Allah resulü Muhammed (s.a.a) ile Kuran ilişkisi etle kemik gibidir.İkisini birbirinden ayırdığımız vakit anlamsızlaşır yanlızlığa mahkum olur.Kuran perspektifinde analiz edilmeyen sünnet yetim evlad gibi kalır.
Allah resulüne hakk ettiği konumu verirken ne Hristiyanların yapmış olduğu gibi göklere çıkarıp yeryüzünden alakasını kesmek nede Yahudileşenler gibi aşşağılamak postacı konumuna düşürmek gibi yanlış tasavvurlara düşmemek adına ''Orta (Dengeli) Ümmet'' ilkesini gözeterek Beşer-Resul-Baba-Seçilmiş insan olarak hakk ettiği konuma layık davranmak sureti ile ''Sünnetini'' Kuran'ın pratize edilmiş halini anlayabiliriz.
Allah birçok ayeti kerimede Allah resulünün izinden gidilmesini emretmektedir.
De ki (ey Peygamber): "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin; zira Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır." (A'li İmran 31)
İnsanlarda en büyük gördüğüm hata Kur'an sünnet İcma vb söylemler ile çıkarlar ama iş hakikat boyutuna gelince Kur'an bir yana kendi benimsemiş oldukları kaynaklar bir yana kalır. Kur'an ve Resulünden örnekler sunulması gerekir iken Kendi kabul ettikleri alimin veya din büyüğünün sözleri arkasına sığınırlar onlara Hani Kur'an en temel kaynaktı neden kur'andan değilde a veya b den örnekler veriyorsunuz söylemine hemen tepki olarak onlar zaten Kurandan beslenmekteydiler derler Buna karşın Eğer Kur'an'dan besleniliyor ise neden temel kaynaktan sizde beslenmiyorsunuz söylemine hemen tepki gösterirler...
Bu ve benzeri Halkın dininin revaçta olduğu Hakkın dininin ise biz anlamayız söylemleri ile rafa kaldırılmış hali bu günkü Ümmetin içler acısı halinin tek sebebidir...
Dertler çok ama anlatmak ile bitmez Allah'a emanet olunuz...