Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19 Temmuz 2010, 10:36   Mesaj No:13

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart



Değerli arkadaşım haklısınız ben kur’an bütünlüğünde bahse konu ayetin ne anlama geldiğini anlayabilmek için kur’anın genelini düşünerek, Rahman burada ne söylemek istiyor olabilir diye düşündüğümde, meallerin arasından özellikle seçtim. Bakın bana şöyle sormuşsunuz.

(MEALLERİ Hem hiç parantez içine düşünceleri koymadan yazalım demişsiniz ve hem de MEALLERİN değişik manalara çekildiğini kendiniz tarafından söyledikten sonra kendi düşüncenize uygun bir mealle ayeti açıklamanız nasıl izah edilebilir acaba ?)

Söylediğim gibi ben bir ayeti anlamakta zorlandığımda, bu ayetin konusu ile ilgili deliller ararım kur’anın bütünlüğünde. Haklısınız bu ve buna benzer mealleri özellikle seçtiğim doğrudur. Bende birkaç sene öncesine kadar sizin gibi düşünüyordum ümmi konusu hakkında bunu önce söylemeliyim. Fakat şuanda farklı düşünüyorum. Çünkü Allah ÜMMİ sözcüğünü cahil okuma yazma bilmeyen anlamında değil, ayrı bir toplum, topluluk olduğunu söylüyor ve diyor ki elçisine Aliimran 20. ayetinde.( Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de.) Buradan da anlaşılıyor ki ümmi bir topluma verilen isim, eğer cahil okuma yazma bilmeyen insan manasında olsaydı, Allah ehli kitaba ayrı tebliğ, ümmi topluma ayrı tebliğden bahsetmezdi. Çünkü ehlikitap içindede okuma yazma bilmeyen o devirde zaten çoğunluktaydı.

Şimdide Aliimran 75. ayetin son kısmını düşünelim, bakın nasılda ümmi sözcüğünden ehlikitap olmayan bir toplumdan bahsettiği anlaşılıyor.

(Onlar: “ümmilerin, bizim aleyhimize yol bulmaları mümkün değildir.” demişlerdir. Onlar, bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.)

Ayetin başında ehlikitaptan bazı insanların borçlarına sadık, bir kısmının sadık olmadıkları anlatılır. Sadık olmayanlarda dikkat edin ÜMMİ topluma karşı bu haksızlığı yapıyorlar. Şimdi düşünelim, burada ümmi toplum derken, cahil okuma yazma bilmeyen bir toplumdan mı bahsediyor, yoksa kendi inançlarına tabi olmayan insan toplumundan mı bahsediyor? Okuma yazma bilmeyen anlamında olması hiç mümkün değil, çünkü ehlikitap içinde zaten çoğunluk okuma yazma bilmiyordu. Buradaki yorumu size bırakıyorum. Çünkü ben düşüncemi hiç kimseye kabul ettirmek gibi bir düşüncem yok. Yalnızca Rabbin kelamından anladıklarımı yazıyorum o kadar. Bende bir beşerim her zaman yanılabilirim, fakat Rabbin verdiği aklı kullanıyor da kur’ana öyle yaklaşıyorsam, Allah bizlerin yardımcısı olacağını da biliyorum. Rahman yanıltmasın.

Araf suresi 157. ayetin başından bir cümle aktarmak istiyorum.

(Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar.)

Burada geçen söz dizimindeki uyumundan yola çıkalım şimdide. Allah daha önce gönderdiği Tevrat ve İncil den bahsediyor, hepsi yüce hikmetlerle dolu, ilimle mücehhez kılınmış kitaplardan bahsediyor. Daha sonrada onun getirdiği içinde, zaten ellerindeki kitaplardan bilgileri onaylayacak sözleri görecekler diye de açıklıyor. Peki, bu kadar önemli ilim, bilim ve yüceliği haber veren bilgilerden söz ederken, okuma yazması olmayan elçiye uyarlar mı diyor Allah, yoksa anasından doğduğu gibi tertemiz kalan, hurafelere sapmamış, hiçbir yanlışa meyletmemiş, ruhban sınıfına tabi olmayan elçiye uyarlar mı diyor? Bunun yorumunu da size bırakıyorum.

Değerli arkadaşım her yazımın sonunda söylediğim gibi, bu yazdıklarım benim kur’andan anladıklarımdır yalnız beni bağlar diyorum. Rabbim eğer okuma yazma bilmeyen bir elçi göndermiş olsaydı bunu apaçık söylerdi ve derdi ki, sen okuma yazma bilmiyordun sana yüceliğimizin bir nişanesi olarak okumayı, yazmayı biz öğrettik. Bu konu ile ilgili tek bir bilgiye rastlamadığımız halde bizler Başöğretmenimize okuma yazma bilmezdi diyebiliyoruz, doğrusu bu beni çok üzüyor. Peki, bunu neden yapıyoruz dersiniz? Aslında çok önemli sebepleri vardı. Daha o devirde bile karşı çıktıkları, Allah eğer bir peygamber gönderseydi bizim içimizden gönderirdi diyorlardı. Allah sözde değil, özde kendisini temiz tutanın yanındadır ama hala farkında bile değiliz. Biz Müslüman olduğumuzu söylediğimizde cennete gideceğimizi söyleriz, ama Allah böyle söylemez. Her şeyin en ince noktasına kadar karşılığının verileceği anlatılır, neyi hak edersek onun karlığı verilecektir. O günde peygamberimizin kendi içlerinden olmamasına kızanlar, bugünde aynı üzüntü içinde Rabbin söylediği gerçek anlamı anlamakta zorlanıyorlar diye düşünüyorum. Fakat işin ilginci peygamberimizi o kadar çok sevdiğimizi söylememize, onun adına o kadar güzellikler anlatmamıza rağmen ve hatta ondan şefaat dilememize rağmen, onun okuma yazma bilmeyen bir peygamber olduğunu söyleyebiliyoruz. Düşünün kur’anda da diğer kitaplarda da hiçbir peygamber için cahildi, okuma yazma bilmezdi diye bir bilgiye rastlanmaz. Peki, neden Allah açıkça söylemediği halde, bizim peygamberimiz okuma yazma bilmeyen bir elçi olsun? Bunun da yorumunu sizlere bırakıyorum. Ben söyleyeceğimi söyledim, bu konuda ikimizde söyleyeceklerimizi söyledik bu konuyu uzatmanın artık yararı olduğunu sanmıyorum. Gerçek doğrular bir gün gözlerimizin önünde sergilenecektir. Rabbim doğrunun peşinde koşan kulları arasına alsın inşallah bizleri. SAYGILARIMLA Haluk Gümüştabak.
Alıntı ile Cevapla