Adalet ve zulüm.
بســـم الله الرحمن الرحيم
Adalet:
İnsaflı ve doğru olmak,zulmetmemek,eşit tutmak,mutedil olmak, istikamet,hakkaniyet,anlamlarında kullanılır.Bu kullanımlar bazında Adalet dengeyi sağlama,İfrat ve Tefrit ortasında doğru olanı bulabilmek,dinen emir ve yasaklarına uymak,sözü gibi özü,eylemi,davranışları eşit olmak,haklıdan yana tavır koymak,haksıza cezasını vermeye yardımcı olmak,şirk,küfür ve nifak olan şeyleri reddetmek gibi,Mümin vasfına ait Emir ve Yasakları Kuran’a göre yaşamaktır.
Zulüm:
Bir şeyi noksan yapmak,doğru yoldan sapmak,sınırı aşmak,hakkını eksiltmek,kalbin bozulması,insanın kendi nefsine veya başkasının nefsine karşı işlediği hatalar,günahlar gibi anlamlarda kullanılır.Zulüm en büyüğünden en küçüğüne kadar,tamamen Allah’ın yasaklarını hayat biçimi yapmadır.Allah’a ortak koşmak (Şirk),Allah’ın Ayetlerini kendi heva ve hevesleri uğrunda kullanmak,Allah’ın Emir ve Yasaklarını terk etmektir.
Zulüm her daim Adaletin zıddı olmuştur,Günah işleyerek kendi Nefislerine Zulmedenler,kalbin iyileşmesi için Adaletle davranabilmeyi, öğrenmelidirler.Kendi nefsine veya başkasına Zulmedenler,aynı zamanda Mazlumların da Zulme uğramasına sebep olur,Çünkü Adil olmayan davranışlar,hem kendine,hem de başkalarına,Haksızlık Zulüm yapmak olur.
Allah’u Teala ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır.
‘’Allah hiç kimseye taşıyacağından fazlasını yüklemez.Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine,işlediği kötülükte kendi aleyhinedir.Rabbimiz! unutur yada yanılırsak,bundan dolayı bizi sorguya çekme ! Rabbimiz ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme!Rabbimiz!Güç yetiremeyeceğimiz yükü bize taşıtma ! Günahlarımızı affet,bizi bağışla,bize merhamet et ! Sen bizim Mevla’mızsın;Kafirler güruhuna karşı Sen bize yardım et.!
(Bakara/286)
Ayeti kerimede;Allah’ın herkese sorumluluk yüklediği, Sorumlu olmayan insanın olmadığını,Sorumsuz İnsanın varlığına,Allah’ın hiç bir kimseye taşıyamayacağı bir yükü yüklemediğine ve hiç bir kimsenin sınırsız ve sorumsuz bırakılmadığını,İnsanın sorumluluğunun,gücünün yettiği nispette olduğuna,Unutarak veya yanılarak,İrade dışında vukuu bulmuş,günahlardan dolayı affın talebine ve Merhameti ile yardımına.Çünkü Bilinçli bir İrade ile davranmak ayrı,İradesiz bir şekilde davranmak ayrı bir olgudur,İrade ile yapılan yarar ve zararın kalbin üzerinde etkisi vardır.
İman edenler ve soyları kendilerini imanda izleyenler; Biz onların soylarını da kendilerine katıp-ekledik. Onların amellerinden hiç bir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandığına karşılık bir rehindir.
(Tur 21)
İnsanlar zaaflarından dolayı,Kalbi hastalıklarından,kurtulmak için her daim Adalet’i sağlayabilmelidir.Bunu yapamadığı vakit,Zulüm ve sapma oluşur.Allah’u Teala, insanların!Zulme karşı,Adaleti yerine getirmeleri için, Kendi katından Kitaplar indirerek,Kitapların,barındırmış olduğu hükümlerin, yaşanması için tebliğ ve yaşama görevi vermiştir.
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
(NİSA/135)
Tüm Zulümlere karşı koyabilme adına,Adalet ile Hakka karşı olan sorumluluk bilinci ile,İtaat ve İbadetimizde,hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmadan,yalnız ve yalnız ,Allah'a kul olabilmek için.Mümin’ler olarak,tüm insanların haklarına riayet etmek,Kendisine ve başkalarına karşı Adaletli olmak,İnsanların kalplerinin sağlıklı ve iyi olmasına,Aksi tüm tavır ve davranışlar,Kalbin hastalığına sebep olacağı bilinci ile hareket etmektir.Sağlam bir kalbe sahip olabilen bir İnsan,hiçbir kimseden korkmaz ,bu korku oluşmuş ise Kalbinin hasta olmasındandır.
MEVLÜT HÖNÜL
honul@msn.com
28/10/2009
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]