Durumu: Medine No : 127 Üyelik T.:
10 Eylül 2007 Arkadaşları:4 Cinsiyet: Memleket:ankara Yaş:32 Mesaj:
1.805 Konular:
527 Beğenildi:30 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | nefs ve nefsin dereceleri nefs ve nefsin dereceleri NEFS: Lugatlarda ruh,can,hayat, insanın kendi yeme ve içme gibi biyolojik ihtiyaçlara meyli, kendi, şahıs, asıl, maya, cevher gibi manalar taşır. Tasavvuf lisanında ise insanın iç varlığı ile ilgili derecelerini bildirir. Bunlar yedi duraktan ibarettir: 1- Emmare 2- Levvame 3- Mülhime 4- Mutmaine 5- Radiye 6- Mardiye 7- Safiye Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmaine birer durak olup, buraya kadar insan "zan" yani seziş, sanı çemberinden çıkamaz. Bu duraklar zandır, ilim (Kalbe gelen manevi feyz) değildir. İlme yakın olan zan, Mutmaine'dedir. O halde zannın katları üç olup bunlar: 1- Emmare, 2- İkna, 3- İtminan (emniyet, gönlü kanmak, güvenmek) dır. İtminan ilerledikçe Radiye olur, daha ilerlerse Mardiye olur. Safiye derecesi ise kemalatın sonudur. Nefsin derecelerine daha geniş açıdan bakılacak olursa: Emmare: İnsanı kötülüğe sürükler. Bu derecede akıl, nefsin emri altındadır. Haset, kin, fesat, hiddet, şehvet, kibir, düşmanlık, dargınlık, birbirinin arkasından konuşmak Nefs-i Emmare'nin görünürdeki sıfatlarıdır. Bunlardan "Arzu" kanalıyla Levvame'ye geçilir. Levvame: Yapılan kötü bir işten sonra içe huzursuzluk, rahatsızlık veren histir ki, buna vicdan azabı da diyebiliriz. Emmare'de kötü bir iş yapan kimse: "Zaten o da bunu hak etmişti." diyerek kendisini haklı, karşısındakini haksız bularak suçlar. Levvame'de ise aynı olaydan sonra: "Ne olurdu böyle söyleyerek onun kalbini kırmasaydım!" diyerek kendini levm eder, yani suçlar. Burada akıl, nefsin tahakkümünden pişmanlık duymuştur. Nefs-i Levvame'de; İki yüzlülük, kendini beğenmişlik, öğünme, bencillik, nifak, arzu ve istek, kesret-i ibadet, sahte iyiliklerdir ki, bu duraktan sonra pişmanlık duygusu gelir ve oradan da "İnsaf" kanalıyla Mülhime'ye geçilir. Mülhime: İlham eden, iyiliği düşündüren anlamına gelir. Bu derecede insan, kötü olan bir hareketi yapmadan düşünür ve öyle hareket eder. Artık akıl, nefsin tahakkümünden kurtulmuştur. Nefs-i Mülhime'de; Memnunluk, kanaat, kayıtsızlık, ilham-ı iptidai (kabalık), gizli kendini beğenmişlik ve gizli kibir vardır. Mülhime'den "Zulmet" kanalıyla Mutmaine'ye geçilir. Mutmaine: İyilikle kötülüğü ayırdeden, temizlenerek kişiyi Allah'a yaklaştıran düşünce kuvvetidir. Gerçek ilim bu durakta kemale yönelmiştir. İnsanların ulaşabilecekleri derecelerin sonu denebilir. Radiye: Rıza gösteren, kabul eden ve boyun eğen anlamına gelir. Bu derecede tam teslimiyet başlamıştır. Tasavvuf lisanıyla nefs-i insaf, cemi' bila fark, ta'zim-i Hakkani'den ibarettir. Nefs-i Radiye'den "Terk-i Cemi" kanalıyla Mardiye'ye geçilir. Mardiye: Lugat manası rıza gösterilmiş, beğenilmiş demektir. Teslimiyetin son halidir. Bu derecelerde nefs tamamen muzmahil olmuş, benlik erimiş, yok olmuştur. Buna "Nüfus-u Kudsiye" denir ki buradan bir nur aksederse bu ilimdir. Mardiye; Fark-ı bila cemi', Hicab-ı Hakkani ve Terk-i Hafi'den ibaret olup "Terk-i Terk" kanalıyla Safiye derecesine geçilir. Safiye: Nefsin bu derecesi kemalatın, yani bilgi ve ahlak güzelliği bakımından beşerin ulaşabileceği olgunluğun sonudur. İnsanın Nefsi ilahi gazabtan bir noktadır. Nefsin iyi bir hale getirilmesi imkan dahilindedir. İyileşirse açık olarak Allah' ı görmüş gibi olur. Çok kısa olan bu hayatta çalışarak kazanmak, yiyip içmek ve insana yakışır hallerde bulunmak ilahi bağışlardandır. Nefisle ilgili arzu ve isteklerin üzerine düşmemek lazımdır. Zira, ilahi emirlere uymayarak nefsinin ayartmalarına uyup kapılanlar daima mahrumiyet ve zarardadırlar. Bu kimseler uygun olmayan davranışlarıyla Cehennemi Cennete tercih etmiş olurlar.
__________________ İMAN VE AHLAK, MUHAMMEDİYET NURUNDAN VE KUR'AN'DAN MÜ'MİNLERİN KALBİNE YANSIYAN NURDUR Kİ, İŞTE GERÇEK İMAN VE GERÇEK AHLAK BU NURDADIR...
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! |