Konu Başlıkları: Kur'an ve Empati
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Şubat 2010, 13:10   Mesaj No:7

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1087
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Kur'an ve Empati

d. Ehli Kitap Allah ile Empatisi
Yahudiler, "Allah'ın eli çok sıkıdır" dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Aksine Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırıyor. Biz, onların aralarına tâ kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.” (Maide 5/64). Yahudilerin bu sözü, "Allah her istediğini yapamaz ve her istediğini veremez, onun için bol bol rızık da veremez, yoksa Yahudilere hiç darlık çektirmez, her şeyi ihsan ederdi." meâlinde olduğu anlaşılıyor. Yahudilerin bu sözü Rasululllah'ın ashâbının çok fakirlik ve ihtiyaç içinde bulundukları sırada: "Muhammed'in Allah'ı fakir, eli bağlıdır, onun için onları sıkıntıdan kurtaramıyor." şeklinde Müslümanlarla alay etmek için söylemiş olmaları ihtimali de vardır. Âyette bunun zâhitlerin ve bilginlerin sanatlarını kınamanın hemen akabinde söylenmiş olması sebebiyle sözün bağlamı bize şunu işaret ediyor ki, bu sözün Yahudilerin bilginleri tarafından söylenmiş olması itibariyle hepsine nisbet edilmiştir (Yazır, 1979: .

e. Kafirlerin Peygamberlerle Empatisi
“(Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun'u göstererek şöyle) dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdır; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve en sağlam yolunuzdan[11] alıkoymak istiyorlar." "Onun için bütün tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra hep bir sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır." (Taha 20/63-64). Bu, onların Hz. Musa (a.s)'ın mucizelerini tenkit etmeleridir. Sonra da, Hz. Musa (a.s)'dan alabildiğine nefret ettirme çabasıdır. Çünkü her salim fıtratlı kimse, sihirden ve sihirbazı görmekten nefret eder. İnsanın, sihrin devamlı olmadığını bilmesi ve o şeyin bir sihir olduğuna inanması halinde, "Biz ona nasıl uyarız? Çünkü onun bekası; dinin ve icraatının devamlılığı söz konusu değildir" der. İkincisi, onların "Size yerinizden yurdunuzdan çıkarmak isteyen sihirbazlardır" şeklindeki sözleridir. Çünkü bu söz de alabildiğince nefret uyandıran bir sözdür.[12] Zira, insanın doğup büyüdüğü yerden ayrılması, kalplere zor gelen bir şeydir.(Razi) Ve maalesef bazen toplumlar milli menfaatlerini dinlerinden üstün tutabilmektedirler. Belki de bu nedenledir ki büyücüler vatan mefhumunu, “Dininizi yok etmek istiyorlar.” sözünden önce zikretmişlerdir. Bu yaklaşım toplumu etkileme gücüne sahip insanlarca empatinin nasıl kötüye kullanılabildiğine dair oldukça güzel bir örnektir. “Yine onların içinde öyleleri vardır ki, Peygamber'i incitiyorlar ve "O her söyleneni dinleyen bir kulaktır." diyorlar. De ki; "Sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a inanır, müminlere inanır, ayrıca sizden iman edenlere de bir rahmettir". Allah'ın Resulünü incitenlere acıklı bir azap vardır.” (Tevbe 9/61). Peygamber (s.a) her şeyi dinler, ama sadece hayırlı ve toplum yararına olan şeyleri dikkate alır. Çünkü o kötü ve günah olan şeyleri dinleyen veya bunları teşvik eden bir kimse değildir. (Tefhim). İyi bir kulaktır. Vahye kulak verir. Sonra onu size tebliğ eder, iletir. Bu sizin hayrınıza ve yararınızadır. Hayırlı bir kulaktır. Terbiyesini takınarak sizleri dinler. İkiyüzlülüğünüzü yüzlerinize vurmaz (S. Kutub). Batılılarda bu var. Sizi iyi dinliyorlar, sanıyorsunuz ki, hidayete ermesinde ramak kaldı. Halbuki çapımızı ölçüyor, kastımızı anlamaya çalışıyorlar hepsi bu.

f. Firavun’un İleri Gelenleriyle Empatisi
Firavun'un kavminden ileri gelenler, "Muhakkak bu çok bilgili bir sihirbazdır." dediler. O, sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. (Firavun): "O halde siz ne emredersiniz?" dedi.” (Araf 7/109-110). Burada "siz ne düşünüyor, ne diyorsunuz, ne teklif ediyorsunuz?" yerine "ne emredersiniz?" denilmiş olması, çok dikkat çekicidir. Dış görünüşüyle bu deyim, Firavun hükümetinin yönetim ve işleri yürütme yetkisinin bu danışma meclisinin elinde bulunduğunu gösterdiği söylenebildiği gibi (Yazır, 1979: Firavunun, ileri gelenlerine kibar davranarak çıkacak kararı onların kararıymış gibi lanse etmek de istemiş olabilir (Yazır, 1979:. Bu sayede Firavun, ileri gelenlerin muhalif sesler yükseltmelerini önlemiş olmaktadır

---------------------------------
11-Bu sağlam yoldan kasıt, Firavun’un iktidarı, sihir, batıl dinleri olabilir bkz. Taberi.
12-Bu sözü Firavun da kullanmaktadır: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin bize?" (Taha 20/57).



----------------devam edecek---------------------
Alıntı ile Cevapla