HALK HALKA AĞLASIN (dersim katlimı üzerine)
Dersim belgeselini izlediğimde birden siyah puntolu yazdığım cümleler döküldü dilimden.
Gerisini de yazacaktım ama olduğu gibi dinlediğimi aktarmayı tercih ettim.
Unutmayın bu derdi unutmayın diyordu yaşlı teyze..Halk halka ağlasın diyordu...
Askerin süngüyle nehre fırlattığı çocuğun adına, bütün zulümlerin adına, aktarıyorum bu metni. Ben söylenenler karşısında birşeyler yazmaktan aciz düştüm.Hiç değilse söylenenleri aktarmak istedim.
Videonun girişinde konuşmak istemeyen yaşlı amca kamera kaydı istemiyor.
Bir gün Bu Kemal Paşa diyor ve kameraya dönüp ama kapat haa diye itiraz ediyor.
Nefretim bin kez daha artıyor Hem Malum Paşa'lara... hem onun düzenine hem onun sistemine...HAMDOLSUN!
***
KADIN:
"Biz cem tutardık
Misafir ağırlardık
Bir misafir geldiğinde on kişi toplanırdık
Evimiz misafirlerin eviydi
Mahallemiz misafirlerin mahallesiydi
Aşiretler bir araya gelir yemin ederlerdi
Kardeş gibiydiler.
Dört senedir beş senedir kötü haldeyim
Gerçek gerçek, Evliya evliya geziyorum
Danışıyorum, Ağlıyorum, Şin yapıyorum,Şivan yapıyorum,Ağıt yakıyorum.
Kimsesiz kaldım, Kimse yok
Derdime yanan yok
Rica ederim, halk halka ağlasın
Kim ağlasın,Biz de halkız
Biz de kardaşız."
ADAM:"
Dünya ana baba günü oldu
Harput köprüsü arada olmasaydı dünya yanacaktı
Ateş yandı
Dünya, su durdu
Nehir durdu, ne yapacaksın ki?
Kardeşim,kardeşim, öldürüleni sorma hiç,
Ölü kokusu sardı bu memleketi
Ne yapabilirsin ki?
Dedim ki: Kardeşim nerde
Sandığın kilidi, nüfus kağıdı,yeleğin cebiyle birlikte yerdeydi
Ben sandım ki sağdır.
Meğer ortadan biçmişler,gövdesi olduğu gibi yere dikilmiş
Zannedersin ki sağdır
Neyse ellemedim.
Gideyim evden cesetleri kaldırayım dedim
Ardından başka insanlar gitti
Onları da Xec�te kırdılar
Biz artık gitmeye cesaret edemedik
Cesetler dağda kaldı
Bu evler kadar ceset yığmışlardı üst üste, bu evler kadar
Sarı saçlı çıplak bir çocuğu ölü yığının tepesine dikmişlerdi
Dağ meltemini vurdukça
Çocuğun sarı saçlarını bir tarafa doğru dalgalandırıyordu
Gavur bile halimize ağlardı
Gavur, gavur�"
KADIN:�Tutun itoğlu itler kaçtı� deyince tepenin öbür yüzüne kaçtım
ellerine geçmedim,kaçarken ateşin içine girdim
Katırın ağzını bağladım ses çıkarmasın diye
Laçinlerden yedi kişiyi yanımızda öldürdüler
Kadının biri beş yaşındaki çocuğunu suya attı
Elleriyle bastırıp boğdu"
Boğdu çünkü bağırıp ağladığı için askerler peşimizden gelecekti.
ADAM:
"Laç deresinde vurulmuştu o
Öldürülmüş, asker gitmiş ki çocuğu etrafında dolanıyor.
Gidip annesinin memesini emiyor, memeleri dışarı çıkmış.
Gidip biraz emiyor, sonra geri gelip kumda oyun oynuyor
Kumda oyun oynuyor sonra gidip tekrar meme emiyor
Askerlerin başındaki subay: yazıktır karışmayın,zaten kendi halinde ölür diyor
Annesi ölmüş o kendi halinde ölür karışmayın
Karışmamışlar,o subay orada karışmamış
Biz biraz uzaklaşınca arkamızdan askerin biri süngüyü çocuğa takıp nehire fırlattı"
KADIN:
"Öpüyorem
Eline
Ayagına
Heryerine�
Unutmayın
Bu derdi Unutmayın"
Sürgünden sonra:
ADAM:
Onlar geri geldi.
Sürgüne yollananların hepsi geri geldi.
Babam orda öldü
Kardeşim askere gitti
Dokuz yıl kaldık
Kardeşim dönünce emir geldi,dediler ki:
Sizi geri götürüyoruz
Biz geldik ki diğerleri de gelmiş
Kaymakam, binbaşı,yüzbaşı geldi
Bizi bindirdiler ve dediler ki:
Akılldır durun, evinizi barkınızı kaybettiniz, bundan sonra�
Bizde dedik ki:
Devletimiz varolsun ,devletimiz iydir
devlet bizim babamızdır,
bizi beslemiş,
biz cahildik,
biz hökümat görmemiş�
biz bilmemiş�
kusura bakman..
biz devlete nasıl karşi?
Biz de müslümandır
Allahımız birdir peygamberimiz birdir
Perygamberimiz muhammed
Bayragımız birdir�
kayipkentli&DERSİM KATLİAMI BELGESELİNDE KONUŞANLAR...