Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Eylül 2010, 20:46   Mesaj No:10

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Değerli arkadaşım sanırım siz yine sinirlendiniz sözlerime, çünkü sözlerinizden anlaşılıyor, sizi üzmek istemem. Önce sakin olalım ve söylediğiniz ayetlere bakalım Allahın izniyle. Yazdığınız ayeti hatırlayalım.

Enbiya 102: Onlar cehennemin hışıltısını ( En hafif sesini-uğultusunu-) bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar.

Şimdide bu ayetin bir ayet öncesine bakalım ne diyor.

Enbiya 101: Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

Şimdi ayeti anlamaya çalışalım. 102. ayette cennete girmiş iman edenlere Rabbim orada artık cehennemin hışırtısını bile duymayacaksınız diyor, neden çünkü orasının nasıl bir yer olduğunu gördünüz nasıl kötü bir konaklama yeri olduğunu biliyorsunuz diye hatırlatıyor, bunları artık görmeyeceksiniz diyor. Daha önceki ayette ise, iman edenlerin cehennemde belli bir müddet konakladıktan sonra, onlar için hazırlanan güzellikler içine alır onları cehennemden kurtarırız diyor. Daha sonrada burada ebedi kalacakları müjdesini veriyor. Demek ki bir ayeti tek başına değil öncesi ve sonrası ile de değerlendirmeliyiz.

Değerli arkadaşım bu tür tartışmalar gerçekten çok faydalı oluyor, ayetler üzerinde hepimiz düşünüyor ve faydasını görüyoruz. Şimdide yazdığınız Nenl suresi 89. ayete bakalım acaba burada ne anlatmak istiyor Rabbim.

Neml 89: Kim iyilikle (ilâhî huzura) gelirse, ona daha iyisi verilir. Ve onlar o gün korkudan emin kalırlar.

Bu konu ile ilgili birçok ayet örneği verdim. Her yapılanın karşılıksız kalmayacağı, hardal tanesi kadar yapılanın önümüze geleceği, hesapların tartılacağı, her keze adaletle hükmedileceği, her yapılanın karşılığını göreceğini anlatıyordu Rabbim. Hatta kendi kendinizi temize çıkarmayın diye de uyarıyordu. Şimdi tüm bu ayetleri görmezden gelip de, yukarıdaki ayeti ben iman ettim diyenlerin hiç kuşku duymadan, yaptığı yanlışları hataları göz ardı edip, rabbin içinizde oraya uğramayacak hiç kimse yoktur hükmünü görmezden gelip, daha sonra buradan iman edenleri kurtaracağız açıklamalarını hiç düşünmeden, değerlendirmeden karşılığını görmeden cennete gideceğini anlatıyor diyebilir miyiz? Allah kim iyiliklerle dolu bir yaşam ile huzuruma gelirse, ona yaptıklarının kat be kat fazlasını veririz diyor. Zaten yaptığınız bir iyiliğe karşı on sevap yazarım demiyor muydu? Ayetin sonunda ise bakın ne diyor. (Ve onlar o gün korkudan emin kalırlar.) Demek ki herkes korkuyor hesap görülüyor ama iman edenler bir şeyden emin oluyorlar, Rabbin tüm insanların cehenneme uğrayacağı hükmünden sonra, iman edenlerin kurtarılacağı müjdesiyle oraya gidiyorlar. Böylece o korkunun sonunda emin bir şekilde kurtarılacaklarını biliyorlar. Çünkü daha önce hesap görülmüş ve iman edenlerin sevapları ağır basanların defterleri sağdan verilmişti, onlar kendilerinden eminlerdi, çünkü daha sonra kötü bir konaklama yeri olan cehennemden kurtarılacaklardı. Fakat ne kadar kalacaklar o açıklanmıyor. Açıklanmıyorsa bize düşen fikir yürütüp Rabbin adaletine müdahale etmek olmamalıdır diye düşünüyorum. Defterleri soldan verilenler ise yine biliyorlardı ki cehennemden hiç çıkamayacaklar ve ebedi kalacaklardı.

Sayın arkadaşım ben Rabbin kelamından Kur’anın bütünlüğünde bunları anlıyorum. Elbette sizde böyle anlayın asla demiyorum. Ben açıklanmayan bir konuda hüküm vermiyorum ve korkuyla o gün için elimden geldiğince doğru yapmaya çalışıyorum. Eğer nefsime yenik düşerde nasıl olsa ben cennete gideceğim rehavetine kapılırsam, işte o zaman şeytanın esiri olmuşum demektir. Bu düşünceler benim düşüncemdir yalnız beni bağlar. Ben kur’andan bunları anlıyorum, eğer yanlış anlıyorsam elbette sorumlu benim. Siz de anladığınız şekliyle iman etmelisiniz, ben kimseye benim söylediklerim mutlak doğrudur demiyorum, zaten böyle bir şeyde söylemem.
Bu konuda benim söyleyeceklerim bu kadar sayın arkadaşım. Ben Rabbin rehberinden anladıklarımı yazdım, hatam varsa Rabbim affetsin. Benim yaptığım işi garantiye almaktır. Rehavete düşmeden, Rabbin açıkça söylemediği bir hükmün peşinden gitmeden, dikkatle itinayla yaşamımı sürdürmenin daha doğru olacağına inanıyorum. Elbette birçok hatalarımız var yaşamımızda, Yüce Rabbim affetsin ve en doğruyu yaşamımızı nasip etsin inşallah.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla