Avuçlarım Kanıyor Ey Ölüm
Avuçlarım kanıyor ey ölüm,
yakınlığın kadardır seni kendimden uzaklaştırma çabam,
içimdesin aslında; şahdamarımdan yakın,
ahirinden korktuğumdan olsa gerek,
içimde küçültmeye çalıştığım bir sevdasın…
avuçlarım kanıyor ey ölüm,
çünkü hayatım avuçlarımdan kayıp gidiyor;
bakakalıyorum her geçen günün ahirinde,
bakakalıyorum avuçlarımın sızısını çeke çeke…/
ey ölüm,
biçereyiz bak!
ümmetçe….
biçareyiz bak!
bilgilerimiz yetmiyor kanayan yaralarımızı iyileştirmeye,
avuçlarımızdan kayıp giderken hayat,
sevmek yetmiyor hayatı;
sevmeyi bilmek gerek belki de.
yaraları sevgiyle onarmak gerek….
ey ölüm,
biz kimi ‘öncelikli’ seveceğimizin bilgisinden yoksuluz;
yaralarımız ondandır;
yanışımız ondan,
çaresizliğimiz ondan….
uzak kalma bize; içimizin dostu ol,
senle varalım yar’e;
rabıtanla dirilelim;
acı(t)masın hayatın avuçlarımızdan kayıp gidişi,
acıtmasın yar’ın yüzümüze bakışı….
nokta!
...............
ve...
avuçlarımızda kalanlarla günü geçiriz...
ama sol yanımız hep bir şeyler fısıldar durur;
'geçen gün ömürdendir'...
nokta!