Iftira şirktir
Mümin erkekleri ve mümin kadınları yapmadıkları bir fiilden dolayı suçlayanlara gelince, onlar iftira atma suçu işlemiş ve böylece açık bir günaha girmiş olurlar.
(AHZÂB/58)
Ve bir kez daha (söyleyelim) Allah'ın mesajlarını yalanlayarak ve onları alaya alıp eğlenerek kötülük işleyenlerin sonu hüsran olacaktır.
(RUM 30)
Ama kim bir hata yapar ve günah işler de sonra onu suçsuz bir kimsenin üstüne atarsa, iftira suçu ve (hatta daha da) iğrenç bir günah yüklenmiş olur.
(NİSA 112)
"Gıybet, kişiyi duyduğunda hoşlanmayacağı bir şeyle anıttandır. Eğer söylediğin şey onda varsa bu gıybet olur; eğer yoksa bu ona iftira etmektir.”
(M. birr, 70; T. birr, 23; Dârimî, rikaak, 6)
Allah'ın mesajını yaymayı kendine rehber edinmiş olan ve bu uğurda her tür meşaket ve zorluğa göğüs germeye çalışan insanlara,iftira atarak karalamaktan kolay bir şey yoktur. İnsan tabiatı ve nefsi daima heva ve hevesi ister ona çeki düzen verilmediği an zehir olur. İslam dininin yeryüzüne hakim olması amacı ile gecelerini gündüzlerine katarak muvahhid bir duruş segileyen alimler her daim karalama ve iftiraya maruz kalmışlardır. bu işi yapanlar ne yazık ki Müslümanım diyenler kendi fikrine uymayınca hemen tekfir iftira kampanyaları düzenlerler günümüzde bunun en bariz örneğini sözde Tasavvuf ekolü olduklarını ima eden ama gerçekte tesavvuf ile yakından uzaktan alakası olmayan çevreler
Şia mutezile mustafa islamoğlu İmam Humeyni İmam İbn Teymiye Seyyid Kutup Cemalettin efgani Mevdudi ve bir çok muvahhid duruş sergileyen alimlere iftira ve karalama adına yapmadıkları mikropluk kalmamıştır...
Sözde İslamı anlatan bu çevreler,uyuşturucu afyonlaştırılmış bir din anlayışı ile,bir takke cüppe,sarık bir sakal ile müslüman olunduğunu al tesbihi eline birde toplumun yoğun olduğu ortamda allah diyerek çek içten bir nara tamamdır din budur.Eğ boynunu şeyhine ne verdi ise haktır sorgulanamaz aman ha şeyhler ve beyler sade kuranı anlar iftirası ile insanları hakikatten uzaklaştırmalar islam namına yapılan iftiralara örneklerdir ....
Kimiside kutsadığı risaleleri Kurana denk görerek bu bize yeterlidir,Üstadımız ne demiş ise doğrudur taklidi iman ile yaklaşım sergileyerek,İfrat ve tefirt boyutunu hiç düşünmeden Kuran’ı ve Aklı bir köşeye bırakmışçasına beşerin eli ile yazılmış olan kaynakları bana yazdırıldı nameleri ile kutsamaktan geri durmazlar.Evet sana yazdırıldı ise gelmiş geçmiş o kadar Alim neden dirsek çürüttüler ve bir tane sözün Allah resulüne ait olup olmadığını araştırırken sırf hayvana tuz verirken hile yaptığını gördüğü kişiden rivayeti kabul etmeyen alimlere neden yazdırılmadı yada her gece Allah resulü ile görüştüklerini ve Hadisin ona ait olup olmadığını rüya ilmi ile insanlara sunanlara ne demeli?
Bırakalım artık bu tür saçmalık hurafe ve bidatleri
,Allah bizleri ancak ve ancak Kur'ana ve Allah Resulüne uyup uymadığımız hususunda sorguya çekecektir,bunun idrakinde tavır ve davranışlarımıza çeki düzen verelim kimse bizim putumuz değildir,kutsallaştırmayız.Hatası varsa hatadır deriz doğrusunuda almasını biliriz aklı kiraya verecek kadar bunamadık daha.
Şimdi gelelim sanal ortama insanların bin bir yüz ile bulanabildiği bir ortamda mücahid mücahide kesilenler gerçek yaşam şartlarında ne mücahid nede mücahide olabilmek adına adım atmadıkları halde,namaz yok riya çok,yalan had safhada,iftira atmak adına olmadık şeylere kulp takmalar,insanların özellerini bilmedikleri halde zann ile hareketler iyi niyeti suistimal vb gibi hareketlerin yoğun yaşandığı bir ortamda,dosdoğruya ulaşmak gayesinde olan müminlere karşı bu tür kişilikler birer engeldir.Bizler her daim hakkı batıldan ayırabilecek Akıl Kuran ve sünnet ile hareket ettiğimizde asla eğriye sapmayağız..
Ayrıca, yemin edip duran alçağa uyma,(yahut) iğrenç dedikodular yapan iftiracıya, (yahut) iyiliğe mani olana, (yahut) günahkar zorbaya,
(Kalem 10-11-12)
Bu ayeti kerimede özellikle hakikati yalanlayan dedikodu ve iftira ile hakkın mesajının yayılmasına engel olan karakter izah edilmektedir.Hakkın mesajına nasıl engel olduklarına örnek olarak şunu verebiliriz.
Günümüz cemaatlerine baktığımızda bizim fikrimizde olmayan bizden değildir,en doğru biziz diğerleri sapkındır,bizim kaynaklar en orijinal olan Kuran tefsirleridir gibi sözler ile kendilerinin hakk diğerlerinin batıl olduğu imasını veren bu kesimler açıkça Allah’a iftira etmektedirler çünkü tek Hakk olan ve içinde şüphe bulundurmayan temel kaynak Kurandır beşer eli ile yazılmış olan tüm kaynaklar Kuran süzgecinden geçtikten sonra doğrudur bu şekilde ele alınmayan tüm beşer kitapları şüphelidir.
İslam dini merkeze aldığı insanın şeref ve haysiyet onuruna verdiği önemi ve bu kavramlara yönelik herhangi bir isnadın doğru olup olmadığını anlamak adına zina gibi kebir olan bir günahta dahi şahitlerin olması şartını getirmiş ve böyle bir şeyin olması durumunda belli olan ceza seksen sopayı kuranda açıkça beyan etmiştir. Hurafe ve bidatlerden uzak Kuran islamı anlayışı ile baktığımızda böyle büyük bir günaha 4 şahid isteyen Allah görmedikleri duymadıkları şeylere zanni olarak yanaşan kimselere elbette hakk ettikleri cezayı verecektir.
SİZ EY imana ermiş olanlar! Niçin bir türlü söylüyor, başka türlü yapıyorsunuz yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah nazarında en tiksinti verici şeydir!
(Saff 2-3 )
Ayeti kerimelerde yapmadığı bir şeyi başkasından istememe gibi bir hakkının olmadığını ifade etmekle beraber,
’’Emri bil Maruf Nehyi Anil Münker ‘’ farziyetini yerine getirmede ulaşılacak en doğru sonucun bu şartlara bağlı olduğunu anlatmaktadır.Birinden bir şey talep edilecekse öncelikle onu etkilemek lazım,bu etkileme de öncelikler istenen şeyi kendi üzerinde uygulamasıdır.Bu ilahi emir olan İyiliği emretme kötülükten sakındırma tüm ilahi dinlerin ve İnsan olanların ortak değeridir,Sadece müslüman bir toplumun görevi olarak anlaşılmamalı çünkü ilahi dinlerin tümünün ortak değerleri birdir.
Son söz olarak eğer Allah’tan korkmuyor ve İlahi mesajı halen anlamak istemiyen var ise bu kadar delile rağmen halen birilerine zanni olarak İFTİRA ve karalama yapma cesaretleri varsa buyursunlar Son söz En Emin olan Allah’ın kelamı Kuran’ındır.
Siz ey imana ermiş olanlar! (Birbiriniz hakkında) yersiz zanda bulunmaktan kaçının; çünkü (bu şekildeki) zannın bir kısmı (da) günahtır; birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın ve arkanızdan birbirinizi çekiştirmeye kalkışmayın. Aranızdan, hiç ölmüş kardeşinin etini yemek isteyen kimse çıkar mı? Hayır, siz ondan iğrenirsiniz. Ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, rahmet kaynağıdır.
(Hucurat 12)
YitikSevda
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]