Konu Başlıkları: Hallac-ı mansur
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05Haziran 2010, 16:10   Mesaj No:1

MERVE DEMİR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hallac-ı mansur

Hallac-ı mansur


بسم الله الرحمن الرحيم


Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

"Ey alemlerin Rabbi! Ey aziz olan Allah'ım! Bütün tesbih edenlerin tesbihinden, bütün tehlil söyleyenlerin tehlilinden ve her tefekkür sahibinin tefekküründen seni tenzih ederim. Ya ilahi! Biliyorsun ki, sana şükretmekten acizim. Benim şükrüm ancak budur. "
"Hallac-ı Mansur "

…..Ben ve Hallac aynı şey idik. Ne var ki o sır’rı açığa vurdu ben sakladım……
" Şibli"

…..Nokta, tüm çizgilerin esasıdır……
" Hallac-ı Mansur"

Hallac-ı Mansur veya Mansur el-Hallac.Tam adı Ebu el-Muğiz el-Hüseyn ibn Mansur el-Hallac,İranlı,sufi ve yazar.858 yılında Tur şehrinde doğan. Hallac "pamuk atan" demektir. Hallac'ın büyükbabası Zerdüşt inancına mensuptu. Hallac genç yaşında Kur'an'ı ezberlemişti ve sık sık kendini dünyevi meşgalelerden uzaklaştırıp diğer sufilerin eserlerini incelemeye adamaktaydı.Evlendikten sonra bir sene kalacağı Mekke'ye Hac ziyaretinde bulundu. Daha sonra uzun seyahatlere çıktı ve eserini kaleme aldı. Hindistan ve Orta Asya'ya da ziyaretlerde bulundu. Abbasilerin başkenti Bağdat'ta ikamet etti.

İrfan,felsefe ve mantık ilimleri,akli ilimlerden olup,birçok zorlukları,olduğu için.İslam tarihi’nde Hallac-ı Mansur,Beyazid-i Bestami, Muhyiddin-i Arabi vb. birçok arifler ile İbn-i Sina, Molla Sadra, Şeyh-i İşraki ,İmam Humeyni vb. irfan ve züht’ü yaşayan Alim’ler tekfir,kınama, ve dışlanmaya maruz kalmışlardır.Acaba bunları kınayan, tekfir eden,dışlayan kesimler bunların yaşadığı irfan’i boyutu ne kadar anlamış ve yaşayabilmişlerdir ?

Akıl ilahi nur Kur’an ile bütünleştiğinde,Allah’ın emirlerini anlayan elçisi olur ve insanın muttaki seviyeye ulaşmasına vesile olur.Eğer Akıl şehvet,heva ve heveslere mağlup düşer ise delalete nisyana sebep olur.

Hallac-ı Mansur’un yaşadığı asırda,yönetim bağnaz kişiliklerin elinde bulunmaktadır, Abbasi yöneticisi olan " Muktedir" ortalığı talan ederken,kendi sarayında şaşaalı bir yaşam sürmekteydi,her tür şehevi arzuları elde edecek kadar hizmetinde kadın ve cariye bulundurmaktaydı.Kisra-i bir yaşam sürerken halk sefalet içinde rüşvet, tefecilik,soygun,vb adaletsiz uygulamalar içerisinde bu Kisra-i yönetimin yıkılacağı günleri beklemekteydi, Adalet’li bir düzeni isteyenlere umut olan Cüneyd-i Bağdadi ve Hallac-ı Mansur gibi yönetime ters düşen arifler hakkı haykırmaktaydılar..

Hocalarından birincisi Sehli Tüsteri'dir. 260-262 yılları arasında Ahvaz'da Sehl'in
yanında Kur’an ve Hadis öğren'ir.Bu sırada gece namazlarının hikmetini ve gerçek tasavvufi düşüncenin ne olduğunu anlar.Çünkü bu asrın müslümanları sünnet'e ve Kur'an'a sıkı sıkıya bağlı idiler.Tasavvufi anlayışından dolayı h.261 senesinde Basra'ya sürülen Tüsteri'nin ardından Hallac da gider.

İkinci üstadı Amr el.Mekki' (Ö. 297 909) dir.İmam Buhari'nin yetiştirdiği bu zattan dersler alır,Tasavvuf, sıkı-sıkı Kur'an'a bağlı olmaktan ibaret olup,sünnet de bu tarz
düşünceye imkan verir şeklindeki fikri de bu zattan alır.Hallac-ı Mansur h. 264 yılında bir mutasavvıfın kızıyla evlenir ondan dört oğlu olur.

Hallac'ın üçüncü ve önemli bir sima olan hocası,Sufi Okulu'nun meşhur lideri Cüneyd-i Bağdadi'dir (Ö. 298/910). Hicri 264-284 yılları arasında, tam yirmi yıl onun hizmetinde bulunmuştur.

Hallac-ı Mansur’unda dahil olduğu Bağdat irfan mektebi tevhid konusunda ileri bir seviyede yaşam içinde sürdürdükleri yaşamlarını halk tarafından yanlış yorumlanacağı kanısı ile gizli tutmakta idiler..... Cüneyd-i Bağdadi tasavvuf'un esrarını sadece yakın çevresiyle konuşmakta, başkaları duymasın diye de evinin kapılarını örtmekteydi. Cüneyd'in yakınlarından birine yazdığı ve ilk tasavvuf teorisyen ve tarihçilerinden Serrac'ın Luma adlı eserinde aktardığı mektubundaki ifadeler de bunu kanıtlamaktadır:

"Seninle mektuplaşmama engel olan şey, mektubumun, senin bilgine layık olmayan birinin eline geçmesi endişesidir. Çünkü ben bir müddet önce Isfahan halkından bazı kimselere bir mektup yazmıştım, mektubum açılmış, kopyası alınmış. Onda yazılan bazı şeyler o insanlara yabancı gelmiş. Bu insanlara acımak lazımdır. İnsanlara bilmediklerini söylemek, onlara anlamadıklarıyla hitabetmek, onlara acıma gereklerinden değildir."

Hallac-ı Mansur’un en önemli özelliklerinden biri olan açık yürekliliği ve cesareti diğer sufi’lerin halkla paylaşmayı uygun bulmadığı öğretileri her zaman dile getirirdi bu duruşu kendi asrında yönetimlere meydan okuyan Ebu Zerr’in öğretisinin devamı niteliğinde bir duruş idi.Bu duruştan rahatsız olanlar düşman gözü ile bakmaya başladıkları zaman yöneticiler tarafından nasıl Ebu Zerrin varlığı tehdit olarak görülmüş ise Halla-cı Mansur’un varlığıda tehdit olarak görülmüştür.
__________________
İmanı olanın, imkanı tükenmez.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2913 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3662 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3306 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 7882 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 7357 02 Ekim 2012 21:16