Durumu: Medine No : 127 Üyelik T.:
10 Eylül 2007 Arkadaşları:4 Cinsiyet: Memleket:ankara Yaş:32 Mesaj:
1.805 Konular:
527 Beğenildi:30 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | iman artıp eksilir mi? iman artıp eksilir mi? İmanın artıp eksilmesi meselesi, ilm-i kelâmda münakaşaya sebep olmuştur. Tartışmalı bir konudur. İman, artmaz eksilmez demişler. İmanın yaptığı iş artar eksilir...
Nasıl ki Allah'ın rahmeti her yere yağan yağmur gibidir; fakat o yağmurdan kimisi kaya gibi az faydalanır, kimisi toprak gibi çok faydalanır, iman da böyledir.
Ameller, imanın rüknü değildir. Yani imanın gücü amellerle ölçülmez. İman, manevî bir değerdir. Tartılmaz. Kimin imanı az, kimin imanı çok bilinmez. Arapçada zahirî, Latincede objektif derler; yani dış görünüş. Arapçada batınî, Latincede sübjektif derler; yani içe ait... İman, sübjektif bir olaydır. İçe aittir.
İman insan içindir. Her insanın fıtratında bir şeye iman etme ihtiyacı vardır. Budistler heykele, Hintliler ineğe, natüralistler tabiata, Müslümanlar Allah'a iman eder.
İmam-ı Rabbânî Hazretleri buyuruyor ki:
İman kalbin tasdiki ve yakîni olduğundan, azalması, çoğalması olmaz. Azalıp çoğalan bir inanış, iman olmaz. Buna zan denir. İbadetleri, Allahü Teâlâ'nın sevdiği şeyleri yapmakla iman cilalanır, nurlanır, parlar. Haram işleyince bulanır, lekelenir. O halde, çoğalmak ve azalmak; amellerden, işlerden dolayı imanın cilasının, parlaklığının değişmesidir. Kendisinde azalıp çoğalma olmaz.
Kur'an-ı Kerim'de mealen buyuruluyor ki:
* Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine: "Düşmanlarınız olan insanlar size karşı bir ordu hazırladı, aman onlardan kendinizi koruyun!" dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir." demişlerdir. (Al-i İmran; 173)
* "Gerçek müminler ancak o kimselerdir ki, yanlarında Allah zikredilince kalbleri ürperir, kendilerine O'nun âyetleri okununca bu, onların imanlarını artırır ve yalnız Rab'lerine güvenip dayanırlar." (Enfal; 2)
* "Yeni bir sûre indirildiğinde onlardan (münafıklardan) bir kısmı, (alay ederek); "Bu sure hanginizin imanını artırdı acaba?" diyerek vahyi küçümserler. Ama bu, iman edenlerin imanını, yakînini artırır ve onlar sevinip birbirlerini müjdelerler." (Tevbe; 124)
İlim, er geç insanı imana götürür. İman, insanı ilimle meşgul olmaya zorlar. Diyorlar ki; "Biz menfaatimiz için ilim tahsil ettik. O ilim bizi Allah'a götürdü." Volter diyor ki; "Allah inancı olmasa pek çok şeyi anlayamayız, anlatamayız. Mesela etten yapılan beyin, nasıl problem çözüyor?" Anlıyoruz ki iman, ilimle bütünleşirse daha iyi anlaşılır. Bir tıp öğrencisi insan vücudunu öğrenirken iki türlü düşünür.
1) Benim vazifem, insan vücudunu öğrenmektir.
2) Bu insanın vücuduna telefon telleri gibi sinirleri, su şebekesi gibi kan damarlarını döşeyen Allah'tır.
İşte böyle düşünceler imanı yüksek mertebelere ulaştırır. İman aynen duruyor amma, boyut değiştiriyor.
Su, her yerde su... İnsan vücudunda akan kanın çoğu su, ağacın gövdesinde dolaşan, su. İçtiğimiz su, su... Denizler, su. Fakat tesirleri başka başka.
Tefekkür, fikir demektir. Yani düşünmek... Bizim her hücremizle tek tek uğraşan Allah'tır.
Tefekkürün imana çok katkısı vardır. İnsana Yaratan'ı buldurur.
Haramlar 'is'e benzer. Nasıl ki is, ampule yapışa yapışa ışığın dışarıya çıkmasına engel olur, haramlar da kalbe yapışa yapışa imanın nuruna engel olur. İbadet, imanı korur. İbadeti, lambanın camına benzetebiliriz. O cam kırılırsa lamba söner...
HEKİMOĞLU İSMAİL
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! |