Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Eylül 2010, 00:04   Mesaj No:10

BEDİİ HAMİT

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:68
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Standart

Allah Resulu Mekke’de bir direnişe, inkılaba, devrime yol açarken, bizler bugün laikliği, demokrasiyi savunan İslami ılımlaştıran, dinler arası diyaloglar, vb projeler üretip halkımızın önüne serptik, ve bunları Kuran ve sünnet ışığında yaptığımızı söyledik, yazık vallahi yazık; Kuran ve sünnetten yoksun bir yaşantının kime faydası olmuş. Kurani vizyon edinmeyen hayatın ne anlamı kalabilir ki?

Peygamberimiz(s.a.s) Mekke de 13 yıl boyunca Allah’ı birlemeyi hedeflemiştir. Sadece onu Rab ve İlah o olarak kabul etmiştir. Rasulullah gördüğü bunca işkenceye rağmen asla ve asla davasından vazgeçmemiştir. Rasulullah’ın kararını ve islam’a olan ciddiyetini görmekteyiz..İşte bizler biliyoruz ki her ne yaşanırsa yaşansın Rasulullah’ın hareket metodundan asla vazgeçmeyeceğiz.Bu din nasıl Allah’tan ise, bu dini hayat pratiğine hakim kılmak için takip edilmesi gereken yolda Allah’tan dır. Hareket metodunda Rasulullah’a uymak Muhammeden Rasulullah‘a şehadet gerekir. Rasulullah’ın bu yoldaki merhamelerini adım adım takip ederek, onun uyguladığı metodları bugünkü hayatımıza geçirerek, hayat kalitemizi artırmak olmalıdır.
Sünnet; Allah Rasul’ü ile olan bir hayat tarzıdır. Sünnet iki taraflı keskin bıçaktır. Eğer aşırı giderseniz helak olursunuz. Rasulullah’ın sünneti aslında bizlere çağdaş olma imkânını sunuyor ama bizler ne yazık ki bunun farkında değiliz. Rasulullah’ı sünnetini tam anlamıyla idrak edememişiz. Hâlbuki Rasulullah tam anlamıyla yürüyen Kuran dı. Tüm yaptığı eylemlerde Allah’ı hatırlatan ve onun dinin yeryüzüne hakım kılmayı omuzlayan bir yürek deryası. Peygamberimizin sünneti erkek, kadın bütün müslümanlara nafile ibadetlere yönelmeyi sevdirmiştir, bizlerin üstünde bir yük olarak değil, bir sevgi olarak omuzlarımızda bürünmüştür. Rasulullah’ın sünnetini bir gün yap, diğer gün yapma değil. Çünkü Rasulullah şöyle buyuruyor; amellerin en sevimlisi, az da olsa da devamlı olan ve sürekli olandır.


Allah ve Rasul’ü sizi çağırdığı zaman, bu davete icabet etmek gerekiyor. Kişi kendi çocuğunun kişiliğini değiştiremez ama KURAN ve SÜNNET insanın kişiliğini değiştirir. İşte KURAN ve SÜNNET’in mucizesi budur. Kuran ve sünnet bir hayattır. Hayat’a, hayat vermiştir ve bizden hayatı ister. Kuran ve sünnet Allah’ın bize, Rasulullah’ın vasıtasıyla sundukları emanetlerdir. Kişi ALLAH ile buluşmak istiyorsa NAMAZ’a. Allah ile konuşmak istiyorsa Kuran’a, HAYAT ile konuşmak istiyorsa SÜNNET’e bağlanmalıdır.

Sünnet’e sünnetle teslim olmak en güzelidir. Peygamberimiz ümmeti için şöyle buyuruyor; ümmetim çiseleyerek toprağı doyuran yağmur’a benzer. Her damlada toprağa hayat veren ve onu değerli kılan ümetler olmak dileğiyle….


Beşeriyet saadet istiyorsa Kuran da aramalı. Kuran da bulamadığı zaman RASULULLAH’ın sünnetinde aramalıdır.. Hz. Ebubekir(r.a) gördüğü bunca işkenceye rağmen asla Rabbimiz olan ALLAH’ı ve peygamberimiz olan Rasulullah’ı terk etmemiştir. Hatta şu güzel sözüyle de günümüze ve ilerleyen asra anlam kazandırmıştır. ANAM, BABAM SANA FEDA OLSUN YA RASULULLAH sözüyle ruhlarımızı adeta zedelemiştir. Selam olsun ona ve sahabelerine…..


Bugün Müslümanların, kaynaşmamasının sebebi; Rasulullah’ın sünnetini ruhlarımızdan çıkarmamızdır. Rasulullah’ın sünnetini ruhunda taşıyan insan asla yanlış tercihler yapmaz. Her tercih ettiğini, Allah ve rasul’ü için terk eder. Her tercih beraberinde terki getirdiği gibi…

Rasulullah hayatını biz ümmetine feda etti. Peki, sizlere soruyorum biz Rasulullah’ın sünnetini hayatımıza geçirebildik mi? Onu ruhumuzda, kalbimizde, dilimizde ve hatta organlarımızda hissedebildik mi? Ne yazık ki hayır, onun sünneti yapamıyoruz, uygulayamıyoruz ve eylemde bulanamıyoruz. Bunun tek sebebi; Rasulullah’ın misyonunu omuzlamak ağır geldiği için…


Rasulullah’ın bahçesinde ya toprak olalım, ya da bir fasülye yeter ki, onun bahçesinde ve metodunda olalım. Onun sünnetine sahip çıkalım ve onu yaşatalım. Peygamberimiz gül ağacını kurutmayalım. O ağacı sulatalım ki yeşersin ve ruhlarımıza bürünsün. Yaşamak hayatın konuşmasıdır. İşte sünneti yaşamakta böyle bir şeydir. Rasulullah’ın hayatta iz bıraktığı her eylem birer sünnettir. Peygamberimiz bizim için ne yaptı? Bunları irdelemek gerekiyor? Peki biz şimdi onun için ne yapıyoruz? Sanırım kocaman bir sıfır…
Hayatımızın nabzı Rasulullah’ın sünnetiyle atsın. Kalbimize giden kan ve oksijen hücreleri Rasulullah’ın sünnetiyle dolsun.

ALINTIDIR
__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla