Konu Başlıkları: Kuran`da tekrar
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Ocak 2010, 20:02   Mesaj No:1

Hazan Mevsimi

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kuran`da tekrar

Kuran`da tekrar

Evrensel kitap olan Kuranı incelediğimiz zaman bazı olay ve kavramların sık sık tekrar edildiğini görürüz .Ancak herdefasında bir olayın bir kavramın farklı açılardan anarak hem sıkıcılığa düşmez hemde değişik bakış açısı verir. Donuk ,mat ve şablonsu düşüncelerinden arındırır. Gerçekte Kur'an'ı bir kitap gibi değil, bir söz, daha doğrusu kendisine söy¬lenen bir söz olarak okuyan zihinler için anlamlı olan bu amaç ve yararlardan kayda değer olanları şunlardır:

Pekiştirme:

Tekrar edilen bir ifadedeki temel maksat, anlamı pekiştirmektir (te'kid). Ancak, tekit başlı başına bir üslûp tarzı olarak kategorize edildiğinde, sözdeki anlama yönelik vurguda tekrardan daha zayıf bir etkiye sahiptir. Çünkü tekrarda, ilk ifadede bulunmayan farklı bir anlamın ortaya çıkması (te'sîs) söz konusudur. Oysa tekidde sadece ilk ifadedeki anlamın takriri ile bu anlamın mecaz olmadığını belirtme iradesi mevcuttur. Bu yüzden tekrar tekidden daha beliğdir. Sözgelimi,

“Hayır! Yakında bileceksiniz! Elbette yakında bileceksiniz!” 102/3, 4. ayetlerdeki,

“Elbette yakında bileceksiniz.” ifadesi tekid değil tesistir. Çünkü, Allah ikinci ayetteki ifadeyi ilkinden daha beliğ kılmıştır

Uyarı:


Bazı ayetlerde mesajın muhatap tarafından tam ola¬rak kavranıp kavranmadığına ilişkin kuşkuyu bertaraf etmek maksadıyla “Ekstra uyarı” denebilecek türden tekrarlar yapılmıştır. Örneğin,
“İman eden o kişi: “Ey Kavmim! Siz bana uyun; zira sizi doğru yola ulaştıracağım. Ey Kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı geçici bir eğlencedir. Ahiret ise, sürekli ikamet yurdudur” dedi” mealindeki Mü'min: 40/38-39- ayetlerde iki kez zikredilen;

“Ey Kavmim!” ifadesi bu türden bir tekrardır.

“Ey kavmim!” nidasıyla başlayan 42. ayetin tefsirinde “Mümin kişi kavmine yönelik çağrısını niçin yine¬ledi? Onun üçüncü nidasının evveline 41. ayetin başındaki veya kavmi ifadesi vav harfi gelmesine karşın niçin ikinci çağrısının 39. ayetin evvelindeki yâ kavmi ifadesi başında bu harfe yer verilmedi?” sorusunu, “Nidanın tekrar edilmesinde fazladan bir dikkat çekmeye ve gaflet uykusundan uyandırmaya yönelik bir ikaz vardır.” şeklinde cevaplamıştır



3- Terdid:


Daha önce de ifade edildiği üzere 55, Rahman 31 kez tekrarlanan
“Öyleyse, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz cümlesi ile, 77. Mürselat suresinde 10 kez tekrar edilen;
“O gün, hakikati yalanlayanların vay hâline” (” ifadesi, belâgatçılar tarafından terdid kategorisinde değerlendirilmiş ve bu ayetlerin tekrarmdaki nüanslar, müteallak farklılığıyla izah edilmiştir. Buna göre, Rahman suresinde Allah İnsanlara ve cinle¬re seslenerek onlara lütfettiği nimetleri tek tek saymış; daha sonra, zikri geçen her nimetin ikrar ve şükrünün eda edilmesi gerektiğine ilişkin bir ikazda bulunmuştur.



Benzer şekilde, Mürselât suresinde de Allah kıyamet gününün korkunç hâllerini tasvir etmiş ve bu hâllerle ilgili her tasvirin ardından muhatabın zihninde daha fazla bir etki yaratmak maksadıyla tehdit ve uyarısını yinelemiştir.



4- Daha Önce İletilen Bir Mesajın -Sözün Uzamasından Dolayı-Unutulma Riskini Ortadan Kaldırmak:


Kur'an'da muhataplara daha önceden iletilen bazı mesajlar, bu maksatla tekrar edilmiştir. Örneğin,
“Rabbin, kötülüğün ayartısını gördükten sonra hicret eden¬lerin ve o günden itibaren Allah yolunda üstün çaba sarf edip zorluklara direnenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra, Rabbin, elbette çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” mealindeki NahI: 16/110. ayetteki ifadeler, dokuz ayet sonra,
“Muhakkak ki, se¬nin Rabbin, cahillik sebebiyle kötü davranışlar sergileyen, ardın¬dan tövbe edip kendisine çekidüzen veren kimselerden yanadır. İşte böyle bir dönüşten sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” şeklinde bir kez daha tekrar edilmiştir. Bir telakkiye göre, Bakara: 2789; ÂI-i İmrân: 3/155 ve Yûsuf: 12/5. ayetlerdeki tekrarlarda da yine aynı maksat gözetilmiştir


