|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AlimOğlu,Açılış Tarihi: 29 Mart 2016 (02:34), Konuya Son Cevap : 29 Mart 2016 (02:36). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
29 Mart 2016, 02:34 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuğun yalancılığını nasıl önlersiniz? çocuğun yalancılığını nasıl önlersiniz? Çocuklar çevrelerini gözlemlerler sonra da gördüklerini taklit ederler. Eğer çocuğunuz yalan söylüyorsa mutlaka çevresinde yalan söyleyen kimseler vardır. Ya okuldaki arkadaşları, ya abileri, ya da siz ... Kendisi bol bol uyduran bir çocuk bile, anne-babasının yalanlarına çok duyarlıdır. Aldatılmayı kolay bağışlamazlar, örneğin, "Doktora gidiyoruz" diye gezmeye çıkan anne-babasından hesap sorarlar. Bunun için çocuğunuzun yanında konuştuklarınıza dikkat edin "daha çocuktur ne olacak, ne anlayacak" demeyin Hikaye Ali'nin babası yalanı hiç sevmez. Ve "Bizim evde en sevilmeyen şey yalandır." der hiç durmadan. Hatta kaç kez Ali'ye kızmıştır yalan söylediğini tespit ettiğinde. Yalanına her şahit olusunda "Bu çocuk nereden öğreniyor yalan söylemeyi hanım" diye kızgın-kızgın homurdanır. Bir gün telefon gelir babanın görüşmek istemediği birisinden. Telefona Ali bakmaktadır. Baba uzaktan Ali'ye el işaretiyle "Yok de, henüz gelmediğimi söyle" demektedir. Ali böyle söyler. 6erçeği söylemenin başına iş açtığını, görmek, çocuğu yalana yöneltir. Yalan kendini savunmanın en kolay aracı olup çıkar. Kişiler yalana kendilerini savunmak ve korumak için bas vururlar. Çocuk üzerinde kurulan baskı, yalan söylemesine yol açar. Bunun için çocuğun kendini olduğu gibi ifade edebilmesi yani onun istek ve dileklerine kulak verilmesi çok önemlidir. Kişilik gelişimi adına da zaten böyle yapılması gerekmektedir. Çünkü çocuk üzerinde aşırıya giden otorite kurma ve katı kontrol, onu çekingen, soğuk ve korkak olmaya sevk eder. Bundan dolayı düşüncelerini ifade edemez ve anlaşılmaz hale gelir. Kaygılı ve tutarsız davranışlar sergiler. Çevresiyle uyumlu bir iletişim sağlayamaz. Neticede kendi dünyasına kapanır ve kendini toplumdan soyutlama yoluna gider. Yalana ailesinin bilmeden nasıl zorladığını gösterme adına bir öğrencimle aramızda geçen diyalogumuzu bura veriyorum; Sekizinci sınıfa giden her türlü derdini ve sıkıntısını çok rahat bana açan bir öğrencim vardı. Ona; "Ne kadar rahatsın sen hiç kimseye yalan söylemiyorsundur" dedim. Öğrencim acı bir tebessümle bana şunu anlattı; "Annem ben küçükken bir çam eşya kırdığımda, beni yanına çağırır ve bağıra bağıra; "Doğru söyle kızım, bak ben sana doğru söyleyince kızıyor, cezalandırıyor muyum?" diyordu. Sonra da doğruyu söyleyince "Bağırıp, çağırmaya başlıyordu. " Hocam ben şu anda onlara hiçi bir sırrımı söylemiyorum." Buna çok üzüldüğümü ifade ettikten sonra "Onlara yalan söylüyor musun? " diye sordum. Bana dedi ki; "başkasına olmasa da onlara yalan söylüyorum. Çünkü doğru söylesem de benimle tartışacaklarını biliyorum. Çocuk sık-sık yalana baş vuruyorsa durup düşünmek gerekir. Bu durumda, çeşitli nedenlere bağlı olarak, anne-baba ile çocuk arasındaki güven sarsılmış demektir. Ya çocuk anne-babasının beklentilerini karşılamakta güçlük çekiyor ya da ceza korkusuyla yalana sığmıyordur. Örneğin okul başarısızlığının bağışlanmadığı bir evde çocuk kırıklı karnesini yitirdiğini söylüyor ya da babasının imzasını atıyorsa, ilişkiler çok gergin demektir. |
Konu Sahibi AlimOğlu 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İngiliz karbonatının faydaları ve zararları... | Sağlık | AlimOğlu | 0 | 2098 | 02 Ekim 2017 12:12 |
Sivrisibek ısırıkları için pratik... | Bilgi Dağarcığı | AlimOğlu | 0 | 1484 | 17 Eylül 2017 14:37 |
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 2.... | Genel Arapça | AlimOğlu | 12 | 4893 | 11 Eylül 2017 10:16 |
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 1.... | Genel Arapça | Mihrinaz | 15 | 5594 | 11 Eylül 2017 09:54 |
Hacamat Yapacaklar Dikkat!! MEDİNEWEB | Tıbbı Nebevî | AlimOğlu | 0 | 1286 | 19 Ağustos 2017 23:30 |
29 Mart 2016, 02:34 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | Eşyalarına sahip çıkmasını nasıl sağlarsınız? EŞYALARINA SAHİP ÇIKMASINI NASIL SAĞLARSINIZ? Bunu öğretmenin en iyi yolu, çocuğun kendisine ait eşyaları olmasını sağlamak ve yeterince büyüyünce kendisine harçlık vermektir. Çocuğun ayrı odası ve eşyalarını koyabileceği çekmecelerinin olması da tercih edilecek bir durumdur. Çocuk ailesinin diğer bireylerine ait olan şeyleri alma girişiminde bulunduğu zaman, kendisine bunların kime ait olduğu hatırlatılmalıdır. Çocuk da bunları ancak izin verildiği takdirde ödünç alabileceğini öğrenmelidir. Böylece çocuk, başkalarının mülkiyet hakkına saygılı olmayı öğrenecektir. Ayrıca anne-babaların da iyi örnek olmak için başkalarına ait şeyleri izinsiz almamaları gerekir. Ayrıca siz çocuğa bir şey verdiniz mi artık o onundur, sizin değil. Oyuncak, giyim eşyası, yer, para gibi ona ne vermişseniz onun şahsi kontrolünde kalmalıdır. O gömleğini yırtabilir, yatağını bozabilir, itfaiye arabasını dağıtır; bu durum sizi ilgilendirmez. Size bir bayram hediyesi getirse, sonra size, onun istediği şekilde kullanmadığınızdan dolayı kızsa ve ceza vermeye kalksa ne yaparsınız? Ya bu hediyeyi geriverir yada fırlatır atarsınız değil mi? Onun için siz de bu durumu göz önüne alarak hareket etmelisiniz. Mülkiyet anlayışının onda yerleşmesi adına bu durum çok önemlidir ÇOCUĞA SAY6I GÖSTERİLMELİDİR. "Çocuklara verdikleri sözü tutmayan , evde yada toplulukta birbirine bağıran, birbirine karşı saygısızca ve küçümseyici tavırlarla davranan anne-babalar çocuklarının kendilerini duymakta olduğu saygıyı ortadan kaldırır, yıkarlar. Bu olunca da disiplin ve itaat ortadan kalkar." Zig Ziglar Ailede, çevrede ve okulda çocuğa saygı gösterilmiyorsa, çocuk kendine saygı duyamıyorsa; çocuk bu gereksinimi gidermek için başka bir yol arayacaktır, örneğin; Bir çete içine katılabilir, yada kendini futbola verebilir. Böylece kendine saygı gösteren başka bir grup bulur, arkadaş edinir. Bulduğu insanlar ona saygı gösterseler ve onun önemli birisi olduğunu ona hissettirseler bile onu kötü yola sevk ettirmeyeceklerini kim söyleyebilir? O zaman bizler çocuklarımıza gereken saygıyı ve değeri onlara verelim ki; başkalarında bunları aramasınlar ve hayatlarında dönülmesi zor hataların içine sürüklenmesinler. Saygı kazandırmak için; • Kibarlık kuralları doğuştan değildir, zamanla öğrenilir. Bunları sürekli tekrarlamak gerekir. • Sabahları çocuğunuza düzenli olarak "merhaba, günaydın" demeye dikkat edin. Size yardım ettiğinde ona "teşekkür" edin. • Ev içinde anne-baba olarak birbirinize karşı saygılı olun. Asla onun önünde birbirinizi aşağılamayın, birbirinize bağırmayın. Sizin bir birinize karşı saygısızlığınız Onun size saygısızca davranmasına yol açar. • Ona bir şey öğretirken sevgi dolu ve kibarca davranmalısınız. Eğer baskı yöntemi uygularsanız; onu sınırlamış, saldırgan ve düşmanca hareket etmeye zorlamış olursunuz. Ve bu durum onu düzenli itiraza yönlendirecektir. Ne kadar anlayışlı ve uyanık olursanız, o derece istenilen sonuçları elde edersiniz. |
29 Mart 2016, 02:35 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuğunuza kendine 6üven ve sorumluluk bilinci kazandırmalısınız ÇOCUĞUNUZA KENDİNE 6ÜVEN VE SORUMLULUK BİLİNCİ KAZANDIRMALISINIZ Anne-babanın çocuğa karsı davranış şekilleri, çocuğun gelişimi açısından büyük önem taşır. «Anneler çocuklarına çok düşkündür ve bir çok konuda Ona kıyamazlar. Hatta bazıları aşırı derecede çocuklarıyla ilgilenirler. Bu durum da "hiç ilgilenmemek" kadar sıkındı doğurur. Çocuğun üzerine o kadar çok düşerler ki; farkında olmadan Onun "yasına uygun gelişiminin" önüne geçmiş olurlar. Çünkü çocuklar bu derece kendisinin yerine bazı şeyleri düşünen ve yapan anne babalar veya başka birisi olduğundan kendileri kabiliyet ve becerilerini kullanmaya gerek duymazlar . Çünkü bu durum onlar için daha kolay olmaktadır. Çocuğun yasına uygun olarak kendi basma yemek yemesinden tutun , giyinmesi , okul dersleri , ev içerisindeki etkinlikleri gibi bir çok konuda anne babalar onların yasma uygun yapabilecekleri noktalarda gereksiz yere devreye girerek çocuğun hem psikolojik olarak hem kabiliyet olarak uygun atılımları yapmalarını engellerler. Bu nedenle anne babalar çocuklarının normal gelişimini sağlamak için en basta onların yaşlarına uygun davranmaları ( bebeksi tavır ve hareketlere prim vermemeleri gerekir. Çocukları yerine bir çok davranışı üstlenen ve onların yasına uygun sorumluluklar almasını sağlayamayan anne-babalar, çocuklarına iyilik yaptıklarını zannetmelerine karsın; onların kabiliyet ve becerilerini kısıtladıklarından onlara en büyük kötülüğü yapmaktadırlar. Bunu su hikayemiz çok güzel yansıtmaktadır; Çocuğun yapması gereken aktiviteler ve görevlerin başlangıcında çocuğa yardımcı olmak uygun olur ama bu yardımın devamlı o görevi üstlenme seklini alması ise zararlı olur. Yaşından daha büyük sorumluluklar vermekte aynı şekilde diğeri kadar sakıncalıdır. Çünkü bu durum da çocuğu başaramadığı takdirde güvensizliğe ve hayal kırıklığına sürükleyecektir. Hikaye: İYİ NİYETLE... İyi niyetli ve yardım sever bir arkadaşımla bir gün doğada gezerken, kozasından çıkmaya çabalayan bir kelebek gördük. Kelebek kozanın lifleri arasından sıyrılmaya çabalıyordu Yardım sever arkadaşım hemen kelebeğin imdadına koştu. Dikkatlice kozanın liflerini sıyırdı, kozayı araladı ve kelebeğin fazla çabalamadan kozadan çıkmasını sağladı. Ancak kelebek kozadan kolaylıkla çıktıysa da, biraz çırpındı ve uçamadı. Yardım sever arkadaşımın göz ardı ettiği gerçek şuydu: Kanatlar ancak kozadan çıkma çabalarıyla güçlenir ve uçuşa hazırlanır. Kelebek kendini kurtarma çabalarıyla aslında kaslarını geliştirmekte, kendini ayakta tutacak, güçlü kılacak, uçmaya hazırlayacak hareketleri çabalarıyla öğrenmekteydi Yardım sever arkadaşım işini kolaylaştırarak kelebeğin güçlenmesine engel olmuştu. Kelebek hiçbir zaman özgürlüğü tanımadı. Hiçbir zaman gerçekten yaşayamadı. Gerçek sevgi çocuğun her şeyini kolaylaştırmak mı, yoksa çabalarına saygı göstererek gelişmesine, hayata hazırlanmasına ve sürekli bize güveneceğine, kendine güvenmesine olanak sağlamak mı Çocuğunuz kendi başına ayakta durabilirse her şeye karşı koyabilir. Söylediklerine aldırış edilmeyen, fikrini belirtmeyen ve belirttiği zaman sürekli eleştirilen veya sürekli düzeltilen çocuk başka nasıl olabilir ki ? Tabi ki böyle bir çocuk ya suskun, içine kapanık ve güvensiz; Yada huysuz ve saldırgan olacaktır. Ayrıca aşırı derecede ilgi gösterilen çocuklar da kendine güvesiz olurlar. Onun için; her zaman çocuğunuzun dibinde dolaşmaktan vazgeçin. Güvenin çocuğunuza. Büyümesi için kimi riskleri alması gerektiğini kabul edin. Yoksa sahip olabileceği yetenekleri, kapasitelerini geciktirmiş olursunuz. Çocuğunuza her şeyi hazır olarak vermeyin; yoksa sürekli yardım bekleyen, kendi beceri ve yeteneklerine güvenmeyen bir insan haline gelir. Çocuğunuzun Kendine Güveni arttırmak için neler yapılmalı ? 1- Çocuğun kendisini ifade etmesine müsaade etmek, onu dinlemek çok önemlidir. * Çocuk: "Anne kazağımı çıkarayım mı terleyeceğim simdi? Anne: "Hayır hava soğuk. Üşürsün sonra! Çocuk: "Ama anne üşümüyorum ki! Anne: "Sus bakayım. Hasta olunca senle mi uğraşacağım!" * Çocuk: "Anne ben doydum." Anne: "Konuşma, ye bakalım şunu, bir saat sonra "anne ben acıktım" dırdırını dinleyemem." * Çocuk: "Baba çalıştığım halde bir türlü anlayamıyorum." Baba: " Kendini vermiyorsun ki anlayasın." 2- Çocuktan yaşı ve kapasitesi dışında davranışlar beklememek gerekir. • Üç yaşındaki çocuktan misafirliğe gittiklerinde iki saat sessizce oturmasını beklemek yanlıştır. Eğer çocuk bunu başarabiliyorsa o çocukta bir problem vardır. • Üç yaşındaki çocuğun üstüne dökmeden yemesini istemek yanlıştır. Döküyor diye ona kızmamak, onun yerine yedirmemek gerekir. 3- Sorumluluklar yüklemek ve bunları başarmasını sağlamak gerekir. Küçük işlerde kendinize yardımcı olasını sağlayın. • Üç yaşından itibaren; "yardım için" masadan hafif eşyaları taşımasını isteyin. Daha sonra derece derece arttırın bunları. Sabırlı olun ve kesinlikle, bir kaza durumunda bağırıp çağırmayın. Onu tebrik etmeyi, size yardım ettiğinde onunla gurur duyduğunuzu belirtmeyi sakın unutmayın. • Ona telefon, su, elektrik paralarının düzenli yatırılmasından sorumlu kılabilirsiniz. Çocuğun çabasını övmek ve yüreklendirmek gerekir. • Sonuca değil, sürece ödül verin. Göreceksiniz sonuç kendiliğinden zamanla gelecektir. ( Takdir alırsan yada teşekkür alırsan; sana şunu alacağım deme yerine çalışmasını, gayretini ödüllendirmek gerekir. Zaten o zaman başarı kendiliğinden gelecektir.) • Çocuğunuz bir resim yapmış size gösteriyor. Onun resmini inceleyip " Ne kadar güzel olmuş, aferin sana" demek hatta bunu eşinize de gösterip onun da desteğini sağlamalısınız Bu durum ona bir şeyler başarabildiğini gösterecektir ve çocuğunuz kendine güven duyacaktır. 5- Başarısızlığını kişiliğiyle bağdaştırmamak ve başarısızlığından ders çıkarmasını sağlamak gerekir. "Düşmeyen kalkmayı nasıl öğrenir ?" Çocuklarımız sanki ip üstünde gezen cambaz, "düşersem, hata yaparsam mahvolurum" diye düşünüyorlar. Kim çıkardı onları bu "ipin üstüne" tabi ki; biz. Çocuklarımızın hata yapmayacakları değil, hata yapabilecekleri ortamları olmalı. Canten KAVA 6- Ona sık- sık söz hakkı verin Çünkü Söz hakki verilen çocuk aşağıdaki nitelikleri kazanır; • Söz hakki olan ve dinlenen çocuk anne ve babasıyla daha sağlıklı iletişim kurmayı başarır. • Dinlendiğini fark eden çocuk daha huzurlu olur • Çocuğun kendini ifade etme yeteneklerinde önemli bir artış olur. • Anne babalar kendini anlatıp ifade edebilen çocuklarının problemleri, korkuları, beklentileri hakkında daha geniş bilgiye sahip olur ve ona daha fazla yardımcı olabilirler. • Söz hakki tanınan çocuk ileriki yaşamında problemleri konuşarak çözmeyi öğrenir. Bu da ona, meslek ve aile yaşamında EQ' su yüksek bir insan olarak daha büyük başarılar sağlar. • Kendini sözel olarak ifade edebilen bir çocuk, kendi problemlerini kendi ürettiği çözümlerle çözünce önemli oranda özgüven kazanır. • Çocuğun kendini ifade edebildiği ailelerde kavgalar daha az olur. • Kendini sözlerle ifada edebilen çocuk mutlu bir çocuktur. Çocuk duygularını, düşüncelerini sözcüklerle anlatabildiğinde daha az şiddete yönelir. Kardeşi ve arkadaşlarıyla arasında daha sağlam dostluklar ve sevgi köprüleri kurulur. • Kendini ifade edebilen çocuk, yaratıcı enerjisini, fark edilmek, değer görmek için bir sürü oyun oynayıp yaramazlık yaparak değil, daha üretici ve yararlı faaliyetlere harcar. Bu da onun kişiliksel, kültürel gelişimine büyük katkı sağlar. • Kendisine söz hakkı tanınan çocuk sevildiğini hisseder. Yüreğinde sevgiyi çoğaltır ve sevgi dolu bir kişilik geliştirir. • Söz hakkı tanınan çocuk ileriki yaşlarında bağımsız, sorumluluk sahibi, üretici, özgüveni tam bir birey olarak topluma kazandırılır. 7- Kendini ve duygularını "ne düşünüyorsun, nasıl hissediyorsun" gibi sözlerle anlamaya çalışın 8- O konuşurken onun yüzüne bakın ve ciddiye alındığını hissettirin 9- Onun fikirlerine değer verdiğinizi hissettirin 10- Onun ile değişik konularda sohbet etme ortamı oluşturun 11- Onun korku ve endişelerine saygı duyun 12- Aşırı eleştirici olmaktan ve yargılayıcı davranmaktan kaçının 13- Hatalı davranışlarını konuşarak uyarın ve ona doğru olanı anlatın 14- Başkaları yanında onu küçük düşürmeyin 15- Onun başarısızlıklarını büyütmeyin 16- Başkaları ile onu kıyaslamayın 17- Kabiliyetlerini fark edin ve teşvik edin 18- Onu sosyal ortamlarda bulunmaya cesaretlendirin 19- Topluluk içerisinde söz almasını teşvik edin 20- Onu çocuk olarak görmeyip , varlığını önemseyin 21- Yaşına uygun oyun faaliyetlerini destekleyin 22-Onu sık-sık sevdiğinizi söyleyin. 23- Onun için önemli olan şeylere sizde önem verin 24-Onun önemli günlerin' unutmayın 25- Aile için vazgeçilmez bir kişi olduğunun altını çizin 26- Onun yerine yapması gereken şeyleri siz yapmayın 27- Onun aile içi bağlarının kuvvetlenmesini sağlayın 28- Onun okul hayatına ve eğitimine önem verin 29- Sadece onun için ayırdığınız zamanlar olsun 30- Onunla beraber sosyal aktivitelerde bulunun 31- Yanlış ve uygunsuz cezalandırmadan kaçının 32- Onun farklı ve gelişmekte olan kişilik yapısı olduğunu unutmayın 33- Onun için mutlu ve huzurlu bir aile ortamı sağlayın Onun aile içi herkesle olan bağlarının kuvvetlenmesini sağlayın Unutmayınız ki bu günün çocukları, yarınların büyükleri olacak, çocuğunuzun bu günden davranış ve kişilik gelişimi iyi yönlendirilirse , gelecekte hem onun hem sizin açınızdan ideal olan gerçekleşmiş olacaktır. |
29 Mart 2016, 02:36 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuğunuzun altını ıslatma problemi Altını ıslatma anne babaların en çok karşı karşıya kaldıkları problemlerin başında gelir. Özellikle belli bir tuvalet eğitimini aldıktan ve tuvalet alışkanlığı kazandıktan sonra, çocuğun altını ıslatmaya başlaması daha çok psikolojik nedenleri akla getirir. Eğer her hangi bir stres etkeni var ise bu durum görülebilir. Ancak çocuk bebekliğinden beri hiç tuvalet kontrolü sağlayamamışsa, o zaman genetik ve bedensel etkileri gözden geçirdikten sonra psikolojik etkilere bakmak gerekir. Çocuğun altını ıslatmaya başlamasında anne babalar endişeye kapılmadan çocuğun durumunu gözden geçirmelidirler. Önce; 1- Bu çocuğun herhangi bir stres etkeni var mı yok mu (kardeş doğumu, anne baba geçimsizliği , arkadaş sorunları . okula veya kreşe başlama .göç . yakın kaybı ,anne babadan ayrı kalma , kronik hastalıklar . doğal afetler vb.) bu değerlendirilmeli ve stres etkeni ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. 2- Çocuğun sevgi ihtiyacı var mı? Var ise ilgi çekmek için bu problemi çıkarabilir, özellikle bu durumla birlikte daha çok dikkat çektiğinin farkına varan çocuk davranışında ısrarcı olabilir. Yeni doğan kardeşinin durumunu gözlemleyen ve ona yönelik ilgiyi gören çocukta da bu türlü bir davranış görülmektedir. 3- İdrar yolu enfeksiyonlarında çocuğun idrarını tutamama durumu söz konusu olabilir idrar yolu enfeksiyonu çocuğun altının ıslak kalmasına bağlı olarak da ikincil olarak gelişebilir .Bu durumu anne babaların göz ardı etmemeleri gerekir . Sonra: 1- Çocuğun bu davranışını altına bez bağlamak destekleyeceği için butürlü bir tavırdan kaçınılmalıdır. 2- Anne baba çocuğu aşırı cezalandırıcı ve suçlayıcı bir tavırdan kaçınarak bu durumu onun ile konuşmaları uygun olur. 3- Çocuğun altını ıslatmadığı zaman takdir ve övgü dolu sözler söylenmelidir. 4- Ufak bir çizelge ile çocuğa bulut ve güneş çizdirmek de duruma yardımcı olur. Israr eden durumlarda altta yatan neden ve genel durumu değerlendirmek için doktor yardımı gerekebilir. Çocuğun yaşına uygun , normal psikososyal gelişimi için bu durumun tedavi edilmesi gereklidir. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
BİR ÇOCUĞUN DUASI/ | Mihrinaz | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 0 | 26 Eylül 2017 14:12 |
Gazzeli Çocuğun Destanı | FECR | Serbest Kürsü | 1 | 24 Ağustos 2014 13:37 |
Çocuğun Gelişim Çağları | sessiz23 | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 27 Nisan 2009 01:25 |
Çocuğun Haccı | Huzurİslam | Hadis-i Şerif | 0 | 22 Kasım 2008 02:18 |
Çocuğun Huyunun güzelleşmesi Dua | Seher Yeli | Dua Bölümü | 0 | 04 Eylül 2008 17:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|