|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AlimOğlu,Açılış Tarihi: 29 Mart 2016 (02:28), Konuya Son Cevap : 19 Eylül 2021 (22:06). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
29 Mart 2016, 02:28 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuğunuzun mutlaka arkadaşları olmalı. çocuğunuzun mutlaka arkadaşları olmalı. ÇOCUĞUNUZUN MUTLAKA ARKADAŞLARI OLMALI. Arkadaş ilişkileri çocuğun evinde karşılanamayan en önemli gereksinimlerinden biridir. Arkadaş edinmek ve ilişkiyi sürdürmek belli bir olgunluk ister. Bu bakımdan bir kimsenin ruhsal olgunluğunu kurduğu arkadaşlıklara bakarak anlayabiliriz. Hiç arkadaşı olmayan bir kimsenin önemli ruhsal sorunları olduğunu duraksamadan söyleyebiliriz. Gerçekten çocukluğun en ağır ruhsal bozukluğu olan içe kapanıklık hastalığında, en belirgin özellik yaşıtlarına karışmamak, arkadaşlık edememektir. Kimi ana-baba çocuğun yaşıtlarıyla oynamasını bilerek engeller. Çocuğuna hem ana-baba hem de arkadaş olabileceğini sanır. Çocuğuyla yer, içer, oynar, onu gezdirir. Ama yaşıtlarıyla ilişkisini ya açıktan yada dolaylı olarak kısıtlar. Çeşitli oyuncaklar alınır, evde oyalamak için aşırı çaba harcanır. Çocuk yaşıtlarının oyununu camdan izler. Bir süre sonra, örneğin okul çağında, istese de başlayacağını bilemez. Evde oturmayı yeğler. Bir çocuğun hiç arkadaşı yoksa ve kendini Özellikle yalnız ve sosyal açıdan yetersiz hissediyorsa, kaygı duyulacak bir durum söz konusudur. Çocuğunuz arkadaşsız kalmışsa ve bundan olayı acı çekiyorsa, olabildiğince çabuk müdahalede bulunmalısınız. Arkadaşlık çocuğa toplumsal yaşamında gerekli olan uyumlu ilişkileri ve işbirliğini öğrettiği gibi, ezmeden ve ezilmeden yarışma yeteneği de kazandırır. Önder olma, yönetme, belli bir amaca yönelik takım çalışmasına katılabilme, sorumluluk alabilme gibi evde kazanılması mümkün olmayacak yetenekler arkadaşlık ilişkileriyle kazanılabilir. Arkadaş ilişkileri çocuğa kendi kendini gerçekçi olarak değerlendirme olanağı verir. Başkalarına bakarak kendini tartar. Beğendiği ve beğenmediği özellikler biçimlenir. Arkadaşlarıyla ortak yanlarını ve ayrıldığı yönleri görür, insanlarda beğenmediği özellikleri hoş görüyle karşılamaya alışır. Arkadaş ilişkilerini sürdürmek bencilliğin yenilmesine bağlıdır. Karşılıklı alıp verme ve özveriyi gerektirir. Çocuklarımızın okul yada çevreden edindiği arkadaşlarına saygı gösterilmelidir. Değilse, bizlerden gizli olarak, dilemediğimiz kimselerle ve dilemediğimiz yerlerde, hoş göremeyeceğimiz arkadaşlık biçimi geliştirebilirler. Ne kadar isteseniz de, çocuğunuzun sınıftaki başka bir çocukla oyun oynamasını kesinlikle yasaklamayın; çünkü böyle bir yaklaşım ulaşmak istediğinizin tam tersi bir sonuç doğurabilir. Çocuğunuza karşı dürüst olun. Beğenmediğiniz arkadaşı hakkındaki kaygılarınız anlatarak, başka bir çocukla oyun oynamasının neden daha iyi olacağını açıklayın. Ana-baba ocağında iyi eğitilmiş bir çocuğun kötü arkadaşlara uymasından korkmamalıdır. Bir bakıma arkadaşsızlık, kötü arkadaşları olmasından daha sakıncalıdır. Çocuk arkadaşlarının yoluna gidiyor, onlara körü-körüne uyuyorsa önce evde edindiği eğitimde bir eksiklik aramak daha doğru olur. Her çocuk deneye deneye birazda kendi eğilimine uygun arkadaşlar bulur. O zaman ne yapmalıyız? Çocuğunuzu bir arkadaşlıktan vazgeçirmenin yollarından biri de, onun daha iyi başka bir arkadaşlık kurmasını teşvik etmektir. Alternatifini koymadan yasak getirmemelisiniz. Çünkü yapılmasını doğru bulmadığımız şeyleri kesin bir dille menetmek çözüm değildir. Niçin yapılmaması gerektiğini ona mantıki ve hissi delillerle izah etmeliyiz. Yoksa insanlar men edildikleri şeylere karsı daha fazla isteklidirler, insanları yanlışlarından vazgeçirmek için, onlara daha iyi bir alternatif sunmak lazım. BİR HİKAYE Fakir bir kız çocuğu, yere atılmış bir şekeri görür. Hemen alıp ağzına götürürken oradan geçen birisi durumu görür, koşar “at onu yere, pistir hasta olacaksın!” derse de çocuk şekere daha fazla sarılır. Adam bir anda ne yapması gerektiğini anlar.Hemen orada bulunan bir şekerci dükkanına dalar, bir çikolata alarak kıza uzatır ve “al bunu ye, at o şekeri yere” der. Çocuk hiç duraklamadan şekeri fırlatır ve çikolatayı alır, adama sevinç dolu gözlerle bakar. Çocuğun arkadaşlık ilişkileri ana-babanın denetimi dışında tutulmalıdır demek de doğru olmaz. Ne var ki, oyun gibi arkadaşlık da çocuğun ev dışındaki özgürlüğünün bir ürünüdür. Çocukların arkadaşlığa verdikleri önem çok büyüktür. Arkadaşlarca aranıp benimsenmek çoğu kez büyüklerce beğenilmek veya derslerde başarılı olmaktan önde tutulur. Gerçekten çocuklar arasına da yürütülen araştırmalarda en beğenilen, en çok oy toplayan arkadaşların, en uyumlu çocuklar olduğu ortaya çıkıyor. En beğenilenler; canlı, dışa dönük,atılgan, bağımsız, neşeli ve iyi huylu çocuklardır. Bu çocuklar zeka ve başarı yönünden ortalamanın üstünde olmakla birlikte en zeki ve en yetenekliler arasında değildirler. övüngen, üstünlük taslayan, gürültücü, mızıkçı ve saldırgan olanların en az beğenilen arkadaşlar olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı? |
Konu Sahibi AlimOğlu 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İngiliz karbonatının faydaları ve zararları... | Sağlık | AlimOğlu | 0 | 2098 | 02 Ekim 2017 12:12 |
Sivrisibek ısırıkları için pratik... | Bilgi Dağarcığı | AlimOğlu | 0 | 1484 | 17 Eylül 2017 14:37 |
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 2.... | Genel Arapça | AlimOğlu | 12 | 4893 | 11 Eylül 2017 10:16 |
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 1.... | Genel Arapça | Mihrinaz | 15 | 5594 | 11 Eylül 2017 09:54 |
Hacamat Yapacaklar Dikkat!! MEDİNEWEB | Tıbbı Nebevî | AlimOğlu | 0 | 1286 | 19 Ağustos 2017 23:30 |
29 Mart 2016, 02:29 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuğunuzu kimseyle kıyaslamayın ÇOCUĞUNUZU KİMSEYLE KIYASLAMAYIN Çocuklarımızı en çok kızdıran davranışların başında "onları başkalarıyla kıyaslamak geliyor." Hiç unutmuyorum Anne-babaları hakkında çocuklarla sohbet ediyorduk, yani onları çekiştiriyorduk! Bir öncem kalktı ve şunu söyledi; "Hocam onları çok seviyorum ama, ah şu kıyaslamaları yok mu çıldırtıyor insanı..." Anne-babalar her çocuğun kendine özgü niteliklerle donanmış ayrı bir birey ve keşfedilmeyi bekleyen ayrı bir dünya olduğunu düşünerek diğer çocuklarla ve kardeşleriyle kıyaslama yoluna gitmemelidir. Kıyaslamalar kıskançlık yaratır. “Senden temiz giyindiği için Kardeşini daha çok seviyorum” ya da “onun notları seninkinden daha iyi” gibi kıyaslamalar, çocukta kıskançlık oluşturur. Kıyaslama yerine çocuktan istediğimiz davranışların neler olduğunu ona duyurmak ya da sezdirmekle yetinmeliyiz. Kardeşler arası geçimsizlik olduğunda taraflı davranılmamalıdır. Özellikle kız-erkek, büyük-küçük ayırımı yapılmamalıdır. |
29 Mart 2016, 02:29 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | Kardeş kıskançlığı KARDEŞ KISKANÇLIĞI Çocuklarda ilk kıskançlık ikinci çocuğun doğumuyla başlar. O güne kadar evin sultanı olan bebek ikinci dereceye düşer ve bu durum onu kızdırmaya başlar. Çocuk kardeşine saldırgan davranışlar ( vurma, ısırma gibi) şeklinde yada tam tersi aşırı sevgi şeklinde kendini gösterebilir. Tekrar ilgiyi kazanmak için gerileme davranışları (alt ıslatma, tırnak ısırma, parmak emme gibi) gösterebilir. Bunları az da olsa önleyebilmek için; 1- Daha yeni birey dogmadan büyük kardeş bu yeni kardeşine karsı sevgi dolu hislerle hazırlanmalıdır. 2- Bebeğin beslenmesi, temizlenmesiyle ilgili küçük sorumluluklar vermek 3- Bizim yardımımız olmadan bebeğin yaşayamayacağını, hiçbir şey yapamayacağını sezdirmek ve onunda yardımını sağlamak en iyi yollardan biridir. Böylece çocuk kendisinin ağabey yada abla olduğunu öğrenecek, ev içindeki birinciliği sürdürmek için bebeği hoş tutacak, ona iyi davranacak ve görüp gözetecektir. 4- Onun yanında yeni doğan bebeği coşkulu bir şekilde sevmemek. 5- Ayrıca ikisine de eş değer giysiler alınmalıdır. Çocuğun kardeşi olması onun geçmesi gereken önemli bir deneyimdir. Çocuk bu sayede sosyalleşme, paylaşma gibi önemli kişilik özelliklerini kazanır. Küçük kardeş olayından 5 yaşından küçük çocuklar daha fazla etkilenmektedir. |
29 Mart 2016, 02:30 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | Giyim ve harçlık... GİYİM VE HARÇLIK... Çocuklarımızın giyim ve harçlığı, arkadaşlarının derecesinden aşağıya düşmemeli, yukarıda çıkmamalıdır. Eğer daha düşük olursa; arkadaşlarını yanında ezilir ve onların arasına karışamaz kendine güvenerek hareket edemez. Ayrıca hırsızlık gibi istenmeyen yollara başvurmaya kalkabilir. Eğer daha yüksek olursa; arkadaşlarına bu durumuyla caka satabilir. Onlara kendisinden daha düşük seviyede olan insanlar şeklinde davranabilir. Bu durumda arkadaşlarını ona karşı cephe almalarına ve onu dışlamalarına sebep olabilir. Ayrıca gereksiniminden daha fazla bir miktarda harçlık alan çocuk, gereksinimlerini karşıladıktan sonra elinde kalan bu parayı başarılı bir şekilde kullanamaz. Var olan kalem ve silgilerinin yanına yenilerini ekler. İsraf ve doyumsuzluk böylelikle başlar. Bu sebeple çoğunlukla ekonomik koşullar, iyi olan ailelerde anne-babalar, çok para vererek çocuklarının mutluluğu yerine, mutsuzluğuna ve doyumsuzluğuna sebep olmaktadırlar. ilköğretim birinci sınıfından hırsızlık yapan bir öğrencimiz öğretmen, tarafından bize getirildi. Çocukla konuştuğum zaman ailenin verdiği parayı onun az bulduğunu anladım. Bu çocuğumuzun anne-babası, bir birinden ayrıydı Çocuk annenin yanında kalıyordu. Anneyi çağırdım ve onunla harçlık konusunu görüştük. Anne bana dedi ki; "Hocam eskiden aşır, derecede zengindik ve çocuğu babası, ben ve dayısı çok para harcamaya alıştırmıştık. işlerimiz bozuldu şu anda eski halimize göre durumumuz oldukça kötü. Ben, kesseniz günde 250 bin liradan daha fazla çocuğuma verebilmem mümkün değil." " 250 bin liranın onun yaşındaki bir çocuk için zaten yeteri, olduğunu söyledim. Şunu da ekledim "Ama maalesef oğlunuz için yeterli değil." Şimdi düşünüyorum! Acaba hırsızlık yapan çocuğumuz mu suçlu, yoksa onu doyumsuzluğa alıştırmış ailemiz mi diye? ilkokulun ilk sınıflarındaki çocuklara cep harçlığının "günlük" verilmesi daha uygundur. Bu paranın hangi ihtiyaçlar için verildiğinin de çocuğa izah edilmesi gerekir. Büyüdükçe gün aşırı yada iki gün aşırı verilmeye başlanmalı daha sonra haftalık verilmelidir. On beş gün yada aylık olmaz çünkü bu süre çocuk için çok uzun olur. Harçlık verirken; a) Kardeşler arasındaki denge ve istikrar korunmalı, Çocuğa her istediğinde harçlık verilmemeli, Harçlığın iyi kullanılması yolunda çocuğa yardımcı olunmalıdır. Onunla birlikte, bu parayla yapmak isteyebileceklerini düşünün. Ona gerekirse öneriler sunun, ama talimatlar vermeyin. Ve özellikle kendi fikrinizi ona zorla yaptırmaya çalışmayın. Size göre tamamen garip bir şey almayı mı hayal ediyor? Kesinlikle müdahale edilmemelidir. d) Cep harçlığı bir ceza olarak kesinlikle kesilmemelidir. e) Bütün çocuklara aynı miktar vermeyin. Yaşa göre bir artışa itaat edin. f) Cep harçlığını, okuldaki başarıları ya da evdeki yardımları ile hiçbir zaman bağdaştırmayın. |
18 Eylül 2021, 23:52 | Mesaj No:5 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
Pandemide eve hapsolan, okul değiştiren çocuk ve gençler zorlu bir süreçten geçtiler. Karmakarışık duygularla unuttukları arkadaş edinme, sosyalleşme becerilerini yeniden kazanmaya çalışıyorlar. "Arkadaş ilişkileri çocuğa kendi kendini gerçekçi olarak değerlendirme olanağı verir. Başkalarına bakarak kendini tartar. Beğendiği ve beğenmediği özellikler biçimlenir. Arkadaşlarıyla ortak yanlarını ve ayrıldığı yönleri görür, insanlarda beğenmediği özellikleri hoş görüyle karşılamaya alışır. Arkadaş ilişkilerini sürdürmek bencilliğin yenilmesine bağlıdır. Karşılıklı alıp verme ve özveriyi gerektirir." Kesinlikle doğru. Okullar açılınca 10.sıniftaki kızım diğer çocuklar gibi, sadece watsap gurubundan tanıdığı sınıf arkadaşlarıyla yüzyüze tanıştı. bir haftalık süreçte kendisiyle taban tabana zıt arkadaşlar edindi. Ses etmedik, sorduk ama müdahale etmedik. Tanı- sosyalleş bakalım dedik. Sonrasında oturdu bir değerlendirme yaptı. Bu arkadaslarla fikirlerimiz, yaşam tarzlarimız, zevklerimiz ne kadar uyuyor, beni nereye götürür bu lay lay lom haller " deyip kendini tarttı. Aldigi kararları netlikle uygulayabildi. "O ne der, bu nasıl anlar, beni eziklerler, içine almazlar, onlar gibi davranmaliyim" psikolojisini ikinci hafta attı üzerinden. Onları olduğu gibi kabul edip, kendi odağına yöneldi. Arkadaş çevresinden onay ihtiyacı hissetmeden, kabul veya red endişesi taşımaması "ortak yön ve ayrıştığı yerleri" saglikli yapabilmesi çok önemliydi. Tam tersi bir durum olsaydı, yani anne baba olarak biz baştan müdahil olup, onunla gezme, bununla konuşma, hangi arkadaş vs deseydik ergenimle ciddi çatışmalara girebilirdik. Süreç daha uzun olabilirdi. Çocuklara bizden arkadaş olmuyor herkes kendi yaşıtını arıyor. Bırakın arkadaşları olsun. Kendisi bulsun. Siz sessiz ama bizde varız, zaten hep vardım tavrınizla, takipte kalın.)
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
19 Eylül 2021, 22:06 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 |
Çocukla arkadş falan olunmuyor! Yanlışları yapa yapa doğruları öğrendik Şu hayatta herkesin yeri ayrıdır ana babanın yeri ayrı krdeş ayrı arkadş ayrı dost ayrı komşu ayrı hepsini yerleşrdiğimiz yer ayrıdır gönülde ince bir. Çizgi var onu bellirleyip korumak çok önemli..çocuğunl arkadş gibi olayım dersen hadsizlikler başlar.. Herks yerini bilsin tercihim bu yöndedir
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Senin mutlaka gece hayatın olmalı.. | MusabBinumeyr | Muhtelif Konular | 2 | 16 Nisan 2024 22:59 |
Çocukların hayali arkadaşları olması bir rahatsızlık mı? | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 12Haziran 2014 00:29 |
Onların Kız/Erkek Arkadaşları Yoktu. | muallime | Videolar/Slaytlar | 0 | 06 Mart 2014 10:21 |
Ashab-ı Kehf (Mağara Arkadaşları) - Türkçe Dublaj | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 0 | 26 Kasım 2012 12:59 |
Çocuğunuzun Resmini İnternete Koymayın | bilinmez | Bilgi Dağarcığı | 2 | 18 Kasım 2012 15:25 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|