Değerli arkadaşım kendi söylediklerinize yine kendiniz cevap vermişsiniz. Bakın verdiğiniz ayet örneği ne kadar yerinde olmuş.
ŞURA–52- İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vah yettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin...
Bu ayet içinde düşüncenizi yazmışsınız şimdide ona bakalım.
(Sen okuma yazma bilmediğinden hiçbir kitap okumadığın gibi ilah kitapları da okumuş değildin, içindeki iman hakikatlerini de bilmiyordun. Şayet okumuş olsan elbette bilirdin anlamı mı vardır?
Bence okuma yazma bilmediğinden hiçbir kitap okumadığın gibi ilah kitapları da okumuş değildin, içindeki iman hakikatleri ni de bilmiyordun anlamı vardır.)
Sizin ayet hakkında düşüncenize bakalım şimdide. Allah sen kitap nedir iman nedir bilmezdin derken sen okuma yazma bilmezdin onun için habersiz din mi demek istiyor sizce? Bunu söylersek o devrin toplumunun genel çoğunluğu zaten okuryazar değildi. Bu durumda okuma yazması olmayan insanların dinden imandan habersiz olduğunu söyleyebilir miyiz? Asla söyleyemeyiz, çünkü bir insan okuma yazma bilmeyebilir ama çevresinden öğrendikleri ile iman eder. Çevremizde ki eski büyüklerimizi düşünün, birçoğu okuma yazma bilmiyordu, şimdi onlara dinden imandan habersizdi diyebilir miyiz? Benim dedem okuma yazma bilmiyordu ama babama eline geçirdiği tüm kitapları okuturdu. Bu durumda nasıl olurda peygamberimize sen kitap nedir iman nedir bilmiyordun sözlerinden bunu anlarız? Düşünebiliyor musunuz peygamberimiz sizin savınızdan yola çıkarak düşünelim. Allah elçisine sen okuma yazma bilmediğin için diğer kutsal kitapları okumadın ve bundan dolayı dinden imandan habersizdin, sana da biz kur’anı vah yettik der mi? Madem okuma yazması yok, madem okuyamadığı için diğer kutsal kitapları okuyamamış Rabbin indirdiği kur’anı nasıl okusun. Neden Rabbin ilk emri OKU olsun o zaman? Eğer okumasını bilmiyor olsaydı, sen okumasını bilmiyorsun ama biz yüceliğimizin göstergesi olarak sana öğrettik diye açıklama yapmaz mıydı Yaratan? Var mı böyle bir açıklama? Bakın sizin ayetin açıklamasına uymuyor mu?
Gelelim o devrin insanlarının ellerindeki kutsal kitaplarına. Eğer hiç değiştirilmeden ellerinde olsaydı ve uyguluyor olsalardı, zaten ne yeni peygambere ne de belki de yeni bir kitaba ihtiyaç olmayabilirdi. Bunu Allah bilir. Demek ki peygamberimiz bozulmuş dinin ve kitabın ne okuru nede inananı değilmiş. Fakat kendisini öyle bir yetiştirmiş ki, gerçek doğrular bunlar değil diyerek, Allaha yüzünü gökyüzüne çevirip yakardığını, yalvardığını biliyoruz kur’andan. Daha açıkçası her zaman doğruların arayıcısı olduğunu, çevresinde yaşantısı ile örnek bir insan olduğundan anlıyoruz.
Okuma yazması olmayan her insana cahil demek doğru olmaz ama okuma yazma bilmemek insanı ileri ye götürmez. Kısıtlı imkânlarla yaşaması da insanın kendisini yenilemesini önler. Siz peygamberimizin okuma yazma bilmediğini ayetten çıkardığınız için bakın Rabbin oku emrini nasıl savunmuşsunuz.( ÜSTELİK İLK İNEN VAHYİN IKRA AYETİNİ BİZZAT KENDİSİ UYGULUYARAK KISA ZAMANDA OKUMA, YAZMA ÖĞRENEREK SAHABELERİNE VE TÜM MUMİNLERE ÖRNEK OLMUŞTUR..) Düşünebiliyor musunuz Allah okuma yazması olmayan elçisine oku diyor ve o elçi okuma bilmediği için hemen kısa zamanda okuma yazma öğreniyor öylemi arkadaşım? Ben doğrusu bunu ne söylerim nede savunurum. Ama siz böyle düşünüyor da ayetlerden bunları anlıyorsanız, size de saygı duyarım. Lütfen benimde buna inanmamı beklemeyiniz.
Değerli arkadaşım ben sizin o sözü isteyerek söylemediğinizi zaten biliyorum onun için özür dilemenize de gerek yok. Bizler beşeriz her zamanda şaşmamız çok normal, bazen bende böyle hatalar hayatımda yapıyorum. Düşüncelerinize saygı duyarım ama benimde düşüncelerime saygı duyulmasını isterim. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Rabbim elçisi için okuma yazma bilmeyen bir elçi gönderdiğinden bahsetmez. Hatta kur’anda diğer peygamberlerden de bahsederken, hiç birisi hakkında böyle bir bilgiden söz edilmez. Daha doğrusu ben böyle bir anlamı göremedim. Eğer Rabbim bundan bahsetmiyorsa bende bunu söylemeyi doğru bulmuyorum. Belki de benim gözlerimde perde vardır da ondan göremedim, bunu yalnız yüce Rabbim bilir. Eğer öyleyse yüce Rabbim beni affetsin.
Dilerim Yaratan cümlemizi her iki cihanda sağlıklı, mutlu ve göğsünde gerçek iman taşıyan, çevresine aydınlık ve neşe saçan kulları arasına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |