|
Konu Kimliği: Konu Sahibi ukba yolcusu,Açılış Tarihi: 10 Aralık 2009 (12:38), Konuya Son Cevap : 30 Aralık 2009 (11:46). Konuya 10 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10 Aralık 2009, 12:38 | Mesaj No:1 |
Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Topluma mâlolmuş mü'rninleri eleştirirken adil ve mutedil olunuz.. Onların iyi yanlarının da olduğunu akıldan çıkarmayınız.. Eleştirinizi şahıslara değil hatalara teksif ediniz ..Ancak eleştirdiğiniz kişiden başkalarının zarar göreceğinden eminseniz onun adını açıklamanızda bir beis yoktur.. Çünkü mü'mini maddi ve manevi bir zarara uğramaktan korumak da sizin kardeşlik görevleriniz arasındadır.. Bir kardeşinizi yüzüne karşı tenkid etmenin edebi, gıyabında onun için dua ve istiğfar etmenizdir ..Bunu yapabiliyorsanız onu eleştirme hakkını da elde etmişsiniz demektir.. Böyle yapmak sözünüzün onun üzerindeki etkisini artıracaktır Sözü biz söyleriz, tesirini Allah halkeder.. Dininize karşı değil ama dünyanıza ve nefsinize karşı yapılanlar karşısında hoşgörülü olunuz Sevgili Efendimiz'in buyurduğu gibi: "Hoşgörülü ol ki hoşgörülesin" Bir hatayla adam asanlardan olmayınız Unutmayınız ki siz de insansınız ve insanlar hata yapan yaratıklardır.. Mü'mine, Allah'tan daha kahredici (Kahhar) pozlarına bürünmek yakışmaz.. Tıpkı Allah'tan daha merhametli (Rahim) pozlarına bürünmenin yakışmayacağı gibi.. Kul bağışlamayı Allah'tan öğrenmeli ve Rasul Aleyhisselam'ın buyurduğu gibi "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmalı"dır.. Ancak dininize yapılan hakaret ve tecavüzleri hoşgörme hakkına sahip değilsiniz.. İnsan ancak kendi nefsine yapılan tecavüzü hoşgörebilir.. Allah adına, Allah'ın dinine yapılan tecavüzü hoşgörmeye kalkmak, haddi aşmaktır. | |
Konu Sahibi ukba yolcusu 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Abdülbaki Kömür - Yalnızlığın Şarkısı | İlahiler/Ezgiler | Mihrinaz | 5 | 4262 | 26 Aralık 2009 18:43 |
"Gül Olmasaydı" | Hz.Muhammed(s.a.v) | havra | 3 | 2210 | 11 Aralık 2009 15:09 |
Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu | Alimler(Rh) | ukba yolcusu | 10 | 6583 | 10 Aralık 2009 12:38 |
“Laik tefsir” mi, o da ne? | Tevhid Ve Şirk Konuları | ukba yolcusu | 0 | 1708 | 08 Aralık 2009 17:35 |
Medineweb Atışma Odası | Serbest Kürsü | Esma_Nur | 20 | 8237 | 16 Kasım 2009 11:33 |
10 Aralık 2009, 12:39 | Mesaj No:2 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu İnandığınız değerler, insanlığın değişmez değerleridir.. Onlara hakaret edildiğini gördüğünüz zaman, gücünüz neye elveriyorsa o şekilde protesto ediniz ..İnandığı değerlere hakaret edilmesini sineye çeken insan, haysiyet ve şereften yoksun insandır.. Celadetli olunuz ..Asrımızın en büyük eksikliği celadet yokluğudur.. İlim celadetle taçlandığında fazilettir.. İnandığı değerler uğruna yeri gelince Sokrates gibi baldıran tasını tepesine dikemeyenler, ilimlerinin ve imanlarının namusunu feda etmişlerdir.. Geçim ehli olunuz ..Dirliksiz olmayınız ..Birlikte yaşadığınız insanlar sizinle birlikte olmanın tadına doyamasınlar.. Onlara "illallah" çektirmeyiniz ..Sizinle bir müddet birlikte yaşayanlar o anları hayırla yâdetsinler.. Etrafındaki insanları kırıp geçirenler, ömür boyu dost kıtlığı çekmeye mahkûm olurlar.. İnsanlarla muamelenizde haşin ve gaddar değil, müşfik ve mülayim olunuz.. Kahır çekiniz ki kahrınız çekilsin "Sıkıntıya gelemeyen" dünyada yaşamamalıdır.. Mü'min olmak "sıkıntıya gelememek" değil "sıkıntıya aday olmak"tır ..İncitmemekten daha önemlisi incinmemektir ..Bunu becerebilen ancak kâmil bir ahlâka sahip olan insanlardır.. İncitmemek her kişi kârı, incinmemek ise er kişi kândır.. Fedakâr ve vefakâr olunuz.. Mü'minler birarada yaşamaya mecbur ve mahkûmdurlar.. Birarada yaşamanın olmazsa olmazı "fedakârlık"tır ..Hiçbir şey bedelsiz değildir.. Hele dost kazanmak hiç Kardeşini nefsine tercih etmek "îsâr"dır ..Îsâr sahibi olabilmek, erdemlerin en yücelerindendir.. | |
10 Aralık 2009, 12:42 | Mesaj No:3 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Diğergam olunuz, hodgam olmayınız.. Eğer insanlar inandıkları bir dünyayı rahatlarından, servetlerinden, konforlarından, hayatlarından fedakârlık yapmadan kurabileceklerini düşünüyorlarsa koskoca bir insanlık tarihi onları yalanlayacaktır ..Batıl ehlinin batıl davası için yaptığı fedakârlığı, hak ehli hak davası için yapamıyorsa zaferden söz etmesi de abes olacaktır ..Çünkü hayatın en değişmez yasasıdır: "İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır".. Kur'an böyle buyurmaktadır.. Buradaki şart "çalışmak"tır ..Bir insanın Hak'ta oluşu, yatışına mazeret olamaz.. Kazananlar, çalışanlar olacaktır.. Mütecessis olmayınız ..Israrla Mü'minlerin kusurlarını araştırmak, onları küçük düşürmek için ayıplarını ortaya dökmek, Allah'ın yasakladığı bir davranıştır ..Mü'min, kardeşinin kusurlarım ortaya döküp onu rezil eden değil, o kusurları düzeltip onu aziz edendir ..Unutmayınız ki Allah'ın güzel isimlerinden biri de "Settar: Ayıpları örtüp, kapatan "dır.. Başkalarının açığını yakalamaktan zevk alan tipler marazi tiplerdir.. Bu tipler kendi kusurlarını örtmek için başkalarının 'daha kusurlu' olduğunu isbat etmeye bayılırlar ..Öyle olmayınız ve öyle olanlarla dostluk kurmayınız İyi biliniz ki başkalarının kusurları ve yanlışları, sizin meziyet ve doğrularınız olamaz.. Meclis emanettir, ihanet etmeyiniz.. Mecliste konuşulanlar arasında hususi olanları sağda-solda satmayınız.. Nur Suresi 62 ayette belirtilen meclis adabına riayet ediniz.. Sohbet esnasında girdiğiniz mecliste bulduğunuz en münasip bir yere oturuveriniz.. Sohbetin akışını bozucu tavırlardan uzak durunuz ..Sohbetin akışını zedelemeyecekse girerken izin isteyiniz.. Eğer gösterilmişse, gösterilen yere oturunuz.. Bir mecliste gündemi iyice kavramadan söze girmeyiniz.. Meclise gelen ilim ve irfan sahibi, yaşlı ve hasta kişilere yer veriniz.. Bu bir feragat, dolayısıyla tasadduktur.. Meclisten izin istemeden kalkmayınız.. Her mecliste sohbete başlarken Kur'an'dan bir sure ve dua ile başlamayı, bitirirken de istiğfar ile bitirmeyi itiyad haline getiriniz.. Biliniz ki Nebi Aleyhisselam böyle yapardı ..Bu, meclisin manevi havasını etkileyecek, unutulan bir sünnet ise ihya edilmiş olacaktır.. Bu meyanda insanların ızdıraplarına ortak olunuz ..Hastaları ziyaret ve teselli ediniz ..İnsanlığımızın, İslamlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmayınız.. | |
10 Aralık 2009, 12:43 | Mesaj No:4 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Yürek avcısı olunuz ..İnsanlar zor zamanlarda yapılan iyilikleri unutmazlar.. Böylesi hassas zamanlan kollayınız ve gönüllerde kendinize yer ayırınız ..Yetimleri, öksüzleri, garipleri, dulları ve kimsesizleri görüp gözetiniz ..Unutmayınız ki her toplumda bu zümreler İslam'ın doğal müttefikidirler ..Ve yine unutmayınız ki içinde yaşadığımız toplumdaki mustaz'aflan korumak, inancımızın bize yüklediği bir görevdir.. İçinde yaşadığınız toplumda ezilen insanların sözcüsü ve gözcüsü olunuz ..Onları dinin değişmez değerleriyle motive ediniz ..Dertlerini dinleyip sofranızı onlarla paylaşınız ..Sürekli toplumun varlıklı kesimlerine hürmet etmek, yoksulla varsıl arasında saygı ve hürmette ayrıcalık yapmak, Allah'ın nefret ettiği tavırlardır ..Bunu "hizmet", "dâvâ" vs gibi bahanelerle dahi olsa yapmayınız ..Bunu yapmak "Yahudileşmek"tir.. Bu iğrenç davranıştan şeytandan kaçar gibi kaçınınız | |
14 Aralık 2009, 12:25 | Mesaj No:5 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Adil olunuz ..Adalet hükmün ve yönetmenin ruhudur.. Gerek nefsin, gerek dostun, gerek düşmanın hakkında hüküm verirken şiarınız "adalet" olsun.. Adil olma vasfını yitiren emniyet ve güvenilirliğini yitirmiştir.. Bunları yitiren ise sadece ismen "mü'min"dir.. Adil olmak hikmeti gerektirir.. Karşıtı zulümdür ..Zulüm bir şeyi yerinden etmektir.. Hikmetse bir şeyi yerine koymaktır, İnsanlar adaletsizliği, daha çok sevdiklerine ve kızdıklarına karşı yaparlar.. Sevdikleri zaman onun hatalarını görmez, göremez ve tabiatıyla düzeltemezler ..Kızdıkları zaman da o kimsenin iyi taraflarını görmezler, göremezler ve dolayısıyla örnek alamazlar.. Her ikisi de adaletsizliktir, dengesizliktir.. Gözü kör eden bir sevgi ya da nefret, sahibi için onmaz bir felakettir.. Kimliği ne olursa olsun mazlumu savunmayı hayatınızın en değişmez şiarları arasına yerleştiriniz ..Adalet tutkunuz, itidal düsturunuz, hakikat taassubunuz, zulüm düşmanınız, zalim hasmınız olsun.. İlle de zalim ve mazlum olmak gibi iki seçenekten birine zorlanmışsamz zalim olmayı değil mazlum olmayı seçiniz.. "Bizden" gerekçesiyle zalimi savunup zulmü onaylamayınız, isterse kardeşiniz olsun .."Onlardan" gerekçesiyle zulme duyarsız kalmayınız, isterse düşmanınız olsun.. Elinizin altındakilere karşı âdil olunuz ..Patronsanız adalet servetinizin temeli, rnalikseniz adalet mülkünüzün temeli, aile reisiyseniz adalet ailenizin temeli, imamsanız adalet cemaatinizin temelidir.. "Zalimse de mazlumsa da kardeşinize yardımcı olunuz".. Mazluma yardımcı olmak ona yapılan zulme engel olmaktır.. Zulmeden kardeşiniz ise ona nasıl yardımcı olursunuz?.. Elbette onun zulmüne engel olarak Bu, kardeşlik görevinizdir.. Zulme seyirci ve sessiz kalmak Peygamber diliyle "şeytan" olmaktır, hem de "dilsiz şeytan" ..Dilsiz şeytan olmaya rıza göstermeyiniz.. Unutmayınız ki zaruret halinde İslam haddi aşmadan içki içmeye de, domuz eti yemeye de ruhsat vermiştir.. Ama zaruret halinde zulme izin vermemiştir.. "Devletin bekası için" işkenceyi mazur gösterenler, Allah'ın gazabına uğrarlar.. Allah bir kutsi hadiste "Zulmü kendime bile haram ettim" buyurmaktadır | |
14 Aralık 2009, 12:26 | Mesaj No:6 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Kötü çevreden yılandan sakınır gibi sakınınız.. Unutmayınız ki kötü çevre, engerek yılanından daha beter zehirler.. İnsan hayatı her zaman sakin değildir.. Bazen bu denizde fırtınalar kopar ..Böylesi durumlarda size, sığınılacak bir liman olacak dostlar edininiz.. Öyle dostlar ki? düştüğünüzde kaldıracak, tökezlediğinizde tutacak ve hatta dizleriniz tutmaz olduğunda sırtına alacak.. Bireysel saldırıya bireysel savunma yapabilirsiniz ..Ancak toplumsal saldırıya karşı bireysel savunma işlemez ..Toplumsal savunma yapabilmek için karşı-toplum oluşturmak zorundasınız ..Caddelerin, yığınların ruhunuzun üzerindeki olumsuz etkisinden arınmak için, vizesiz, pasaportsuz kendinizi kaldırıp atacağınız gönül okyanusları tedarik ediniz.. Müslüman girdiği çevreye uyan değil, girdiği çevreyi inancına uydurandır ..Bu anlamda etken ve etkin insandır.. Eğer etken olabiliyorsanız, imanınız iktidarda demektir.. Kötülüğü yaşayarak öğrenmeye kalkmayınız.. Bu, ölümü denemeye benzer "Bir kez ölümü deneyeyim, eğer hoşuma gitmezse bir daha ölmem" diyemezsiniz ..Günah denenmez.. Herkes için kötü olan, sizin için de kötüdür Kötünün ve iyinin belirlenmesinde Allah'a itimadınız tam olsun ..Zaten iman da bu değil midir? Sadece insanî değil tabiî çevrenize de ihtimam gösteriniz.. Biliniz ki tabiatla aynı dine mensupsunuz.. Onlar şuursuz din kardeşlerinizdir ...Bir ağacı keserek kıyamına, gereksiz yere zararsız bir hayvanı telef ederek rükuuna, bir bardak suyu israf ederek secdesine engel olmayınız ..Doğal çevre Allah'ın size emanetidir, ona ihanet emeyiniz.. Dünyadaki tüm rezervler gerçek bir "rızık"tır.. Rızkınızı kesbetmek helal, israf etmek haramdır.. Irmak kıyısında abdest alırken dahi suyu israf etmemeyi öğütleyen bir din olan İslam'ın bu hassasiyetinin dünyevi hikmeti, tüm nüfusu yaklaşık 80 milyon olan 1400 yıl önceki dünyada bilinemezdi.. Bu hikmet günümüzde olanca çıplaklığıyla kendini göstermektedir ..Öyle ki, parasını ödeyerek dahi olsa, bir İstanbullu'nun israf ettiği bir kova su, bir başka ailenin hakkına tecavüz olabilmekte, dolayısıyla israfın haramlığının hikmeti hayatımızda tecelli etmektedir. | |
15 Aralık 2009, 12:20 | Mesaj No:7 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Bilmukabil kardeşcağazım.. ____________________ İradeli olunuz ..Biliniz ki nefsin, heva ve heveslerinin dizginidir.. irade İradesine sahip olamayanlar, heva ve heveslerinin kulu, arzu ve tutkularının esiri olurlar ..Tutkularınız bileğinize kelepçe, boynunuza zincir, ayağınıza prangadır.. Hiçbir şeyin tiryakisi olmamaya dikkat ediniz..Tüm tiryakilikler ve "koliklikler" birer tutkudur ..İradeyi zaafa uğratırlar.. Bazı şeyleri kullansanız dahi tiryakisi olmamaya özen gösteriniz ..Tiryakilik, kişiyi tiryakisi olduğu şey konusunda irade zaafiyetine götürür.. Tutkuya dönüşen her heva kısa zamanda "ilah"laşır ..Kur'an'ın "hevasını tanrı edineni görmedin mi?" buyurduğu gibi o da tutkusunu tanrı edinir.. Mütereddit ve şüpheci olmayınız ..Hele hele kişinin inandığı değerlerde tereddüt etmesi bir akide zaafıdır.. Kötü karar her zaman kararsızlıktan iyidir.. Bir iş yapmaya azmetmişsen "Allah de, gerisini bırak" Yine Kur'an'ın dediği gibi "Bir işe azmettinse Allah'a dayan ve yürü" "Allah kuluna yetmez mi?" Hz Ali'nin dediği gibi; "sen değil dağlar sallansın", sallandı da Çünkü vahiy gibi dağlan toz-duman eden bir ilahî sorumluluk insan olarak senin omuzlarındadır.. "Gevşemeyiniz, üzülmeyiniz ..Eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstünsünüz" ..Eğer doğru olduğundan eminseniz "bismillah" deyip yürüyünüz ..Arkanızdan kimlerin gelip-gelmediği önemli değil.. Hz İbn Mes'ud'un dediği gibi "cemaat, hak üzere olandır, isterse bir kişi olsun".. | |
15 Aralık 2009, 12:21 | Mesaj No:8 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Ahde vefa gösteriniz ..Kaça mâlolursa olsun verdiğiniz sözü bozmayınız, bozacağınız sözü vermeyiniz ..Ashabına karşı çok şefkatli olan Nebi'nin tavırlarını hatırlayınız ..Hudeybiye'yi ve Ebu Cendel'i hatırlayınız.. O, kendi aleyhine de olsa anlaşma maddelerinden birini teşkil eden bir ahdi orada uygulamış, içi kanaya kanaya sözünü yerine getirmişti ..Oysaki o söz, bir müşriğe verilmişti Kur'an'da mü'minlerin özellikleri anılırken Rabbimiz "onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler" buyurmaktadır.. İnsaflı olunuz, zira "insaf dinin yarısıdır".. Unutmayınız ki insaflı olmayana insaflı olunmaz, merhamet etmeyene de merhamet olunmaz.. İnsafı elden bırakanlar, mazlumken zalim konumuna düşebilirler ..Nebi'nin tavsiyesi gereği "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmak" istiyorsak, Rahman ve Rahim sıfatlan bizde de tecelli etmeli.. Kızdığınız zaman kendinize hakim olunuz.. Allah Rasulü'nün buyurduğu gibi: "hasmını yenen pehlivan, kızdığı zaman nefsine hakim olandır" Gazap ve sinir bastığı zaman bu iki ateşi abdest ve namazla söndürünüz ..Unutmayınız ki gazapda Allah'ın derecesine ulaşamazsınız, o halde Allah'ı kızdırmaktan korkunuz.. Onunla her alanda olduğu gibi gazap konusunda da ayaklaşılamayacağını aklınızdan çıkarmayınız | |
15 Aralık 2009, 12:22 | Mesaj No:9 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu Bir mü'minin size karşı yaptığı hatayı küçük, sizin başkalarına karşı yaptığınız hatayı büyük görünüz.. Başkalarının size yaptığı iyiliği büyük, sizin başkalarına yaptığınız iyiliği küçük görünüz ..Bu meziyettir.. Şeytanın dürbünü vardır ..Kardeşiniz size karşı bir hata yaparsa ya da siz başkalarına ikram yaparsanız, şeytan dürbününün büyülten tarafını gözünüze dayar.. Yok eğer kardeşiniz size bir iyilik yapmış ya da siz ona karşı bir hata yapmışsanız, bu kez şeytan dürbünü ters çevirip küçülten tarafını gözünüze dayar ki senin karşı tarafa yaptığın hatayı ya da karşı tarafın sana yaptığı ikramı küçük göstersin.. Şeytanın dürbününü aradan kaldırınız ..Olaylara en azından çıplak gözle bakmayı deneyiniz.. O zaman vardığınız sonuçların ve hükümlerin abartılı olduğunu hayretle göreceksiniz.. Faal olunuz.. Uyuşuk ve pısırık olmayınız.. İyi biliniz ki tarihi, kalabalıklar değil, her toplumun içinden çıkan faal ve çalışkan insanlar yazmaktadır ..Siz de insanlık tarihi içerisindeki rolünüzü Yaratıcınızın sizin için yazdığı senaryoya uygun olarak oynayınız.. Edilgen değil etken olunuz ..İslami olmayan ortamlarda etken olamıyorsanız hiç olmazsa yalıtkan olunuz.. Unutmayınız ki Müslüman, içine girdiği ortama uyan değil, ortamı kendi inancına uydurandır.. Allah için bir hizmet verileceği zaman ilk atılan gönüllü siz olunuz.. Ancak ödül dağıtılacağı zaman, hediye verileceği zaman ilk atılan siz olmayınız ..Rableri için çalışanlar, O'nun katında en güzel ödül ile ödüllendirileceklerinden emin olmalıdırlar.. | |
17 Aralık 2009, 16:54 | Mesaj No:10 |
RE: Tavsiyeler/Mustafa İslamoğlu İnfak edince azalacağını zannetmeyiniz.. Allah için verdiğinin şuurunda olan, Allah'ın karşılığını kat kat vereceğini de bilir.. Kur'an'da iman ve namazdan sonra infak zikredilir.. Kur'an infaktan o kadar çok söz eder ki, "vahiy insana Allah yoluna vermeyi öğretmek için gelmiştir" dense yeridir.. İnfak, kişinin Allah'ı kazancına ortak etmesidir.. Geliri artırmanın en kesin ve akıllı yolu Allah yolunda harcamaktır ..Allah yolunda harcamak, eksiltmek değil çoğaltmaktır; deneyebilirsiniz.. Bollukta da veriniz darlıkta da Hatta, işini bilenler, asıl muhtaç oldukları zaman infak ederler.. Vermek için zengin olmayı bekleyenler hiç veremeyecekler demektir ..Yokluk sırasında veremeyenler varlıkta hiç veremezler ..Hem, vermenin artırdığına inananlar en muhtaç oldukları zamanda verirler.. Bilir ve inanırlar ki, verdikleri kendilerine kat kat iade edilecektir | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Mustafa İslamoğlu/ Ne diyelim | Nebevi Sevda | Videolar/Slaytlar | 13 | 16 Ocak 2019 10:39 |
Mustafa İslamoğlu Külliyatı | enderhafızım | Kitaplar/Kütüphane | 7 | 08 Ocak 2019 15:08 |
Ölüm (Mustafa İslamoğlu) | Ehlibeyt | Videolar/Slaytlar | 4 | 12 Eylül 2017 22:35 |
Mustafa İslamoğlu Ankara'da | FECR | Duyurular/Öneriler/Şikayetler | 0 | 05 Mart 2014 15:45 |
Ey İnsan/Mustafa İSLAMOĞLU | Esma_Nur | Videolar/Slaytlar | 2 | 02 Temmuz 2013 13:09 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|