Durumu: Medine No : 10862 Üyelik T.:
01 Ekim 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Yaş:66 Mesaj:
489 Konular:
86 Beğenildi:3 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Haram aylar, hac ve oruç ..... Haram aylar, hac ve oruç .....
Geçen gün bir televizyonda Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı, hac konusunda kur’an da ki bakara suresi 197. ayeti örnek verip, aslında haccın her ay, belirlenen bir günde yapılabileceğini söylüyordu, daha açıkçası yılın on iki ayında da hac yapılabileceğini, ayetten anladığını söyledi. Günümüzde hacca gitmek için sıra bekleyenlerin olduğunu, bu durumda iler ki yıllarda milyonlarca insanın Müslüman olduğunu düşünürsek, bu insanların yılda bir kez ve aynı günde orada olmasının, daha hiç mümkün olamayacağını örnek verip, düşüncesine delil yaratmaya çalışıyordu. Bakara suresi 197. ayette sözü edilen şu sözlerden esinlendiğini de söylüyordu. ( Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa..)
Ayrıca bir soru daha sorulmuştu kendisine, acaba orucu ay takvimine göre değil de, günümüz güneş takvimine göre tutamaz mıyız, çünkü ay takvimi her yıl on bir gün önce geliyor ve yazın sıcağında oruç tutmak zor oluyor, bunu belirli bir ayda sabitleyemez miyiz diye sordular. Kendiside eğer İslam ülkeleri anlaşabilirse neden olmasın türünden bir cevap verdi. Tabi bu soruları ve verilen cevapları duyunca doğrusu şöyle düşündüm. Günümüz de Allahın emrettiği İslam dinini yaşadığımızı zannederken, yaptığımız yanlışlar neticesinde doğan sorunları çözebilmek adına, daha önce yaptığımız yanlış yöntemi kullanarak, neden olmasın zihniyetinden yola çıkmanın yanlışlığını fark ettim.
Sayın Bayındır Hoca günümüzde yapılan bir yanlışın yarasını sarmak istediği çok açık belli oluyor. Hac konusunda Kur’an da Yüce Rabbimi dinlemeyerek, kur’anın onay vermediği, rivayetler kanalıyla gelen hadislerden yararlanarak, günümüzde yaptığımız yılda bir ayın içine gizlediğimiz o bir günün, yani zilhiccenin 9. günü vakfesi yapılamayan haccın kabul olmayacağını söylememiz ve bunu uygulamamız neticesin de çıkan izdiham, sıkışıklık sonucunda milyonlarca Müslüman Hac görevini yapamamaktadır. Elbette bu yanlışı yine bir başka yanlışla düzeltmek soruna çare olmayacaktır. Peki, bu sıkışıklığın nedeni nedir? Nedeni hac konusunda Allahın Kur’an da emrettiğine uyulmamasıdır.
Lütfen sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bütün Dünyadaki Müslümanları düşünün, acaba Allah yılda bir ay içinde ve birde o ayın bir gününü, tüm Müslümanlara HAC için ayırmış olabilir mi? Yani zilhiccenin 9. günü orada değilsek, haccımız kabul olmaz diyecek bir mantığa, inanabilmemizi kim açıklayacak bizlere? Hani İslam kolaylık ve akıl diniydi ne oldu bu ayetler? Ne akla nede kur’ana uymayan bu iman şeklimizi, lütfen artık düzeltmek için adımlar atalım ve kendimize gelelim.
Hac konusuyla ilgili ve yukarıda Sayın Bayındıra sorulan soruların cevaplarını, şimdide birlikte kur’ana soralım, bakalım bize ne cevap verecek. Hac sur. 27: İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.
Allah elçisine bakın ne diyor yukarıdaki ayette. İnsanlara haccı ilan et. Gerek yaya, gerekse diğer binek hayvanlar ile oraya zorluklada olsa gitsinler. Düşünebiliyor musunuz peygamberimiz acaba yürüyerek ya da at sırtında, at arabaları ile o kadar uzak yerlerden zilhiccenin 9. günü mutlaka haçta bulunacaksın, yoksa haccınız kabul olmaz demiş midir dersiniz? Tevbe 36: Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl top yek ün savaşıyorlarsa, siz de onlarla top yek ün savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.
Yukarıdaki ayete baktığımızda Rabbim, bir yılın on iki ay olduğunu bunların dört ayının HARAM AY olduğunu söylüyor. Peki, bu dört ayın özelliği nedir? Demek ki bu ayları Rabbim zikrettiğine göre, bu ayların bir önemi olmalı. Gerçi kendi yanlışlarına kılıf arayanlar o devirde ticaretin yapılması için haram aylar vardır, oluşturulmuştur diyerek, kur’anın onaylamadığı bir düşünceyi topluma yaymışlar, açıkça rabbin gerçeklerini gizlemişlerdir. Sanki haram ayların dışında ticaret yapılmayacak gibi, mantıksız bir fikrin arkasına saklanmışlardır. Şimdi onu anlamaya çalışalım neymiş bu haram aylar, acaba Allah bu aylarla ilgili neler söylüyor? Bakara 217: Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar. De ki: "Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır……
Ayete baktığınızda haram ayın ne olduğu, hatta bu ayda savaşmanın yasaklanmasının da sebebi çok net anlaşılıyor. Şunu da unutmayalım, İbrahim peygamberden bu yana tüm dinlerde hac ibadeti vardı ve tüm toplumlar bunu uyguluyorlardı. Onun için Allah bu haram aylarda savaşmayı yasaklıyor ki insanlar Mescid-i Haramı kolaylıkla ziyaret etsinler ve hac görevini yerine getirsinler. Bakın Allah ne diyor? (Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek.) Demek ki haram ayların oluşmasının nedeni, savaş yasağı, Müslümanların bu dört ayda hac görevini rahat emniyetle yapması içinmiş. Yine bu konu ile ilgili bir ayet örneği daha verelim ki, konu daha net anlaşılsın. Maide 2: Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin…….
Yukarıdaki ayete de baktığımızda çarpışmanın yasak olduğu haram ayların oluşturulmasının nedeni, Müslümanların Mescid-i Haramı daha rahat ziyaret etmelerinden dolayı olduğu anlaşılıyor. Gelelim Bakara suresi 197. ayete bakın Rabbim çok açık ve net ne diyor bizlere önce ayete bakalım. Bakara 197: Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden sakının.
Sizlere sormak istiyorum, Allah açıkça haram ayları, yani yılın dört ayını hacca gitmek için tahsis ettiğini söylediği ve Bakara suresinde yine çok açık ve net;( Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa) diyorsa, nasıl olurda bizler bu kadar açık Rabbin ayetlerini görmezden geliriz? Allah aşkına bizleri yöneten hiç mi ehil yöneticilerimiz yokta, bu yanlışı düzeltmek için bir adım öne çıkmıyor, Rabbin ayetlerini haykırmıyor? Gerçeği bilipte söylemeyenlerin vay haline.
Şimdi de acaba hac görevini ne kadar zaman içinde yapmalıyız, bu konuda Allah ne diyor ona bakalım. Bakara 203: Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin, tekbir getirin. Bunlardan iki gün içinde dönüş için acele edene günah yoktur, geç dönene de günah yoktur; fakat korunan için. Allah'tan korkun ve bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız.
İşte Rabbim her şeyden örnekler verdiği halde, bizler ne hikmetse tüm bunları görmezden gelmeye inatla devam ediyoruz. Allah asla özel bir günden bahsetmemiş ve bu hac ziyaretini en az iki günde tamamlayıp, geri dönebilecekleri bilgisini dahi vermiştir. Peki, bu kadar güzel açık ve net açıklamalar varken, bizlerin yılda bir aya ve o bir ayın zilhiccenin 9 gününe atfettiğimiz kutsallık, sizce normal mi dersiniz? Allah asla böyle bir konuda zorluk çıkarmadığı halde, bizlerin kendimize, Müslüman din kardeşlerimize yaptığımız eziyetin, halamı farkında değiliz? Yüce Rabbin yol gösterdiği gibi yapmış olsak, haram aylar olan dört ay içinde, beş ya da on gün, ya da daha uzun ekiplerle, yapacakları hac organizasyonları olsa, ne kadar rahat ve daha ucuz bu görevimizi, ibadetimizi yapamaz mıydık? İşte Rabbin rehberi, işte bizlerin bu rehberden uzak yaşamanın büyük cezası.
Gelelim oruç konusuna, sorulan soruda orucu belli bir aya sabitleyemez miyiz diye soran bir kişiye verilen cevap, eğer tüm İslam âlemi bu konuda anlaşabilirse, neden olmasın türünden verilen cevabın, doğruluğunu şimdide kur’ana soralım. Acaba bizler dini ibadetlerimizi, hangi takvime göre yapıyoruz ve bu konuda bir emir var mı, burası önemli. Eğer yoksa elbette bu konu düşünülebilir, çünkü biz orucumuzu ve hacca giderken hesabımızı güneş takvimine göre değil ay takvimine göre yapıyoruz. Bakın hiçbir şeyde eksik bırakmayan Rabbim onunda açıklamasını yapıyor bizlere. Bakara 189: Sana, doğan Aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir."
Demek ki Allah kullanacağımız takvimi de söylüyor bizlere, ay takvimini kullanın diyor. Çünkü ay takvimi ayın hareketlerinden, güneş takvimi de güneşin hareketlerinden hesaplanmaktadır. Bu ayette açıkca Allah hacca giderken ölçü olarak ay takvimin kullanmamızı istiyor. Bu durumda oruç içinde aynısını kullanmak durumundayız. Yoksa ibadetlerde kargaşa yaşanacaktır. Ay takviminde aylar sabit olmayıp, on bir gün evvel gelmektedir. Bu durumda Ramazan ayını sabitlememiz, hiç mümkün değildir. Çünkü Ramazan ayın ismidir. Allah o aya ulaştığınızda o ayı oruçlu geçirin diye emreder. Ay takvimine göre aylar hareketli olduğuna göre, burada değişiklik söz konusu olamaz.
Bizler ne yazık ki kur’an ile aramıza beşerin kitaplarını sokmuşuz. Böylece kur’an ile ilişkimiz kesilmiş, onun ışığından rehberliğinden istifade edemez olmuşuz. Rahman kur’an için şu tabiri kullanır. Bu kitabı sizler için, bir rehber, bir güneş, bir gönül gözü olsun diye indirdim der Rabbim. Allahın rehberi, güneşi, gönül gözü anlaşılması zor bir kitap olup, acaba Rabbin kelamının anlaşılması için, bir beşere ihtiyaç duyması sizce normal mi? Yorum sizlerin, sizlere tek bir önerim olacak. Lütfen rabbin rehberini birçok kez anlayarak ve düşünerek okuyalım, akıl yürütelim. Bakın her şeyi nasıl daha farklı olduğunu göreceksiniz. Bugün İslam diye bizlere sunulan birçok şeyin, aslında rabbin kitabıyla ilgisi olmadığını göreceksiniz. Bunun farkına varmak isteyen, Allah ile aldatılmak istemeyen, Kur’anı başucundan ayırmamalıdır. Rabbim böyle kulları arasına alsın inşallah bizleri.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |