Durumu: Medine No : 10862 Üyelik T.:
01 Ekim 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Yaş:66 Mesaj:
489 Konular:
86 Beğenildi:3 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ? NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ? Nur suresi 31.ayette geçen süslerini/ziynetlerini kelimelerinin ne anlama geldiğini, daha doğrusu rabbim bu kelimelerden ayette neleri kast ettiğini kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım. Ben anladıklarımı kur’an bütünlüğü içersinde sizlerle paylaşmak istiyorum. Hatam varsa rabbim affetsin. Önce Nur suresi 31. ayeti değişik meallerden verelim.
Diyanet İşleri meali: Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!
Muhammet Esed Meali: İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; [örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkârca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz!
Yaşar Nuri Öztürk meali: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut erkek kardeşlerinin oğulları yahut kız kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!
Ali Bulaç meali: Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tövbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.'
Özellikle değişik meallerden örnekler verdim ki bu kelimenin çevirisini nasıl yapmışlar bu konu üzerinde düşünelim.
Diyanetin mealine baktığımızda bakın nasıl yazmış?( (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler.) Açıklamaya baktığımızda asla ve asla zinet yerlerinden kasıt yüz, el gibi açıklama olmadığı halde, Diyanet zinet kelimesinden bunları anladığını belli etmek için parantez içinde yazmış.
Muhammet Esed mealinde ise bakın bu kısım nasıl aktarılmış? ([örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar.) bu mealde ise ziynet sözcüğünden cazibe ve güzellik bölgesinden bahsettiğini anlamış ki bu cümleyle aktarmış.
Yaşar Nuri Öztürk mealinde ise bakın ne diyor? (Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar.) Burada da ziynet sözcüğünün eş anlamı olarak süsleri kelimesini de kullanıyor.
Ali Bulaç mealine baktığımızda ise;( süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç.) Burada da süslerini görünen kısımlar açmasınlar diyor.
Yukarıda yazdığım Nur suresi 31. ayette geçen bu kelimenin üzerinde hep birlikte düşünelim, ama önce bize öğretilenlerin hepsini bir kenara bırakalım, sanki bu ayet bize yeni tebliğ edilmiş kabul edelim. Bunu söylememin nedeni aldığımız diğer bilgilerin etkisinde kalmamak içindir, eğer amacımız kur’anı doğru anlamaya çalışmak ise elbette. Ayeti baştan anlamaya çalışalım. Rabbim iman eden kadınlara seslenerek, bakışlarına dikkat etmesini ve kendilerini haramdan sakınmalarını söylüyor. Bu sözlerden sonra geçen cümleleri birbirine bağlı düşünerek anlamaya çalışalım lütfen.( süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.) Burada geçen süsleri yani ziynetleri sözü ile Rabbim kadının neresinden bahsediyor, önce onu anlamaya çalışalım. Bazı meallerde olduğu gibi acaba Rabbim hiçbir açıklama yapmadığı ve böyle bir detay vermediği görünen kısımlar hariç sözünden, kadının eli, yüzü ve ayaklarından bahsediyor olabilir mi? Rabbim eğer kadının eli ve yüzünden başka her yerini kapatsın demek isteseydi sizce herkesin anlamayacağı şekilde, gizli bir anlam vererek mi bizlere iletirdi? Bu kelimeden bazı insanlar el, yüz diye anlarsa bir başkası da buna ilaveler yapamaz mı sizce? Benim buna inanmam asla mümkün olamaz, çünkü Rabbim her şeyden nice örnekleri sıraladım ve detaylı indirdim örnekler verdim kur’anda diyor. O zaman burada geçen süs, ziynet kadının neresidir de onu kapattıktan sonra, kendiliğinden görünen kısım için müstesna yani bu şekilde görünmesinde sakınca yoktur diyor? Neresi olabilir kadının süsü lütfen bu satırları okurken düşünelim. Cümlenin devamına bakalım acaba kendiliğinden görünen müstesna açıklamasını yaptıktan sonra, neresinin örtülmesini istiyor acaba Rabbim? Belki bize bir ipucu verebilir.
( Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.) (Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar.) (başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.)
Şimdide yukarıdaki cümleleri anlamaya çalışalım. Rabbim kadınların süslerini açığa vurmasınlar dedikten sonra, bakın neresinin örtülmesini kapatılmasını emrediyor? Yakaların alt kısmında olan bölümü yani kadının göğüs dekoltesinin kapatılmasını istiyor. Tam burada şunu hatırlatmalıyım, bir düşünce ve fikir burada bahsedilen süsün, ziynetin süs eşyası olduğunu söylüyor ve bu süs eşyalarının üzerinin kapatılması ayette emrediliyor diye inanılıyor. Önce bu fikrin doğru olup olmadığını yeri gelmişken açıklığa kavuşturmalıyız. Rabbim bakın sizlere süs eşyası indirdim derken bu konuda bizlere neler söylüyor?
Araf 26: Ey âdemoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor.
Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.
Araf 32: De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyor
Yukarıdaki ayetleri okuduğumuzda süs eşyasını rabbim bizlere özellikle iman edenlere indirdiğini, hem bu Dünyada hem de kendi katında yalnız iman edenler içindir diyor. Hatta mescitlere gittiğinizde süslü güzel giysileri kuşanmamızı istiyor Rabbim. Bizler hem süslü giyineceğiz hem de onların üstlerini örteceğiz, bu mantığa uyar mı? Rabbim süs eşyasını sizler için indirdim dedikten, sonra nasıl olurda onun görünmesi haram olur? Demek ki buradaki süs, ziynet sözünden takılan takılar olmadığı anlaşılıyor. Peki, o zaman nedir? Ayeti anlamaya devam edelim. Bakın süslerini gösterebilecek kişileri sayıyor, yalnız dikkat edelim süslerini bu saydıklarına gösterin mi diyor, yoksa dışarıda aldığınız önlemi yani örtülerimizle örttüğümüz göğüs kısmının evde bu saydıklarınıza önlem olarak almanıza gerek yok, açabilir sinizmi diyor?( Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından…..) diye bir liste var, hepside çok yakın akrabalar sayılıyor. Bu listenin içinde akraba olmayan ama bakın nasıl insanlarda sayılıyor, sanırım süsleri konusunda bu cümleler bize çok önemli bir ipucu verecek.
( kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler.)
Sanırım bu sözlerden Rabbim kadının hangi bölgesinden bahsettiğini anladınız. Demek ki kadının süsü/ziyneti cinsel bir bölge ki, kadına ihtiyacı olmayan iktidarsız hizmetçi ve kadınların mahrem yerlerini tanımayan çocukların görmesinde sakınca olmadığı açıklaması yapılıyor. Şimdi ayetin başından itibaren düşünmeye başlayalım. Demek ki kadının süsü/ziyneti cezp edici dikkat çekici cinsel bir bölgesi olduğu çok açık. Rabbim ayetin başında neresini örtülmesini istiyordu? Örtü ya da başörtülerinizle göğsünüzü örtün diyordu. Demek ki kadının süsü/ziyneti bu ayette özellikle üstünde durulan kısmı göğsüymüş, ben bunu anladım. Şimdi bu düşünceyle ayeti anlamaya çalışalım. Rabbim ne diyordu göğsünüzü örtün ama lütfen cümleye dikkat edin.( kendiliğinden görüneni hariç.) Kadın göğsünü örttükten sonra, kendiliğinden ne görünür? Göğsünün iriliği. Demek ki görünen bu iriliği müstesna diyerek Rabbim bizleri, özellikle kadınları rahatlatıyor. Kadın nasıl bir elbise giyerse giysin göğsün iriliği fark edilecektir. Kendiliğinden görünen hariç sözünden bunun dışında bir şey anlamak, konudan uzaklaşarak kendi düşüncelerimizi dine ilave etmekten başka hiç bir mantığı yoktur. Bunu yapmanın da dine yapılacak en büyük kötülük olduğunu unutmamalıyız.
Şimdi bazı arkadaşlarımın aklından şöyle bir soru geçiyor. Ne yani kadın göğsünü bu saydıklarına göstersin mi diyor? Elbette hayır. Bu cümleyi bu şekilde anlarsak elbette yanlış anlaşılma ihtimali yüksek olabilir. Bakın bahsettiğim manayı anlayabilmemiz için Sayın Muhammet Esed çok güzel bir cümleyle aktarmış bizlere. (Cazibe ve güzelliklerini……) Demek ki kadının cazibe merkezi göğsüdür, daha doğrusu ayette bahsedilen göğüs bölgesidir. Bir arkadaşımız çıkar da benim için kadının beli ya da kalçaları da vardır diyebilir, çok da doğru bir düşüncedir bana göre. İşte aynı yöntemle cinsel cazibe bölgeleri kapatılmalı ama kapatıldıktan sonra görünen kısım müstesnadır diyor Rabbim. Kadınlar evin içinde yakın akrabaları yanında daha rahat hareket etmesi, çocuklarını emzirmesi için ona verilen bir ruhsattır bu kolaylık. Yoksa kadının hiçbir yerini açması değil, daha rahat hareket etme izni verilmiştir. Açılması gereken yerin göğüs değil ayetin başında örtülerinizle/başörtülerinizle örtün dediği üst kısımdır. Hatırlayın ayetin başında göğsün üst kısmının da örtülmesi emri vardı. Burada açılan göğüs değil akrabaları ve ev halkından olan kişilerin yanında ayrıca bir önlem almadan rahat hareket edilmesidir, açılan kısım göğüs değil göğsün üst kısmının örtüldüğü bölümdür. Düşünün bir evde tek oda içinde birçok insan yaşıyor ve o kadınlar çocuk büyütüyor, emziriyor. Kadının çocuk emzirmesinde ya da evin içinde yaşamasında doğabilecek zorluklara karşı açıklık getiren ve kadını düşünerek onun rahat yaşamasını sağlayan bana göre çok önemli bir ayettir.
Ayetin devamına bakalım. (Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.) Bu cümle üzerine düşünelim, ayette bahsedilen yerin kadının göğsü olduğu daha da net anlaşılacaktır. Bakın ev içinde göğsün açılmadığı ama daha rahat hareket eden kadına bir uyarı daha yapılıyor. Evin için de yakın akrabalar var ama onların dikkatini çekmek için hareketli ve hızlı bir şekilde evin içinde yürümesinler diyor Rabbim, neden dersiniz? Çünkü o devrin kadınını düşünün südyen yok, Arap kadını sıcak iklimden dolayı iri göğüslü, hızlı ve alımlı hareket ettiğinde göğüsler insanların dikkatini çekecek. Bu mantıkla düşünürsek hızlı hareketle alımlı yürüyüşüyle, kadın kalçalarını hareket ettirdiğinde de aynı duruma düşmüş olacaktır. Tabi ayette bahsedilen ve dikkat çekilen kısmın göğsü olduğunu anlıyoruz.
Yine bir kısım düşünce buradaki süsleri sözünden kadının taktığı takılardır diyorlar. Fakat yukarıda verdiğim ayet örneklerini okudunuz, rabbim süs eşyasını siz iman edenler için indirdim takının diyor, asla yasaklamadığını haram kılmadığını belirtiyordu. Takılması için indirdiği hatta aile içinde bile daha rahat hareket etmesini söyleyen rabbim, neden burada takıların fark edilmesini istemesin. Demek ki buradaki süsler kelimesinden de takılan takı olduğunu anlamak, ayetin anlamına, mantığa, sözlerin dizimine bile ters düşüyor.
Şimdi tüm söylediklerimi, açıkladıklarımı bir an unutun. Bizlere anlatılan kendiliğinden görünenler müstesna sözünden, kadının eli, yüzü ve ayakları olduğunu düşünelim. Peki, neden Rabbim sizce ayetin cümle diziminde uyumu olmayan, kadının göğsünün kapatılmasını anlatırken, eller ve yüzler kelimesini hiç kullanmadan gizli ve açıklanmayan bir mana versin? Bu kur’anın anlatım şekline uyuyor mu sizce? Böyle bir cümleye her kez istediği anlamları veremez mi? Rabbim hiç açıklamadığı hüküm ve detay vermediği bir konuda hesap sorar mı? Bu ayeti ve mezhepleri hatırlayınız, bu kelimeye birçok anlamlar verilmiş ve kadınlar üzerinde öyle hükümranlık kurulmuştur ki, insan gördükçe hem üzülüyor hem de çok düşünüyor. Yorum sizlerin.
Şimdide bahsettiğim konu ile ilgili Nur suresi 60. ayete bakalım.
Nur 60: Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlattan kesilen kadınların, süslerini göstermek için ortalıkta dolaşmamaları şartıyla dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, onlar için daha hayırlıdır. Allah, her şeyi işitir, her şeyi bilir.
Yukarıdaki ayeti Nur suresi 31. ayette geçen süsleri/ziynetleri kelimesiyle karşılaştırıp burada da Rabbim süsler kelimesiyle ne anlatmak istiyor onu anlamaya çalışalım. Yaşını almış yaşlı kadınların süslerini/ziynetlerini göstermeden, dış giysilerini çıkarmalarında bir sakınca yoktur diyor. Tam burada düşünelim, süs kelimesinden takılan süs eşyası anlamını çıkarsak, burada onların gösterilmemesi isteniyor ki, yine Rabbin indirdiği sizlere süs eşyası indirdim onları takının sözlerine uymaz. Demek ki süsler kelimesi, takılan süs ya da ziynet eşyası değil. Yaşlı olmasına rağmen süslerini sergilemesi istenmiyorsa demek ki burası kadının cinsel cazibe yeri olmalı ki, buna yaşlı olmasına rağmen izin verilmiyor. Ayetin son kısımlarında bu konuda titiz davranılması isteniyor. Buradan da anlıyoruz ki süsleri/ziynetleri kelimesinden bizler, Rabbin ayette kadının cazibe bölgesi olarak, dikkat çeken ve kapatması için uyarılan göğsünden bahsettiğini anlıyorum.
Ben kur’an bütünlüğünde bunları anladım, Rabbim yanlışım varsa affetsin. Kur’an açıklamadığım, hüküm vermediğim hiçbir konuda sizleri sorumlu tutmam, bu kitabı sizler için yemin olsun ki kolaylaştırdım diyorsa, izah edilmeyen hiçbir söze, bilgiye de inanmamızın doğru olmadığını düşünüyorum. Rabbim cümlemizin gönül gözümüzü daim açık tutsun inşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |