Durumu: Medine No : 5587 Üyelik T.:
05 Aralık 2008 Arkadaşları:14 Cinsiyet: Memleket:İstanbul Yaş:35 Mesaj:
2.537 Konular:
2038 Beğenildi:116 Beğendi:0 Takdirleri:270 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Mehdi ve mesihçilik ütopyası / Mevlüt Hönül Mehdi ve mesihçilik ütopyası / Mevlüt Hönül …Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez …(Rad-11) Asırlardan bu güne kadar, tüm din mensupları arasında var olan Mehdiyet ve Mesih inancı, Müslümanlar arasında, Allah Resulü Muhammed (s.a.a) efendimizin soyundan zuhur edecek olan, dini güçlendirecek ve yeryüzüne hakim kılacak şahsiyet olarak bilinmektedir. Deccal ve diğer kıyamet alametleri mehdinin zuhurundan sonra ortaya çıkacak bir görüş olarak savunulmaktadır. Allah katında olan İsa (a.s) tekrar yeryüzüne indirmeye çalışanların belirttiği anlayışa göre, İsa (a.s) Mehdi’den sonra zuhur edecek veya Mehdi ile birlikte Deccali öldürecekler ve İsa (a.s) Mehdinin arkasında namaz kılacaktır. Hadis terminolojisinde Cerh:Hadis rivayet eden ravinin, günahkarlığı, yalancılık, taassup, unutkanlık… Gibi nedenlerden güvenilir kabul edilmeyip, aktardığı rivayetlerin reddedilmesidir. Ta’dil ise:Ravinin güvenirlik vasıflarını taşıdığının ve dolayısı ile aktardıklarının kabul edilmesidir. Ebubekir İskafi nin ‘’Fevaidül-Ahbar’’ isimli eserinde zikrettiği rivayet:İskafi hadisi Malik bin Enes’e, o Muhammed bin münkedir’e, o da Cabir’e dayandırmaktadır. Cabir Şöyle diyor: ‘’Mehdi’yi yalanlayan Kafir olmuştur, Deccali ise yalanlayan ise yalan söylemiştir.’’Abartı olarak bunu bilmek bile yetiyor. Çünkü Hadis otoritelerince Ebubekir İskafi, hadis uydurma ile itham edilen biridir. Mesih (İsa)’in ineceği iddiasında bulunup, bunu imani bir esas olarak, kaynaklarında sunan İslam alimlerinin, bu tavırlarından vazgeçip hakikatleri açıklamak ve aktarmak ile meşgul olmalıdırlar. Delil olarak şu sözleri her daim meşhurdur. Allah’ın kadiri mutlak olduğu ve isterse ‘’Kun Feyekun’’ emri ile istediği her şeyi yapabileceği bu hususta elbette şüphe yoktur. Lakin Allah’ın İsa (a.s) gökten indireceğine dair kesin bir kanıt yoktur. Allah ‘’Kadir’i mutlak’’ olduğu gibi ‘’Hakimdir’de’’ İsa (a.s) yeniden yeryüzüne inişi ile ilgili ne gibi bir hikmetinin olacağını da savunanların izah etmesi gerekir? .Bunu izah edemeyenler bu İşi Allah’ın mutlak gücüne havale edip işin içinden çıkmak adına kolaycılığı tercih etmektedirler. Hakikatler apaçık ortada iken, halen birileri İsa (a.s) gökten indirmek ile meşgul olmak istiyor ise ben buna, taassupçuluk, kör cehalet ve taklit der ve zerre kadar da değerinin olmadığını beyan ederim. Bu husuta İcma olduğunu söyleyenlere sözüm şudur. İcma’nın dayanağı hatalar üzere ise ve bu dayanaklar delilleri ile tenkit ediliyor, Ümmetin bu hususta birleşemeyeceği hakikati gözler önüne seriliyor ise bu hususta hiçbir İcma geçerliliğini devam ettiremez. O zaman Allah: "Ey İsa!" demişti, "Seni ölüme yollayacağım ve Katıma yücelteceğim ve seni hakikati inkara şartlanmış olanlar(ın arasın)dan çekip arındıracağım; sana tabi olanları, Kıyamet Günü, hakikati inkara şartlanmış olanların (kat kat) üstüne çıkaracağım. Sonunda hepiniz Bana döneceksiniz ve aranızda anlaşmazlığa düştüğünüz her konuda Ben hüküm vereceğim." (A’li İmran-55) Ben onlara (söylememi) emrettiğin şeyden başkasını söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz (olan) Allaha kulluk edin (dedim). Ve onların arasında yaşadığım sürece yaptıklarına şahitlik ettim: Ama Sen bana ölümü verdikten sonra onların koruyucusu yalnız Sen oldun: Zaten Sen her şeye şahitsin. (Maide-117) Teveffeyteni: Ayeti kerimesini Kuran Gramerine göre ele aldığımızda: Kur’an’da 44 hal ve Hal Anlamları ile birlikte 88 yerde geçer . (Tevbe-111) Daha iyi ifa eden Necm-41 Tam, Tam Tamına Necm-37 Tam yerine getirmek Nur-39 Tamamen halletmek, güzelce (hesabını) görmek Hud-15 ve 111 Nisa 173 Nur 25 Fatır 30 Ahkaf 19 A’li İmran 25 Zümer 70 ayetlerde Tamamen eda etmek, tam vermekA’li İmran 185 (Tam olarak almak) Bakara 40 (İktiza ettiği şekilde tama olarak) Yerine getirmek Yusuf-59 Eksiksiz yapmak ve daha birçok ayeti kerimede Ruhunu kabzetmek, öldürmek, vefat ettirmek, yeryüzü hayatına son verip göğe çıkarmak gibi anlamlarında kullanılan.Ayeti kerimenin hakikatine rağmen İsa (a.s) Ruhunun kabzedilmediğini, vefat ettirilmediğini iddia etmek Kuran ayetlerin terstir ve geçersizdir. (İsa'ya gelince,) o sadece (bir insandır) kendisini (peygamberlikle) onurlandırdığımız ve İsrail oğulları için örnek kıldığımız bir kul(umuz).Ve eğer isteseydik, (siz ey meleklere tapanlar,) sizi yeryüzünde birbiri ardından gelen melekler yapardık!Bakın, bu (ilahi kelam) Son Saati(n geleceğini) bildiren bir araçtır; o halde (Son Saat) hakkında hiçbir şüpheye kapılmayın ve Bana uyun; dosdoğru yol (yalnız) budur.(Zuhruf-59-60-61) İsa (a.s) geleceğini bu ayetlere dayandıranlar, Ayetlerdeki manayı kendi nefsani istekleri doğrultusunda yorumlamaktadırlar.Allah Resulü Muhammed (s.a.a) efendimiz ile Peygamberlik son bulmuştur. Kendisinden sonra hiçbir şekilde başka birinin gelmeyeceği hakikatine rağmen, İsa (a.s) gökten indirmek yanlıştır. Çünkü İsa (a.s) Eğer peygamber olarak gelmeyecek ise o zaman bana onun Peygamberliğinin alındığına dair bir delil getirebilirmisiniz. Getiremezler çünkü kimsenin peygamberliği verildikten sonra kendisinden alınmamıştır. Tevrat izahatlarında Mesih hakkında söylenenler: Ve onun zevki Rab korkusunda olacak Ve gözlerinin gördüğüne göre hükmetmeyecek ve kulaklarının işittiğine göre karar vermeyecek; fakat fakirlere adaletle hükmedecek ve memleketin hakirleri için doğrulukla karar verecek... (İşaya, 11: 3-4) Deccal’ın İsa (a.s) tarafından öldürülmesinden sonra Tevhid inancının hakimiyetine dair. Tevrat'ta bu dönemin diğer özelliklerini anlatan birçok benzetmeler yapılmıştır: "Ve kurt kuzu ile beraber oturacak ve kaplan oğlakla beraber yatacak ve buzağı ve genç aslan ve besili sığır bir arada olacak ve onları küçük bir çocuk güdecek. Ve inekle ayı otlanacak; onların yavruları birlikte yatacak ve aslan sığır gibi saman yiyecek. Ve emzikteki çocuk karayılanın deliği üzerinde oynayacak ve sütten kesilmiş çocuk elini engerek kovuğu üzerine koyacak. Bütün mukaddes dağımda zarar vermeyecekler ve helak etmeyecekler; çünkü sular denizi nasıl kaplıyorsa, dünya da Rab bilgisi ile dolu olacak."
(İşaya, 11: 6-9) Bu örneklemeleri hadis olarak rivayet edilen sözler ile karşılaştırdığımızda bire bir aynı şeyler söylenmekte. Bu tür rivayetlerin asli kaynaklarının Allah resulü olmadığı ve Tevrat ve incilden alındığını anlamaktayız. Bu tür rivayetlerin ‘’Ka’bu’l Ahbar’’ tarafından rivayet edilerek İslam inançları arasına girdiği açıktır. Müslüman geçmişe takılmayan ve gelecek olaylar ile oyalanmayan bir şahsiyet olma adına, kendini ütopyalardan arındırmalıdır. Mehdi ve Mesihçilik ütopyaları, her daim Müslümanların izzetli duruşlarını sergileme adına, bir kurtarıcı bekleme politikası ile engellenmeye ve yozlaştırılmaya çalışılmıştır. Bunun en bariz örneği mehdi ve Mesih beklentisi adı altında, İslam inancı içerisine dayatılmaya çalışılan hayallerden ibaret olan senaryolardır. Deccal kelime anlamı ile baktığımızda Ahir zaman’da farklı inançlara göre Mesih ve Mehdi denen olguların ikinci kez yeryüzüne intikal etmesinden önce vukuu bulacak olan Zulüm Sömürü Katliam vb olayların yaygınlaşmasını sağlayacak, Beşeri güce verilen isimdir. İslam dinine en büyük zararı veren sahış olarak anlayabileceğimiz zat 1900- 2000’li yıllar arasında Zuhur etmiştir. Ümmeti Muhammed arasına serpmiş olduğu Nifak tohumları halen izini sürdürmektedir! Deccal, ahir zamanda farklı inançlara göre Mesih'in veya Mehdi'nin ikinci kez yeryüzüne gelmesinden önce insanlığı kötülüğe ve imansızlığa yönelteceğine inanılan hükümdar. Hadislere göre: Deccal kıyamete yakın bir zamanda gelmesine inanılan Mesih'in dünyaya zuhurundan önce insanları kötü yola ve imansızlığa çağıran, tüm fitnelere verilen isimdir. Sonra Mehdi Deccal'ı aramaya koyulur. Rivayete göre Mehdi Mesihle beraber Deccali yenecek kişidir. Mehdi Deccal'ın yanına varır. Deccal ona kendisine iman etmesini söyler. Fakat Mehdi kabul etmez. Deccal dev bir kılıçla mehdiyi ortadan ikiye keser ve iki parçasını çok uzak ayrı iki noktaya gönderir. Sonra bu parçaları çağırır ve birleştirir ve tekrar iman edip etmediğini sorar. Mehdi gene iman etmez bu sefer Deccal Mehdi'yi boğazlamak ister ama Allah’u Teala mehdinin boğazına bakırdan çok sert bir halka koyar ve Deccal onu boğamaz. Sonra İsa Şam'daki Ümeyye Camii'nin minaresine iner ve daha sonra deccalı yener ve insanlığı İslama davet görevine başlar. Eski Ahit ve Yeni Ahit'de benzer bir varlıktan bahsedilmektedir: Şimdi bu bilgilere KURAN gözü ile bakalım : Allah’ın İslamında Mehdi diye bir inanç yoktur. Şia Kendi İmamlarından yaşayıp kaybolduğuna inandığı ‘’Sahibuzzaman’’ olarak nitelediği kişiye, Mehdi İsmini verir ve Şia şu an hali hazırda ‘’MEHDİ’’ ordusu diye bir orduyu hazır bekletmektedir. Sünni vb diğer kesimler de aynı şekilde Mehdiyet İnancını benimserler, hatta Her Cemaat her Tarikat ve Her Üstada tabii olanlar Kendi Tabii oldukları kişileri ‘’MEHDİ’’ ilan etmekten çekinmezler. Örneklerini vermek istemem çünkü bu iş belli bir kesimde değil.İslamın içine bilinçli olarak sokulmuş olan bir UYUŞTURMA/BEKLETME ve gayretleri kırma politikasıdır. Kurana ilişemeyen kesimler, Müslümanların her zaman rehavete kapılmalarını sağlama adına, KURTARICI bekleme politikalarını yaymışlardır. Kısa ve Öz bir cevap vermek gerekir ise MEHDİYET ve MESİH inancı diğer tahrif olmuş dini kaynaklarında ve mensuplarında da mevcuttur. ‘’KURAN’’ inancına göre Mehdi denen bir olgu yoktur. Hurafe ve zulümlerin yaygınlaştığı bir dönem neticesinde, birer umut olarak kurtarıcı bekleme anlayışının ürünü olan uydurmalarından başka bir şey değildir. Çünkü 1400 yıl önce Allah tarafından Hatemül Enbiya’nın Zuhuru ile Nasıl tüm İnsanlık esas duruşa geçip teslim olmamış ve kendi inançlarından kopmamış iseler. Yaşadığımız zaman içinde, mehdi ile dünyanın adaletle dolacağını iddia edenler, mehdiyi Allah Resulünün üstünde gördüklerinin farkına varmalıdırlar. Çünkü O Mümtaz Rehber Canlı Kuran Örneği Olan, Allah Resulü (MUHAMMED) (s.a.a)’in Tebliğ esası önce yaşa sonra anlat idi. Bu kadar üstün bir mevkie sahip iken, çektiği çile, ızdırab, zulümlere karşı insanların çoğunluğu Hakk dine İslama girmemiş iken. Bir ‘’MEHDİ ve MESİH’’ inancı ile Her Tarafın Adaletle dolacağını iddia etmek, Mehdi denen yanlış inancı Allah Resulünün üstünde görmek olur. Hurafe ve Bidatlerin kökeni, her zaman İslam’ın özüne zarar veremeyen, Kur’an’a ilişemeyen kesimler tarafından, İslam’ın içine serpiştirilerek insanları uyuşturma ve kurtarıcı bekleme siyasetleri ile Halis Dinden uzaklaştırmaktır. Allah bizleri Hakk Din olan İslam’dan, Kuran ve Peygamber örnekliğinden esinlenerek yaşayanlardan eylesin. MEVLÜT HÖNÜL [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] honul@msn.com MALAZGİRT
__________________
İmanı olanın, imkanı tükenmez.
|