Yalnız kur'an demek/Mevlüt Hönül
Sadece Kuran ile yetinme fikrinin kökenleri ve tarihi konularına deliller ile açalım:
Bu ele alacağımız mevzu günümüz meselesi değildir Tarih boyunca bu tartışma süregelmiştir,bu tartışmaların köklerine gittiğimizde Peygamber efendimizden rivayet edilen bazı hadisleri görmekteyiz.
Hz.Peygamber şöyle buyurmuştur:
‘’Bilinki bana Kuran ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir.Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan bazı kimselerin ‘’(Sadece) bu Kuran’a sarılın; Kuran’ın helal-haram dediğini kabul edin.’’diyeceği zamanlar yakındır.Bilin ki Allah’ın resulünün Haram kıldıkları da Allah’ın haram kıldıkları gibidir.
(Ebu Davud, es sünen kitabus sunne 6/200 4604-4605 et tirmizi es sunnen (Mısır 1356-1395-/1937-1975) vs tümünü yazmıyorum
Bu rivayetin bir benzerini de El Hakim tarafından farklı bir şekilde nakli şöyledir:
Mıkdam b. Ma’dikerib şöyle demiştir:’’Allah resulü hayber günü bir çok şeyi,bunlar arasında ehli merkeplerin etini ve başka şeyleri de haram kıldı ve sonra şöyle buyurdu:
‘’Sizlerden birinin koltuğuna kurulup da ,benim hadislerimden birini okuduktan sonra ;Benimle sizin aranızda Allah’ın kitabı esastır kuranda helal-haram olanları kabul ederiz’’ diyeceği zamanlar yakındır.Bilinki Allah resulünün haram kıldıkları Allah’ın haram kıldıkları gibidir’’
(El Mustedrak,(Haydarabad,1335-42 1917-241),1-109
Bu ve benzeri hadislerin doğruluğu ile ilgili iki görüş sözkonusudur.Birincisi sahih olma ihtimalleri, Bu haberden kısa bir süre sonra şu şekilde gerçekleştiği.
‘’O (İmran b. Huseyn) muhtemelen sadece Kuran’la yetinmek isteyen birine şu cevabı vermiştir:
‘’Sen bilgisizin tekisin.Kuran’da öğle Namazının dört rekat olduğunu ve Kıraatın alçak sesle yapılacağını bulabilirmisin?
Kuran’ı yeterli olduğunu savunanların delillerini inceleyelim:
وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلاَّ أُمَمٌ أَمْثَالُكُم مَّا فَرَّطْنَا فِي الكِتَابِ مِن شَيْءٍ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
Ve mâ min dâbbetin fîl ardı ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min şey’in summe ilâ rabbihim yuhşerûn(yuhşerûne).
Oysa yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan bir kuş türü yoktur ki,sizin gibi alem olmasın:Biz ilahi yasalarda hiç bir boşluk bırakmadık,Yine en sonunda onlar Rablerinin huzurunda toplanacaklar.(Enam Suresi 38)
Kaynak olarak sadece Kuran yeterlidir diyenlerin bu ayete verdikleri anlam şudur:
Kuran bu ayetle her şeyi açıkladığını ifade etmekte,dolayısıyla bir başka kaynağa ihtiyaç bulunmamasıdır.Bu sebeple hadis ve sünnete gerek yoktur denilebilmektedir.
Ayete bu mananın verilmesi,ayette geçen ‘’el-kitab’’ kelimesine ‘’el-Kuran’’ anlamı verilmesine dayanmaktadır.Bu nedenle Ayette geçen ‘’el-kitabın’’ Kuran anlamına gelip gelmediğini incelemek lazımdır.Reşid rıza El Menar tefsirinde bu ayette geçen ‘’El Kitabın’’ ne olduğu hususunda faklı fikirlerin olduğunu şu sıralama ile belirtmiştir.
1)UMMUL-KİTAB
2)EL-LAVHUL-MAHFUZ
3)EL-İLMU’L İLAHİ
4)EL-KUR’AN olmak üzere dört anlam verildiğini kaydetmektedir:
(Reşid rıza Tefsirul Menar (Beyrut ofset bsk) 7/394)
Bu sıralamaya göre ayette geçen ‘’El-Kitab’’ ile Kuranın kastedildiği görüşü yegane görüş değildir.Bu ayeti delil olarak kullanmak isteyenler ‘’El-Kuran’’ anlamını vermeyi tercih edenler için mümkündür.Diğer yorumların benimsenmesi durumunda bu ayet delil olmaktan çıkar.Diyelimki ‘’El-Kitab’’ ifadesi Kuran anlamına geldiği kabul edilse dahi Sünnete ihtiyaç olmadığına delil olamaz.Şöyle bir yorum ile bakacak olursak bir çok çıkmaz ile karşılaşıyoruz.
Mesela ‘’Biz Kitapta (Kuranda ) hiç bir şeyi eksik bırakmadık’’ ayetini harfi anlamı ile bakacak olursak,Bu güne kadar İnsanlığın istediği her bilgiyi Kuranda bulması gerekirdi.Bu görüş doğru olamaz çünkü ‘’Kuranın’’ her şeyi açıklaması İnsanlığı hidayete mutluluğa erdirecek ilkeler ile ilgili olduğunu kabul etmek gerekecektir.Bizim bu konuda ki görüşümüz Kuran’da Peygamberlerin gönderiliş amacı olan Hidayet ile ilgili Açıklanmadık hiç bir şey bırakmadık’’ demek daha doğru olur.
Seyyid Kutub,siyak ve sibakını göz önünde bulundurarak,Ayetin Allah’ın varlıklar hakkındaki bilgisine işaret ettiğini,Yüce Allah’ın hiç bir canlı türünü,hiçbir varlık kesimini ön tasarlayıcı ve çekip çevirici iradesi ve bilgisinin kapsamı dışında bırakmadığını ifade ederek .Ayetin ne anlama geldiği konusunda farklı bir bakış açısı sergilemiştir.
(Fi Zilali’l Kur’an)
Bu birinci ayeti kerime bu ve benzeri delil olarak alınan ayetleri ve ‘’Hüküm ancak Allah’ındır’’ geçtiği ayetleri İnşallah detaylı şekilde ele alarak devam edeceğiz: