Müslümanlarda Nüfus Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL
Dünya nüfusunun hızla arttığı düşüncesi açlık, konutsuzluk, işsizlik, hastalık gibi felaketlerin dünyayı saracağı çıkarımlarına yol açmaktadır.
Nüfusun hızla arttığı doğrudur. Ancak dünyanın artan nüfusu artık kaldıramayacak noktaya vardığını söyleyemeyiz. Nüfus artışına paralel bir şekilde teknoloji de ilerlemiş ve ihtiyaçları karşılamada birçok alternatif yöntem geliştirilebilmiştir.
Nüfusartışı sebebiyle olmasa da dünya da açlık, hastalık gibi felaketlerin arttığı da doğrudur. Ancak bu felaketlerin zengin toplumların yaşamlarını olumsuz etkilediklerini söyleyemeyiz. Batı kendi vatandaşlarına çocuk sahibi olma telkinlerinde bulunarak yaşlanan nüfusun oranını dengelemeye çalışmaktadır. Bunu yaparken hiç mi hiç açlık ve hastalıktan korkmamaktadır. Çünkü dünyadaki felaket nüfus artışından değil sömürüden kaynaklıdır.
İlginç bir şekilde dünyayı sömüren ülkelerin aynı zamanda dünyanın açlık ile karşı karşıya kalmasından korktukları iddiasında bulunduklarını gözlemlemekteyiz. Bir taraftan savaşlar ve gıda terörü yoluyla Latin Amerika, Güney Asya, Ortadoğu ve Afrika’nın en ücra köylerinde yaşanan açlığıorganize etmekte, öbür taraftan açlık felaketi söylemini yaymaktadırlar. Bu yolla kontrol insan olarak görmedikleri, köleleştirmek istedikleri bölgelerin nüfusunu belli bir seviyede tutmayı amaçlıyor olabilirler. Çünkü savaşlar sivilleri etkilemekte ve mülteci sorunu ortaya çıkmaktadır. Kontrolsüz bir mülteci akını sömürücü güçlerin de huzurunu kaçıracaktır.
Batı da genç nüfusun azalması ile birlikte, Batı yaşlı nüfusu dengeleyecek şekilde doğum oranlarını artırmaya çalışmaktadır. Bu anlaşılabilir bir şeydir. Şayet nüfusunu dengeleyemezse zamanla iyice yaşlanacak ve asimile edemediği göçmenlerin eline düşebilecektir. Bu nedenle Batı’nın nüfus artışı politikası gütmesi anlaşılabilir bir şeydir.
Anlaşılamayan nokta şudur ki, yıllardır savaş alanı olan Müslüman ülkelerin nüfuslarında sürekli bir artış olmaktadır. Uydurma hadislerle dayalı olarak sürekli bir çoğalma telkini yapılmakta ve sefalet içinde nesiller tükenip gitmektedir. Birçoğumuza yıllarca anlamlı gelen çoğalma politikası, fakir ülkeler için oldukça şuursuzca bir politikadır.Üstelik bu ülkeler işbirlikçi yöneticiler tarafından idare diliyor ve halk işe yarar ilimden, bilinçten uzak tutuluyorken çoğalma nasıl bir felaketle sonuçlanmasın ki?
Müslüman ülkelerin büyük kısmı güçlü devletlerin savaş sahası durumundadırlar. Ekonomik durumu iyi olanlar da güçlü devletlerin uşaklığını yapmakla meşguldürler. Bazı bölgelerdeki Müslümanlar yıllardır vatandaşlık haklarına bile sahip değillerdir. Açlık, sefalet, hastalık Müslüman toplumların büyük bir kısmını kasıp kavurmaktadır. Böyle bir ortamda büyük bir şuursuzlukla çoğalmaya çalışan Müslümanlar, nice kayıp nesillerin günahları ile ahirete göçmektedirler.
Savaşın ortasında ya da kıtlığın içinde çocuk sahibi olmak nasıl bir akılsızlıktır. Açlıktan ölen, savaşlarda sakatlanan çocukların hesabını anne babaları nasıl verecekler acaba. Doğacak çocuğa bırakın iyi ya da kötü bir eğitimi, güvenlik bile sunamazken hangi düşünce, hangi inançla çocuk sahibi olunuyor. Böyle bir ortamda bir çocuk ya Batı destekli teröristlerin kurbanı olacak, ya BM askerlerinin tecavüzüne uğrayacak, ya sakatlanacak yada açlıktan, hastalıktan ölecektir.
Müslümanların Allah düşmanlarına yeni mazlum nesiller sunmaktan vazgeçmeleri gerekir. Bir insana yakışır şekilde hayat yaşayamıyorsan yok olmayı bilmen gerekir. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da Müslüman olduğunu iddia eden ama Kuran dan habersiz yığınların uyduruk hadislere, din adamlarının saçma sözlerine kandıklarını görmekteyiz.
Çoğalmak bir güzellik değildir. Felaket ortamında kısa ömrünü baştan sona acı içinde geçireceği belli olan bir çocuğun doğması hangi sebepten istenebilir. Bunu kavramak belli bir seviyede şuur gerektirir. Bu şuur her konuda olduğu gibi ancak Kuran ile elde edilebilir. Günümüz Müslümanlarının tek kurtuluşu uyduruk dinden kaçıp Kuran’a sığınmaları ile gerçekleşecektir. Aksi taktirde her baba Allah’tan büyük bir sevap bekleyerekçocuğunun katili olmaya devam edecektir.