türemiş,islam birliği,kardeşlik birliği
paramparça edilmiştir.
marifetleri bununla sınırlı olsa neyse,kendi aralarında kavgaya tutuşmuşlar,tekfiri peynir ekmek gibi
tüketmişlerdir.birbirlerini öldürmeye kadar varmışlar,güya bunu Allah rızasını(!)kazanmak için
çırpınmışlardır.
öyle bir manzara meydana gelmiş ki,bir şeyh efendi,müritlerine;
"bir köye gittiğiniz zaman,orada kendi tarikatinizde kimse yoksa,başka tariketten olan müslümanın evine değil,hristiyanın evine misafir olun"talimatini holiganca vermekten
çekinmemiştir..
Bir hanefi şafiinin veya başka mezhebin arkasında namaz kılmaktan kaçınmıştır.
Mezhep mensupları,hakk olan görüşleri araştırmak öğrenmek yerine,mezhep
imamlarının taasubunu seçmişlerdir.
Çoğu mezhep mensubu,kendi imamının adını bile bilmiyecek kadar romantik bir ilme sahip iken..!!
Sakın ola ki,bu görüşlerim ile,beni mezhepsiz olduğumu,mezhep düşmanı olduğumu kimse
zannetmesin.
Amel olarak
şafii mezhebine mensubum,diğer ameli 4 mezhebimizide hakk olarak kabul ediyor,eşit
görüyorum.Holiganca Koyu mezhepçilik fanatikliğini yapmam.
Ancak,bazı mezheplerde(şafii mezhebi de olabilir) zayıf görüşlerin olduğunu,bir başka mezhepte delil
sağlamlığını tercih ederim.
namazda şafii, oruçta hanefi,haccda maliki zekatta hanbeli görüşünü benimseyebilirim.
Mezhepsizliğede karşıyım.
Mezheplerin varlığı,ibadetlerin belli bir düzene disipline göre yapılması şarttır.Kendi mezhebimde
tıkandığım noktada stop edeceğime,diğer üç mezhebe uymaktan çekinmem.
Asrı saadette mezhep varmıydı sorusuyla sık sık kaşılaşılır.Mezhep yoktu ama her bir alim sahabi
kendi başına mezhep idi diyebiliriz.
ne asrımız asrı saadettir ne de biz sahabiler kadar alimiz,muttakiyiz.
Müslümanlara düşen
mezhepçilik değil beğendiği mezhepleri
taklit etmektir.
Müslümanlara düşen,Şeyhçilik,tarikatçılık,holigancılık değil,tüm müslümanları kardeş bilip Allah için
sever ama,kendi tarikatına da uyar.
Müslümanlara düşen,Alimleri,mürşitleri,tarikatleri,mezhepleri
savaştırmak değil,Alimlerin hak ve
hukukuna riayet etmek,kurana ters olmayan tüm doğrularını kabullenmektir.
Müslümanlara düşen,ırkları,renkleri,nesepleri,meşrepleri savaştırmak,yarıştırmak,birbirlerini
boğazlatmak değil,bunları Allahın ayetlerinden bilip,üst kimlik kardeşlikte birleşmeleridir..
Müslümanlara düşen,kendi mezhep alimini,şeyhini sorgulamaktan çekinmemek,doğruları bulmak için
beşikten mezara okumak öğrenmektir.(imam şafii, imam malikin 9 yıllık talebesi olduğunu
unutmayalım).
Müslümanlara düşen,Kadiri,nakşisi,nurcusu,sülaymancısı,fethulah çısı ve bilmem necisi ile
kardeşleşmek,doğrularda buluşmak,yalnışları iade etmektir.
Müslümanlara düşen,öz kardeşi bile olsa müslüman değilse,müslüman olanı tercih etmelidir(ebu
lehebin reddi,bilalı habeşinin kucaklanması gibi).
saygılar..
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
31.12.2009
Muhsin Arslan
Abdulmelik@medineweb.net