5- Muhatabı Korkutmak:


Özellikle Mekkî surelerin ilk ayetle¬rinde yer alan yemin ifadeleri, üzerine yemin edilen şeyin şiddet ve dehşetini abartılı bîr üslûpla ifade etmek ve bu suretle muha¬tabı korkutmak maksadıyla tekrar edilmiştir. Örneğin, Hâkkâ: 69/1-2. ayetlerde geçen hakka gerçekleşecek olan kıyamet ile Kâri'a: 101/1-2. ayetlerdeki kâri'a kapıyı çalan/sarsan kıyamet kelimelerinin tekrarında, kıyamet gününün dehşetine dikkat çekil¬mek istenmiştir


6- Bir Şeyin Değerini Yüceltmek:



Kadir: 97/1-2. ayetlerde iki kez anılan “Kadir gecesi” (Beylettı'l-kadr) terkibi, bu gecenin değe¬rini yüceltmek maksadıyla tekrar edilmiştir. Vâkfa: 56/8-9. ayetlerde ikişer kez anılan “Ahirette bahtiyar olanlar” (aşhâbu'I-meymeneh) ve “Bedbaht olanlar” (aşhâbu'l-meş'emeli) tabirleri de yi¬ne tazim (yüceltme) maksadıyla tekrar edilmiştir.


Kıssalardaki Tekrarlar



Bilindiği gibi, Kur'an'da, geçmiş peygamberler ve toplumlarla ilgi¬li kıssaların bîr kısmı sadece bir kez zikredilmiş; Âdem-İblis, Mu¬sa ve İsrailoğu Harı gibi bazı kıssalar ise ana temayı değiştirmeye¬cek bazı nüanslarla birlikte muhtelif surelerde tekrar edilmiştir. İslam alimleri bu konuyla ilgili çeşitli yorumlar yapmışlardır. Te¬melde Kur'an'ın yazılı formundan hareketle yapılan bu yorumların hemen hepsi, kıssalardaki tekrarlann her birinde mutlaka ayrı bîr fesahat ve belagat vurgusu bulunduğu varsayımı üzerine kurgulanmıştır.



a-

Bir sözün kıssanın değişik üslûplar içerisinde formüle edil¬mesi tekrar değil fesahattir.

b-

Allah Teâlâ kıssaları muhtelif surelerde tekrar etmekle Kur'an'a itirazda bulunanların asla ona muarâza edemeyecek¬lerini açıkça ortaya koymuş ve,
“Kur'an'ın bir suresinin benze¬rini getirin” buyurmak sureciyle onlara meydan okumuştur.

c-

Bir kıssanın farklı surelerde fazlalık-noksanlık ve takdim-tehir gibi çeşitli üslûplarla aktarılması tekrar değil, aynı mânâyı farklı bir ifade kalıbıyla dile getirmek gibi son derece çarpı¬cı bîr hitap çeşitlemesidir. İnsanlar, farklılık ve yeniliği .cazip görme eğiliminde olduklarından, bu hitap tarzı kıssaların tek¬rarını çekici hâle getirir. Böylece Kur'an'ın insan sözünden ta¬mamen farklı bir özelliği ortaya çıkar.

d-

Bir kıssanın daha önce aktarılan varyantında zikredilme¬yen bir kelimenin sonraki varyantında zikredilmesi veya bir nükteden dolayı başka bir kelime ile değiştirilmesi tekrar değil, Kur'an'a özgü bir belagat güzelliğidir Görüldüğü gibi, Bazı Alimlere göre Kur'an kıssalarında yazılı bir metin için kusur sayılabilecek türden hiçbir tekrar yoktur. Mevcut tekrarların ise, her biri ayrı bir fesahat ve belagat güzelli¬ği içermektedir. Ancak biz, yazılı bir metin olarak okunduğu süre¬ce Kur'an'da azımsanamayacak ölçüde tekrar olduğu fikrinde ıs¬rar ediyoruz. Kaldı ki, söz konusu tekrarlarda mevcut olduğu var sayılan fesahat ve belagat güzellikleri, bazen konunun inceliklerine vâ¬kıf olmayan müslümanlar için hemen hiçbir anlam ifade etme¬mekte, hatta çoğu zaman sıkıcı bir üslûp tarzı olarak değerlendi¬rilmektedir.



Diğer taraftan, kıssaların fesahat ve belagat maksadıyla tekrar edilmediği de açıktır. Kıssaların tekrar ediliş sebebi, Kasas: 28/51 ve Tâhâ: 20/113. ayetlerde beyan edilmiştir
İlk ayette,

“Andolsun ki, Biz düşünüp öğüt almaları için sözü Kur'an birbiri ardınca vahyetmişizdir.”
denilmiş; İkinci ayette ise,

“İşte Biz bu vahyi Arapça bir Kur'an olarak inzal ettik ve onda her türden uyarıyı çeşitli şekillerde açıkladık” ifadesine yer verilmiştir. Ayetleri birbiri ardınca in¬zal etmek (tavşil) ve çeşitli şekillerde açıklamak (tasnif), doğru¬dan doğruya kıssaların tekrar edilmesinin sebebi olmasa da, taşrîfu'I-âyât terkibinin anlam alanına Kur'an'daki tekrarları da dahil etmek mümkündür. Ancak, unutulmamalıdır ki, aynı şeylerin de¬ğişik vesilelerle yeniden hatırlatılması/zikredilmesi, yazılı bir me¬tin için değil, öncelikle ve özellikle canlı bir diyalog ortamında kulak verip dinleyen, kimi zaman soru soran, kimi zaman itiraz eden bir muhatap kitlesine şifahi olarak tebliğ ve tebyin edilen bir mesaj için anlamlıdır.

Bu noktada, mazide kalan toplumlarla ilgili haberlerin tekrarına gelince; Al¬lah Teâlâ Kur'an'ı yirmi üç yılda parça parça indir¬di. Dinî yükümlülükleri, kullarına kolaylık sağlamak maksadıy¬la tek tek vazetti. Dinin tamamlanması sürecinde müslümanla¬ra tedricî bir metod tatbik etti. Yine onları gaflet uykusundan uyandırmak ve kalplerini yeniden diriltmek için öğüt ve nasi¬hatleri ayrı ayrı zikretti. Müslümanları kendi hükmüne boyun eğdirmek ve iç görülerini sınamak için de önceden vazettiği bir hükmü daha sonra yürürlükten kaldırdı


“Eğer Kur'an bir bütün olarak inzal edilmiş olsaydı, kuşkusuz bu total inzal Allah'ın ayetleri vahyetmesine sebep olan hâdiseleri öncelemiş olacaktı. Ayrıca, toplu olarak vazedilen dinî yükümlülükler hem müslümanlara hem de İslam'ı kabul etme eğiliminde olan insanlara çok ağır gelecek; dolayısıyla ne uyarıda bulunmanın ne de herhangi bir hükmü nesh etmenin anlamı kalacaktı.” Bu pasajda, özgün anlamı yakalamaya matuf Kur'an okumala¬rında vahyin olgusal bağlamını oluşturan unsurları hesaba katma¬nın gerekliliğine dikkat çeken



Hz. Peygamber'e, müslüman olmak için Arap heyetleri geli¬yordu. Sahabiler onlara Kur'an'dan bazı pasajlar okutuyor ve bu pasajlar onlar için yeterli oluyordu. Hz. Peygamber ayrıca çeşitli kabilelere muhtelif sureleri öğretmek için öğreticiler gönderiyordu. Eğer kıssalar ve geçmiş milletlerle ilgili pasajlar tekrar edilmemiş olsaydı, Musa kıssası bîr kabileye, İsa kıssası bir kabileye, Nuh kıssası bir kabileye, Lut kıssası da sadece bir kabileye ulaşacak; tabiatıyla bu kabilelerden hiçbiri tüm kıssaların bilgisine vâkıf olamayacaktı. Ancak, Allah, lütuf ve rahmetinden ötürü bu kıssaların yeryüzünün dört bir tarafına yayılmasını ve her kulağın duymasını, her zihne ulaşmasını ve hitabına doğrudan muhatap olan hedef kitlenin idrakine bir kez daha sunmayı, böylece onları uyarmayı diledi ve bu yüz¬den bazı kıssaları tekrar etti.



Kur'an'daki bazı kıssalar, sık sık tekrar edilmesi insanın algısal yapısı ile ilgili bir durumdur. İnsanın bilgiyi iyibir algısal yerleştirme yapabilmesi için bu tekrar gerekliliktir, kendi içinde bütünlük arz eden yazılı bir metinde fesahat ve belagat güzelliği oluşturmak için değil, her dem farklı bir hâdiseye sahne olan nüzul ortamında ilahi mesaja muhatap olan insanların değişik durum ve tutumlarına bağlı ola¬rak tekrar edilmiş, daha doğrusu, yeniden hatırlatılmıştır. Bu hatırlatma kainat kitabı olan bu kitabının önemine binaendir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Hazan Mevsimi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Sevginin Üç Dili Makale ve Köşe Yazıları su damlası 2 2296 16 Mart 2010 18:30
Akıllı anneler medyadan daha güçlüdür Çocuk ve Aile Sağlığı Nesli_Nur 2 2114 16 Mart 2010 18:25
Kur'an Açısından Sömürü ve Sömürgeciler Kur'ân-ı Kerim Genel Hazan Mevsimi 0 2354 16 Mart 2010 00:59
Zor İnsanlarla Diyalog Nasıl Kurulur? Bilgi Dağarcığı GÖKCEN_AZRA 6 3839 06 Mart 2010 18:27
Tüketerek Tükenenlerden Olmamak İçin Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Hazan Mevsimi 0 1472 04 Mart 2010 18:17