[ELİF CAN]

HAKK VE BATIL MÜCADELESİ

HAKK VE BATIL MÜCADELESİ

Yüce kelamı olan Furkan ile hak ve batıl arasını ayırma yetisi veren Allah'a hamd olsun. Hayatının her anıyla Hakk ve Batılın mücadelesini veren bizlere Hakkı ve Batılı ayırd etmeyi öğreten Hz Muhammed (s.a.v) ehline ve ashabım dediklerine ve o kutlu yolda ilerlemeye çalışan mümin’lere salat ve selam olsun.

Kuran’i kerim’de ‘’Hak-Batıl Mücadelesi" herkesi ilgilendiren ve insanın yaşamı boyunca içinde olduğu bir mücadeledir.İnsan her daim, nefis, şeytan, küfür, nifak, ahlaksızlık, cehalet, gibi şer odakları ile mücadele içerisindedir, bu mücadele yaradılıştan günümüze dek devam etmektedir.

İman-Küfür, Hakk-Batıl, Madde-Mana, Tevhid-Şirk, İslam-Küfür, Din-Dinsizlik, Cehalet-İlim, Ahlak-Ahlaksızlık gibi isimler ile mücadele karşılıklı olarak devam etmektedir.

Mücadelede insanların günlük yaşamında belli kurallara uyarak yaşamı ne ise, Hakk ve Batılı da bilmek yaşam kuralları için gereklidir.Hak’tan yana olanlar tüm hayatlarını bu kutlu yola adayarak yaşam sergilemeye çalışırlar, Kim de Hakkın tarafını tutmaz ve anlamaz ise hayatını karanlıklar içinde geçirir.

Allah’u Teala ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır:

Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayacak durumdaki kimse gibi olur mu? İşte kâfirlere yaptıkları böyle süslü gösterilmiştir.
(En’am 6/122)

Hakk ve Batılı ayırt etme mücadelesinde Allah’ın değişmez yasaları olan, gece ile gündüz, yaz ile kış, hastalık ile sağlık, hüzün ve mutluluk, acı ve sevinç’in devam etmesi gibi. İnsanlar fıtratları gereği nasıl İlahi değişmez yasaları biliyorsalar hava ve suya muhtaç oldukları gibi Hakk ve Batıl arasında geçen mücadeledeki ana öğretileride bilmeleri gerekir, her iki alemde mutlu son için.

"Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu (Muhammed'e) Furkan'ı indiren Allah yüceler yücesidir’’
(Furkan: 25/l.)

Hz Muhammed (s.a.v)’e Furkan’ı indiren ve tebliğ görevi veren Allah, bu uyarı görevini Mümin kullarına ‘’Emri Bil Ma’ruf Nehy’i Anil Münker’’ ile yerine getirme farziyetini yüklemiştir.Bunun idrakinde davranarak Hakkı ve Batılı bir birinden ayırt etmeliyiz.

‘’(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.’’
(Maide: 5/48.)


‘’Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakkı (gerçeği) getirdi. O hâlde, kendi iyiliğiniz için iman edin. Eğer inkâr ederseniz bilin ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.’’
( Nisa: 4/170.)

‘’Biz gökleri, yeri ve aralarındaki varlıkları ancak hak ve hikmetle yarattık ve elbette ki, kıyamet kopacaktır. (Ey Peygamber!) Şimdi sen onlara yumuşak davran ve güzel muamele et.’’
( Hicr: 15/85.)

Kur’an’ın büyük bir bölümünü oluşturan kıssalar da tarih boyunca meydana gelen Hakk ve Batıl mücadelesi ortaya konularak, Bizlere bu mücadele içiriinde doğru olan yöntem öğretilmektedir.Çünkü yaradılışımızın gayesi olan Kulluk vazifesi için Hakk ve Batıl mücadelesi içerisinde gereken yerimizi almalıyız.Dünyanın yaradılışındaki gaye Hakk ve Batılın mücadelesine zemindir,Onun için tüm hayat sistemimizi dünyanın oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu idrak ederek asli vazifemiz olan Hakkın yanında yer almalıyız…

İslam aleminin en önemli sorunlarından biri olan bölünmüşlüğün ana sebebinin Hakk ölçüsünün gerektiği değer ile anlaşılamamasından kaynaklandığını düşünüyorum,bu sorunun çözümü ancak ve ancak Hakk ölçüsünün ortaya konulması ve sorunlara bu çerçevede çözümler üretilmesi ile aşılabilir.


Elif Can
www.medineweb.net