|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 19 Mart 2008 (20:43), Konuya Son Cevap : 12 Aralık 2024 (20:19). Konuya 76 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
05 Şubat 2018, 22:41 | Mesaj No:61 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 |
Bilemiyorum nilgün hocam nette buldum gulme krizine girdim sizinlede paylasmak istedim şahın 100 karisinin icinde en sewdiği bu imiş)))))
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
30Haziran 2018, 20:19 | Mesaj No:62 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
"Japonların altinal tamir sanatı, Kırılan vazolari altın tozu kullanarak güzelleştirme çabası. Bu geleneğin altında ise bir felsefe gizli. Bu felsefeye Göre,Bir esya yada bir insan hasara uğramış bir aci cekmis ise, bundan bir ders almis bir haritaya sahiptir artik.bu yüzden dolayi da artik daha önceki halinden cok daha güzel ve değerlidir. İste bu yüzden dolayida kırılmış eşyaları altinla tamir Edip eski halinden daha güzel hale getirmeye çalışıyorlar.
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
30Haziran 2018, 20:35 | Mesaj No:63 | |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Alıntı:
Biz de, ruh güzelliği yüzüne yansısın diye bekleriz))) İntihar edenlere felan hiç girmeyeyim...Ruh güzelliği o ruh .)))
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ | |
15 Temmuz 2018, 20:39 | Mesaj No:64 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
BÖCEKLERİN BİLE YEMEDİĞİNİ,İNSAN ÜZERİNE PARA VEREREK NASIL YER? Hiç kendi kendinize dediniz mi; -Pastaneden aldığım poğaça,böreği çok severim ama ne zaman yesem bir kaç saat sonra midem yanmaya başlar.. Pastane böreği yedikten sonra midesi yanmayan var mı? Vakti zamanında rahmetli hocamız Aidin Salih'e bir genç getirmişler, ağır gut hastası olup ayağının biri normalin iki katı büyüklüğündeymiş. Hikayesine gelince; bu genç çalışmak için Ağrı'dan İstanbul'a gelmiş ve bir poğaça imalathanesinde iş bulmuş. Çocuğa; -İşte sana yatacak yer, al sana şu kadar ücret, yemek mi? Aha sana poğaça, ye yiyebildiğin kadar.. demişler. O da yemeğe para vermemek için sabah akşam sadece poğaça yemiş.. Sadece 6 ay sonra ayağı o hale gelmiş, doktorlar yapabilecekleri birşey olmadığını ve "memleketine gitmesini" söylemişler. İyi ama neden? Cevap; -PASTACI YAĞI! Yani daha basit söylemle margarinin daha da kimyasallaştırılmış hali! Size burda marganinin ne olduğunu anlatmayacağım zira bu yağın plastikten bir molekul farkı olduğunu hepiniz biliyorsunuz.. Ve bu yüzden yapılan deneylerde hiçbir karınca asla margarine yaklaşmamıştır çünkü besin maddesi olarak görmemiştir.Ancak aynı deneydeki tereyağını ise tüketmişlerdir. Tereyağı masraflı gelince ve üreticiler bizim tüketim çılgınlığımıza yetişemeyince kendi işlerine geldiği gibi plastik molekullerine hidrojen ile katkı maddeleri enjekte ederek margarini buldular.. Tabi bunu tutturmak içinde; -Efendim tereyağı kalp tıkanıklığı,kolesterol vs yapar diye bizim doğal yağlarımızı kötülediler. Bakıyosun 80-90 yaşında köyde tereyağından başka birşey yememiş yaşlılarımız bizden iyiyken,bugün hastanelerde çocuklara radyasyonsuz anjiyo yapılır afişleri asılıyor.. Aman ne buyuk teknoloji! Adama derler ki; - 8-9 yaşında çocuğun ne işi var anjiyo ile,diyabet ile,kalp tıkanıklığı ile! Ben hemen söyleyim; -ANNE ÜŞENGEÇLİĞİ! Bana hakkınızı helal edin,kusurumada bakmayın ama toplumu düzeltmek istiyorsak önce kendimize özeleştiri yapabilmeliyiz. Evde doğal gıdalar hazırlamak varken siz bu cocukların her sabah beslenmesine pastaneden poğaça,simit,börek koyarsanız çocuğunuzun ileride çok sağlıklı olacağını mı sanıyorsunuz hanım kardeşim? Gidin birgün pastanelere o çok sevdiğiniz Kürt böreğinin yapımına bir bakın! Ben anlatayım; -Bir kat yufkayı serip yan tarafında bulunan kovaya elini daldırarak bir avuç yoğurttan farkı olmayan o iğrenç pastacı yağını alıp yufkanın üzerine yaydıktan sonra üzerine ikinci kat yufkayı sererek yine bir avuç yağ ile işlemi tekrarlayacak.. Sonra sizin saatlerce mideniz yanacak, hemen reflü ilaçları kullanacaksınız.Evladınız da bu kimyasalları bedenine depolayacak.. Sonra "ne oldu benim yavruma diye doktor doktor gezeceksiniz!" Sabahları poğaça, börek vs. yemeden önce vücudunuza neyi soktuğunuzu ve iç organlarınızı nelerle muhatap ettiğinizi bir düşünün! Tabi bu durumun benzeri pilav için de geçerlidir. Özellikle sokakta satılan pilavların nasıl o kadar lezzetli olduğunu ve evde yapılan pilavların neden o kadar güzel olamadığını düşünün. Cevap; -ÇİN TUZU! Yani,MSG (Mono Sodyum Glutamat) Bu kimyasal beyni öyle bir etkiliyor ki saman dahi yeseniz onu lezzetli olarak algılamanızı sağlayor. Ama bu Rabbimizin tertemiz yarattığı vücudumuz için zehir hükmündedir. Bu maddenin en yoğun olarak bulunduğu yiyecekler de o özel okullarda okutup, en iyi elbiseleri giydirip en son model telefonlar aldığınız çocuklarınızın bilgisayarda oyun oynarken paket paket yedikleri o cipsler, pringlesler,açmalar poğaçalar içinde bulunuyor. Ey anneler ve babalar! Evinizin parkesi,mobilyaları aman çizilmesin diye pür dikkat ederken,arabanızın motoru bozulmasın diye en iyi ve kaliteli yağı seçerken,sizin en kıymetli sermayeniz olan vücudunuza ve evlatlarınıza ithal ettiğiniz "öldürücü değil süründürücü" olan yavaş etkili zehirlerin uzun vadedeki sonuçlarını görmek için arada bir hastane koridorlarında dolaşın..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
23 Eylül 2018, 16:10 | Mesaj No:65 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
[emoji221][emoji221][emoji221][emoji221][emoji263][emoji263][emoji263] SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
23 Ocak 2019, 13:36 | Mesaj No:66 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 |
Bu fotoyu vara yoğa deprestona girenlere göstermek lazım acaba halaa depresyondayım sinir hastasıyım diyebileceklermi acaba [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
08 Eylül 2019, 00:10 | Mesaj No:67 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
“YÜN” NE BÜYÜK NİMETMİŞ MEĞER Koyun, deve, keçi tüyleri YÜN ismini alır. Hakiki yün koyun yünüdür. Koyun derken de dişi davar anlaşılır. Koç, yani erkek koyun yünü ile dişi arasında fark vardır. Dişi koyun yününde olan maddî ve mânevî hassalar diğer yünlerde yoktur. Koyunların üzerine güneş doğmaz. Namaz vakti uyanırlar. Koyun beslemek büyük mânevî bir uğurdur. Bereketdir… Rızkın bollaşmasını mucip olur. FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ 1) Koyun yünü sinyal ve radyasyon emicidir. Evimizde yoğun kullandığımız, cep telefonu, modem, kumanda gibi elektronik cihazların yaydığı radyasyonu emerek vücudumuza zarar vermesine mani olur yün. Bunun için bilhassa yorgan, yastık ve döşeğimizin koyun yününden olmasına itina göstermeliyiz. Çünkü uyuduğumuz zaman boyunca, cep telefonu ve internet cihazları devamlı sinyal alır verir ve radyasyon üretir. Vücudumuz ve bilhassa da beynimiz bu radyasyondan ciddi zarar görür. Eğer uyku setimiz koyun yününden yapılmış ürünlerden oluşuyorsa bu zarar en aza iner. 2) Koyun yünü dinlendiricidir ve rahat uyku sağlar. Koyun yününden yapılmış yorgan, yastık ve döşekle uyursanız, sabaha dinlenmiş olarak kalkarsınız. Çünkü koyun yünü, vücutta biriken statik negatif enerjiyi alır. Böylece bedenimizde oluşan yorgunluk ve rehavet üzerimizden kalkmış olur. Aslında gün boyunca koyun yününün dinlendirici etkisinden faydalanabiliriz. Bunun için evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda koyun yününden yapılmış minderler ve postları kullanabiliriz. Koltuğumuzun, kanepemizin üzerine sererek üstüne oturmamız son derece faydalı olacaktır. Bilhassa yerinde uzun süre oturanlar için bu çok faydalı olacaktır. Ofis çalışanları, işi masada olanlar, uzun yol şöförleri bu hususa dikkat etmeliler. 3) Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir. Soğuğu geçirmez. Koyun yününden yapılan ürünler yazın serin, kışın sıcak tutma hususiyetine sahiptir. Çoğumuz yazın sıcaktan dolayı üzerimize yorgan örtmeden uyumaya çalışır. Ancak yorganımız koyun yünündense rahatlıkla üzerimize örtüp uyuyabiliriz. Çünkü yün nefes alıp verme hususiyetine sahiptir. Isıyı tutmaz. 4) Koyun yünü; yağmuru ve suyu çekmez. Dolayısıyla kolay ıslanmaz, ama ortamdaki fazla nemi emer ve rutubet oranını tabii bir şekilde düzenler. 5) Yün yanmaz. Ateşe, aleve karşı dirençli ve dayanıklıdır. 6) Alerjik değildir ve alerjik ortamların oluşmasına fırsat vermez. 7) Koyun yünü uzun ömürlüdür. 😎 Yün terletmez, teri emer, ter yapmaz. 9) Ağrıları alır. Bir çok romatizma ağrılarına iyi gelir. 10) Bit, pire, karınca, akrep, yılan ve bir çok haşarat yüne yanaşamaz. 11) Yüne cinniler yanaşmazlar. 12) Yün elektriği ref eder. Yünden elektrik cereyanı geçmez, yalıtkandır. Çobanlar kepenek içinde yağmurdan, doludan, kardan, her türlü soğuktan müteessir olmadıkları gibi kepenek içinde iken yıldırım isabet etmez. 13) Birçok mikroplar ve hastalık mikropları yünden kaçarlar. Yalnız yün lifleri içinde “güve” mevcuttur. Dışarıdan gelme değildir. Güveyi yok etmek imkânsızdır. Faaliyete geçmemesi için bir petrol mahsulü olan NAFTALİN kullanmak lazımdır. Naftalin kokusunda faaliyet yapamazlar. Umumiyetle sıcak mevsimlerde faaliyete geçerler, soğukta faaliyetleri durur. Alıntıdır
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
15 Eylül 2019, 11:49 | Mesaj No:68 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Yeşil Kubbe Üzerinde Bulunan Minik Kubbe’nin Hikmeti ? Peygamber Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Efendimizin kabr-i saadetlerinin bulunduğu kısmın üzerine ilk kubbeyi Memlük Sultanı Kalavun yaptırmıştır. Emir büyük yerden gelince kubbe inşâsı için vira bismillah denilmiş. Lakin ferasetli ecdadımız, Nebiler Nebisi’nin kabr-i şerifinin üzerinde bu kubbeyi nasıl inşâ edeceklerini günlerce düşünmüşler. “Biz nasıl olur da Efendimiz s.a.s.’in üzerinde çalışabiliriz; bu çalışmamız Ona s.a.s. ve halifelerine karşı saygısızlık olur” diyerek, düşünmüş, düşünmüşlerdir. Nihayet aralarında anlaşarak, “madem bu kubbe illa ki inşâ edilecek, o zaman her bir inşaat malzemesinin adını değiştirerek kubbeyi inşâ edene dek, tek bir dünya kelamı konuşmamaya yemin edelim demişlerdir. Çivinin adı: Allah-u Ekber, çekicin adı: Sübhanallah, tahtanın adı: Sallallahu ala seyyidina Muhammed, çamurun, liflerin her birinin adını Allah’a ve Peygamberine ait övgü sözleri ile eşleştirmişlerdir. Bu ne güzel bir incelik, zarifliktir; Ya Rabbim! Hicrî 9. asrın sonlarına doğru ise Sultan Kayıtbay, yıpranan Kubbeyi inşâ ettirmek istemiş. Bu kez bir ferasetli düşünce de Kayıtbay Sultanımızdan gelmiş ve Peygamber Efendimiz s.a.v’in kabr-i şerifi ile sema arasındaki bağı kubbeyle kesmemek adına, kabr-i saadetlerinin üzerine minik bir kubbe daha yaptırmıştır. Bu kubbe oldukça büyük genişliktedir ve güvercinlerin girmemesi için çok ince bir telle kapatılmıştır. Bu açıklığın sayesinde Efendimiz s.a.v.’in kabr-i şerifine; kara gecenin yıldız ve dolunay ışığı, bereketiyle yağan yağmurun damlaları, kavurucu güneşin sıcaklığı ve hasretle esip savrulan rüzgârın esintileri ulasir. Şimdilerde ise sık sık Medine-i Münevvere’nin ikindi yağmurları Hücre-i Saadet’i şenlendirmektedir. Beyaz mermerler üzerinde ayaklarınızın yanıp, başınızın ıslanabilmesi duası ile… Alıntı
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
16 Eylül 2019, 14:59 | Mesaj No:69 | |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Alıntı:
Nerde kaldi yün kullanıcıları artik Kafayı koyar koymaz başlıyoruz hapşırmaya. Eskiden yaz gelince yün seronomisi başlar.Güneşi gorur gormez Yıkama, asma, havalandırma işlemleri yapardık. Yorgan dan fırlayan kıllar agzimiza burnumuza girerdi. Kafamiza kadar orterdik ) Evler sobaliydi.iklim sertti. Hayatımızı kolaylıklar aldı. Kaloriferli evlerle beraber,Hafifligine,kolay temizlenmesine vurulduk elyaflari soktuk devreye. Yünle başımız hoş değil. Eskisi gibi ne havalandirmaya alanlar var nede günlük güneşlik hava (Karadeniz). Kullnamazsan bile havalandırmak zorundasın.Guveleniyor.Indir kaldir tutmayan bellere kollara eziyet..Pamuğu bastaci ettik..Birde yünü de işleyip kullanım alanımıza sokuyirlar oda iyi bişey.) Hiç unutmam;"Sakaryadayiz, Erzurumlu yeni taşınan bir komşu, gördüğü güneşe aldanip; yunleri yıkadı ,iplere özenle asti...Arkasindan sis,nem yagmur..Sakarya nemli yağışlı bir bölge.Erzurum havasi gibi kuru..Soğuğu sertte olsa nem yok...Bir hafta perişan oldu kadin. Çuvallara koyup bekletti. En son canından bezip eşine; "Bele bah herif ya hepsini kibrit çakip yakirsen, yada memlekete anana cötirirsen"
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ | |
30 Eylül 2019, 21:00 | Mesaj No:70 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Kıbrıs harekatında şehit olan Yzb. Cengiz Topel’in nasıl şehit olduğunu bileniniz var mı? Uçağı arızalanınca paraşütle atlayan Topel Rumların kontrolündeki bölgeye iner. Rumlar barış gücü askerlerinin gözü önünde onu esir aldıktan sonra Lefkoşa’ya götürürler. TÜRKIYE Lefkoşa Birleşmiş milletler aracılığıyla Yüzbaşının serbest bırakılması istenir. Rumlar Yüzbaşı Cengiz Topel’in hayatta olduğunu ve sorgulandığını bildirirler. Fakat beş gün sonra cesedini Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri vasıtasıyla TÜRK yetkililere gönderirler. Ceset üzerinde işkence gördüğü anlaşılır. Rumlar Cenevre Sözleşmesi’ni hiçe saymışlar, genç Yüzbaşıyı korkunç işkencelere tâbi tutarak öldürmüşlerdir. Cesedi inceleyen Eşref Düşenkalkar’ın ifadesi gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Eşref Düşenkalkar derki Türk doktorların ve Birleşmiş Milletler askerlerinin huzurunda Topel’in cesedini dikkatle incelediğimde, sol gözünün Rumlar tarafından tahrip edilmiş ve her iki kolunun pazusunun matkapla delinmiş olduğunu gördüm. Edep yerleri ezilmiş, kafatasının sol tarafına bir beton çivisi çakılmıştı. Sol ayağı da kırılmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi, boğazından göbeğine kadar göğsü yarılmış ve çuval diker gibi yeniden dikilmişti. İç organlarını çalmışlardı, akciğeri ve kalbi noksandı der... Evet birçoğumuz Cengiz Topel ismini duymuşuzdur fakat nerede ne şekilde şehit edildiğini çoğumuz bilmiyoruz RUHU ŞAD MEKANI CENNET OLSUN. UNUTMA UNUTTURMA
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 8 Kişi okuyor. (0 Üye ve 8 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Medineweb Üyeleri Yaşlanırsa :))) | Medineweb | Komik Paylaşımlar | 153 | 21 Ağustos 2024 17:26 |
WhatsApp'ı severlere ;Bunları biliyor musunuz? | AlimOğlu | Bunları Biliyor muydunuz? | 13 | 15 Mayıs 2021 13:29 |
Bunları biliyor muydunuz? | H.A.Y.A.T. | Bunları Biliyor muydunuz? | 2 | 26 Eylül 2018 21:00 |
Medineweb üyeleri umre yolcusu :)) | Medineweb | Forum Oyunları | 31 | 22 Şubat 2017 22:04 |
Dünyanın en pahalı etini yediğimizi biliyor muydunuz? | YASEMİN ATAMAN | Serbest Kürsü | 0 | 06 Kasım 2011 02:06 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|