Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Ocak 2010, 01:58   Mesaj No:1

NİLGÜN YAZAR

Medineweb Üyesi
NİLGÜN YAZAR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:NİLGÜN YAZAR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 8150
Üyelik T.: 15 Mayıs 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 120
Konular: 37
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart BİR ÇİKOLATA YEDİM, HAYATIM DEĞİŞTİ (+18)

BİR ÇİKOLATA YEDİM, HAYATIM DEĞİŞTİ (+18)

Çocukken daha mı cesuruz acaba? Öyleyse nereden gelir bu cesaret?
Büyürken bir şekilde bastırılırız. Bastırıldıkça da başkaları için yaşamayı öğreniriz. Çocuk olmak; kendi adına yaşamanın öteki adı.
Minicik bedenleri gibi korkuları da küçüktür onların. Hayatın asıl korkulası öğeleri dururken, tutar börtü böceğe takılır kalırlar.
Yeri gelir bir çikolataya tav oluverir çocuk dediğin. Masumiyetten ve henüz kötüleşmemiş olmaktandır bu saflık hali.
Onların bu korkusuzluğunun kökeninde “bilememek” olmalı. Yanlışı, eğriyi ve tehlikeyi bilememek.
Biz yetişkinler için de durum çok farklı sayılmaz. Bilgi ve korku çoğu zaman doğru orantılıdır. Ne kadar az şey bilirsek, o kadar az korkarız.

Öte yandan siz ne derseniz deyin, çocuk milleti bir şeyi kafasına koymaya görsün! Hiçbir güç önüne geçemez yapacaklarının. Hâl böyle olunca, çocukla deli arasındaki yedi farkı sıkıysa bulun bakalım!

Dokuz –on yaşlarındaydım. O zamanlar da, şimdiki gibi kalıplara sığamadığımdan, sokaktan eve dönüş saatimi yine(!) unutmuşum. Eve döndüğümde “Her şeyin bedeli var, güzelliğinin de, öde Firuzee!” şarkısı beni bekliyormuş meğer!
Annemin, bu sıradan(!) hadiseyi niye bu kadar büyüttüğünü hâlen anlamış değilim.
Kesin menopoz sinyallerinden biriydi gene. Son çocuk olmakla “Son Mohikan” olmanın aynı şey olduğunu yaşayan bilir tabiî.

Velhasıl annemden yediğim sopanın uyuşturucu etkisiyle, narkoz yemiş hasta misali sızmış kalmışım o gece.
Ertesi gün kararım kat’iydi. Sahip olduğum ne varsa her şeyi geride bırakmaya hazırdım. Hayatımda beyaz bir sayfa açacaktım.
Bez bebeğim, oyalı çemberlerim, Mustafa Dayı’mın Alamanyalardan yolladığı cicili bicili elbiselerim, bilyelerim, topacım, kiraz ağacında yırtılan gömleğim! (tamam abarttım kabul ediyorum)hiç biri beni durdurmaya yetmeyecekti. Gidecektim yâd ellere!

Karga otunu yemeden gözle kaş arası arazi oldum. Ardıma bile bakmadan düştüm yollara. Şehre 120 km uzaklıkta bir Toros yaylasında büyürsen dağ bayır vız gelir haliyle.
Pehh!
Torosların Avşar kızı ovaya iniyor!
Savulun bre hainler!
Bre mendeburlar!
Onca yol ancak bu gazla gidilirdi tabii.
Yollarda in cin top oynuyor. Bir yandan bir ihtimal önüme çıkabilecek Hansel ve Gratel’in çikolatakondusunu hayâl ederken, bir yandan da seher vakti otlamaya çıkmış koyun keçi tayfasıyla melül melül bakışıyoruz.

Saatlerce yürümekten tabanlarımın nasıl sızladığını halen hatırlarım. Daracık bir asfalt yolu inatla takip ediyorum. Sağ tarafım dik uçurumlarla çevrilmiş, sol yanım acıyor anne!(beni affet Bedirhan Gökçe!)
Sadece yürüyorum. Çocuk işte. Miyop hepsi. Burnunun ucunu bile göremezken, dağların ardını nasıl görsün?
Bir ara yanımda mavi burunlu, kırmızı kasalı, damperli bir doç duruyor. Şoför mahâlindeki iki adamın dikkatini çekiyorum. Babam tır şoförü olduğundan tırsmıyorum onlardan. Benim babam sizi döver bikerem!
Bana nereye gittiğimi soruyorlar.
İlerdeki köye kadar gideceğimi söylüyorum. O yaşta ayaküstü öylesi bir senaryo yazabilmem, ileride ne denli güçlü bir kurgu yazarı olacağımın göstergesiymiş de bakmayın zamanında fark edememişler.
Bana yiyecek bir şeyler isteyip, istemediğimi soruyorlar.
-Yok, diyorum. Çıkınımda var azığım.
Suratım mahkeme duvarı ama. Ters ters cevaplar veriyorum onlara.
Zaten derdim büyük! Bir ton dayak yemişim. Gururumla oynanmış. Üstüne evi terk etmişim. İlk onur savaşım bu benim. Koca koca adamlara büyüklenmem ondan.

Baktılar ikna olacak gibi değilim, çektiler gittiler. Epeyce daha yürüdüğümü hatırlıyorum. Bataryam son sinyallerini verirken yanımda kırmızı bir araba duruyor. Dönemin en havalı arabalarından biri.

Arabadan aile olduğunu düşündüğüm birileri iniyor. Halimden işkillendiler belli ki. Baktılar eli yüzü temiz, gözleri çakmak çakmak, zehir gibi bir çocuk. E tabii ay parçası kadar da güzel. Nereden gelip nereye gittiğimi soruyorlar.

Her ne kadar “Kendime mi kaçıyorum, kendimden mi kaçıyorum ben de bilmiyorum” gibilerinden kallavi bir laf edesim gelse de, kafa karıştıracak lüksüm olmadığının farkındayım o an.
Annemin beni eşşek sudan gelinceye kadar dövdüğünü, sevilmediğim yerde daha ne işim olacağını vs.. anlatıp, evi terk ettiğim mesajını gayet net veriyorum.
Kibritçi kızın memleketime düşmüş haline acıyorlar tabii.

Aralarında gülüştüklerini de unutmuş değilim. Ne yani insan evini terk edemez mi? Ceketini alıp, kapıyı çarpamaz mı? Allah Allah!
Bu işi büyükken yapsan suç, küçükken yapsan suç!
Beni ikna etmek için epeyce laf yapıyor ağızları. Kim korkar hain kurttan! Öyle hemencecik yelkenleri suya indirmek var mı delikanlılıkta?

Gözüme sokulan çikolataya hayır demeyi becerebilseydim, kimbilir şimdi hangi gazinoda assolisttim. Bu ülkede “Ajdar” bile tanınıyorsa, ben de sesimi duyuracak bir yol bulurdum herhalde.

“Yabancıların çocuklara uzattığı çikolatalar asla alınmaz!” uyarılarına zamanında kulak asmış olsaydım, hikâye yüz seksen derece farklı sonlanacaktı tahminim.

Aslında o an çikolataya evet diyerek risk almıştım. Risk almadan mutluluğa ulaşmanın imkansızlığını belli ki tâ o zamanlardan çözmüşüm. Bilgelik bu olsa gerek. Sonradan olunmuyor böyle şeyler!

Tabanlarım sızım sızım sızlıyor, karnım acıkmış, hava da kararmak üzere iken havlu atıyorum. Beni arabaya binmeye bir çikolatayla ikna edip, evimin adresini bir de güzel tarif ettiriyorlar üstüne.
Canıma minnet!
Eve geldiğimde ağzım kulaklarımda saf saf etrafıma bakınıyorum. Davul zurna eşliğinde “Yavrum! Gınalı guzum! Nerelerdesin, iyi ki döndün! diye karşılanmayı beklerken, üstüne bir de izinsiz evden ayrılıp herkesi telaşa verdiğim için evvel ki gün yediğim dayağın sağlamasını yapmamış olsalardı, şu an muhtemelen “Aile Saadeti” konulu enfes bir yazı yazıyor olacaktım.
Dönen de kabahat!

NİLGÜN YAZAR
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi NİLGÜN YAZAR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Baba(sız)lar günü Makale ve Köşe Yazıları NİLGÜN YAZAR 0 1818 25 Kasım 2011 21:06
Insan insanın zehrini alır Makale ve Köşe Yazıları NİLGÜN YAZAR 0 1760 25 Kasım 2011 21:04
Birinci kadının, ikinci kadına teşekkürü Makale ve Köşe Yazıları NİLGÜN YAZAR 0 1471 25 Kasım 2011 20:57
Yoruldum Makale ve Köşe Yazıları NİLGÜN YAZAR 0 1507 25 Kasım 2011 20:56
Eller ve izler Makale ve Köşe Yazıları su damlası 1 1846 25 Kasım 2011 20:52