|
Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi: 08 Kasım 2019 (12:49), Konuya Son Cevap : 08 Kasım 2019 (12:49). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
08 Kasım 2019, 12:49 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | İslam'da Mevlid Kandili Var mı... İslam'da Mevlid Kandili Var mı... Son yıllarda özellikle kandil geceleri yaklaştığı zamanlarda bazı muhitlerden "Kadir Gecesi dışında Kur'an'da mübarek gece yoktur" diye özetleyebileceğimiz bir takım paylaşımlar, açıklamalar yapılıyor. Sosyal medya araçlarıyla geniş halk kitlelerine de yayılan bu tür paylaşımlar da bu tür konular geçmişte halk kitleleri karşısında tartışma mevzuu yapılmadığı, halkımız da en azından geleneksel olarak bu kandil gecelerini yaşayarak bugünlere geldiği için, bazen zihin karışıklığına neden oluyor. Son bir haftadır telefonla arayarak ya da sosyal medya iletişim kanallarını kullanarak, çoğunu da genç kardeşlerimin oluşturduğu soru soran kişi sayısı yaklaşık 20 civarında. Bu nedenle bu yazıyı kaleme almış bulunuyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Bu ülkede Aziz Milletimizin büyük bir kısmının teveccühlerine mazhar olmuş, maddi ve manevi desteklerini her zaman gören bir DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI var. Bu kurum, on milyonlarca Müslüman kardeşimizin günaha girmesine bilerek neden olmayacak kadar hassas bir kurumdur. İslam'ın ana kaynaklarına aykırı hiçbir uygulamayı tarihi boyunca gündeme getirmemiştir. Daha açık bir ifadeyle; Şayet kandil gecelerini idrak etmek İslam'a aykırı olsaydı Diyanet İşleri Başkanlığı'mız bu geceleri en iyi şekilde değerlendirecek çalışmalar yapmaz, bilakis karşı olurdu. Şimdi gelelim meselenin usül ve esas üzerinden nasıl anlaşılması gerektiği konusuna. 1) "Kur'an'da Mevlid Kandili yoktur" cümlesi, Kur'an'a bakış açısından daha işin başında usül yönünden yanlış bir bakış açısıdır. (Burada söz konusu geceler hangi ayetlerde geçtiği/geçmediği konusunu bile açmaya gerek duymuyorum. Çünkü usül noktasında bakış açısı olanlara yerini göstermek de kâr etmeyecektir.) a) Kur'an alfabetik bilgi veya "meydan larousse ansiklopedisi" değildir ki fihristine bakıp sözlük gibi aranan madde bulunsun. Yani "Kur'an'da şu var mı, bu var mı" formatında sorulan soru daha işin başında yanlıştır. Kaldı ki bu şekilde Kur'an'a yaklaşılırsa "Kur'an'da cep telefonu var mı" demeye kadar gider bu işin ucu. Diğer yandan, herhangi bir konuda (bu tür sorular soran veya cevaplar verenlerin kafa yapısı açısından) ayet/ler/in var olması da yüzeysel olarak bir anlam ifade etmez. Örneğin: "Kur'an'da deprem var mı" sorusunun cevabı "Evet var" şeklindedir. Ama Kur'an'da deprem kelimesinin geçmesi ne anlama geliyor? İlahi bir azap mı? Jeoloji biliminin yöntemlerini mi düzenliyor? Bir ibret olarak mı anlatılıyor? gibi birçok soruyu doğurur. b) Her şeyden önce "Kur'an'dan yararlanma/Kur'an'ı anlama Yöntemi" olmadan, şu var mı bu var mı diye sormak abesle iştiğaldir. Yoksa "Kur'an'da var" diye maazallah çocuğa Ebu Leheb ismini vermeye kalkmak işten bile değildir. Ya da tam tersi "Kur'an'da yok" diye İslam'ın en temel sembollerinden biri olan minareleri yıkmayı düşünmek de kaçınılmaz olur. Kur'an Tefsiri'nden önce TEFSİR USÜLÜ ilmi okunur/okutulur... Bu konu, burada ele alınamayacak kadar geniş bir konudur, o nedenle girmeyi uygun görmüyoruz. c) "Kur'an'da şu konu yok" diyerek işin başında bir şeyi reddetmek, Kur'an'ın kendisine vahyedildiği, dolayısıyla Kur'an'ı en iyi bilen, anlayan ve anlatan Rasûlullah (sav) Efendimiz'e göre de yanlış yoldadır. Allah Rasulü (sav) şöyle buyuruyor; "Dikkat edin! Sizden birinizi; emrettiğim veya yasakladığım konulardan birisi kendisine ulaştığında -koltuğuna yaslanmış bir hâlde- ‘bilmiyorum Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız (Kur'an'da böyle birşey bulmuyoruz)’ derken bulmayayım." (Tirmizi, İlim 10) (Tabi, birileri işine gelene sahih, işine gelene uydurma dedikleri için bu hadisi de "kılıf uydurmak için uydurulmuş" diyebilirler. Şaşmayız da...) Peki Rasûlullah (sav) Efendimiz, Mevlid Kandili’nden söz etmiş midir? Ona aşağıda değineceğiz... d) Birşeyin açık emir/yasak olması durumu istisna olmak kaydıyla, "Kur'an'da olmaması" ile "Kur'an'a (ve tabi Sünnete) aykırı olması" birbirine karıştırılmamalıdır. Kolay bir örnek verelim; Kur'an'da minareden söz edilmez. "Kur'an'da minare yoktur" evet doğru. Yok diye minare yapmamak mı gerek? O zaman doğru soru şu; Minare yapmak Kur'an'a aykırı mı değil mi? Hayır aykırı değil. O halde Kur'an'a uygundur. Buraya kadar yazdıklarımızın özeti: Bir konu hakkında "Kur'an'da var, Kur'an'da yok" şeklindeki yaklaşım, Kur'an'ın bizzat kendisine aykırıdır. 2) Bu bölümde de "Ben Sünneti reddenlerden değilim, ama Mevlid Kandili Sünnet'te de yok" diyenler içindir. a) Hemen belirtelim ki usül noktasında yukarıda Kur'an için ifade edilenlerin çoğu Sünnet'i anlama noktasında da geçerlidir. Şimdi uzun uzadıya Kur'an-Sünnet İlişkisi, Sünnet'in Kısımları, Bağlayıcı Sünnet-Bağlayıcı olmayan Sünnet gibi konulara girmiyoruz... b) Kısa yoldan cevap verelim; "Rasûlullah (sav) kendi doğum gününün kutlanmasını istedi mi?" sorusunu soranlar, eğer duymak onları mutlu edecekse hiç tereddütsüz açıkça cevap veriyorum; Hayır. Rasûlullah (sav) Efendimiz, kendisinin doğduğu günün her yıldönümünde doğum gününün kutlanmasını emretmedi. Daha da ilerisini söyleyeyim, Rasûlullah (sav) Efendimiz böyle bir emir vermediği gibi, Ashab-ı Kiram da böyle bir kutlama yapmadı. Hatta Ashab-ı Kiram neslinin devamı olan Tabiûn'un da Mevlid Kandili kutlamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Mevlid Kandili Rasûlullah (sav) Efendimiz'in ahirete göç etmesinden en az 350 yıl sonra ortaya çıktı. Tıpkı camileri kubbeli olarak yapmanın da asırlar sonra görüldüğü gibi... İslam'ın en önemli ama en önemli binası Cami'dir. Namaz Kur'an'da apaçık emirdir. Cemaatle namaz Sünnet'in apaçık emridir. Dahası Cami yapmak Kur'an'ın apaçık emridir. Öyleyse bu kadar hükümleri açık olan İslam Mabedi olarak Cami'nin de Hurma dalından mı yapılması gerekiyor? "Kur'an'a göre cami Kubbeli mi yapılır, Kubbesiz mi?" diye sorarsak yanlış soru sormuş oluruz. Kubbeli yapmak veya yapmamak itikadi/imani bir konu değil, ekonomik imkan ve ısı kaybı noktasında faydalı mı faydasız mı? diye sormaktır doğru olan ve bu da bölgeden bölgeye değişiklik arzeder. Bu örneklerden hareketle MEVLİD KANDİLİ de şu şekilde değerlendirilmesi gerekir? ¶ Mevlid Kandili Kur'an'da yok, Sünnet'te yok. Peki Kur'an ve Sünnet'e aykırı mı? ¶ Mevlid Kandili Rasûlullah (sav) Efendimiz'in vefatından 3.5 asır sonra niçin ve hangi amaç ve gerekçelerle ortaya çıktı? ¶ Mevlid Kandili ortaya çıktığı zamanlarda âlimler, fakihler, muhaddisler, müfessirler, mütekellimler yaşamıyor muydu ki, İslam'a aykırı olsaydı buna itiraz edecek şimdikiler gibi adam çıkıp da itiraz etmedi? Kısa kısa cevaplar verelim; ~ Mevlid Kandili, yani Rasûlullah (sav) Efendimiz'in doğum gecesini ihya etme hadisesi, Mısır'da kurulan FÂTIMÎ DEVLETİ zamanında ortaya çıkmıştır. (Fatımilerin bir ŞİA devleti olduğunu da bilmeyenlere hatırlatalım.) ~ Ortaya çıkışın en önemli nedeni; Fatımilerin soyca kendilerini Hz. Ali (r) ve adı üzerinde Hz. FÂTIMA (r) annemiz üzerinden Rasûlullah (sav) Efendimiz'e dayandıklarını dost düşman herkese anlatma amacı yatmaktadır. ~ İkinci ve daha önemli nedeni de şudur: Hıristiyanların da yoğun olduğu bölgede Hıristiyanlar Hz. İsa (as)'ın doğum gününü kutluyorlardı. (tabi onlar da kiliselerinde kendi ibadetlerine göre kutluyordu, bugün batıda olduğu gibi çılgın eğlenceler şeklinde değil). Müslümanlar da "Hz. İsa (as)'a biz de iman ediyoruz, biz O'na sahip çıkma noktasında hıristiyanlardan daha layıkız, o halde biz İslam'a uygun olan davranışlarla Hz. İsa (as)'ın doğumunu kutlayalım" gibi bir harekete girişine, zamanın otoritesi, bunu bir HIRİSTİYANLAŞMA RİSKİ olarak gördü ve Rasûlullah (sav) Efendimiz'in doğum gecesini, Hz. İsa (as)'dan değil fakat Hıristiyanlardan farklılığa bir vurgu olarak ortaya koydu. ~ Eyyûbîler zamanında birçok bayram ve tören kaldırıldığından mevlide de özen gösterilmediği ve halkın bunu evlerinde kutladığı anlaşılmaktadır. Ancak Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin kayınbiraderi Erbil Atabegi Begteginli Muzafferüddin Kökböri (1190-1233) Mevlid Gecesi'ni büyük törenlerle yeniden kutlamaya başlamıştır. ~ Dönemin şartları gereği çok az sayıda ulema arasında parmakla sayılabilecek kadar az olan birkaç alim "Bid'at" (yani İslam'a sonradan girmiş) olmasını gerekçe göstererek karşı çıkmışsa da büyük kısmı Ehl-i Sünnet olmak üzere Şii âlimler de dahil yüzlerce âlim asırlar boyunca Mevlid Gecesi'ni bir emir değil, Dinen CAİZ olarak kabul etmişlerdir. Mevlid Gecesi'nin ihya ediliş biçimleri farklılıklar arz etse de, O günden bugüne de Selçuklular, Osmanlılar devirlerinde bugünkü Vahhabi Suudi Arabistan dışında bugün de İslam Coğrafyasının her yerinde bu devam etmektedir. Hemen kaydedelim ki; Az sayıda olduğunu belirttiğimiz alimler de Mevlid Gecesi'nin kendisine değil, kendi dönemlerinde İslam'ın özüne aykırı bazı abartılı uygulama biçimlerinden dolayı kutlama biçimine karşı çıkmışlardır. Örneğin; kutlamalar sırasında kıraat, zikir ve ibadet yanında çalgı çalınıp şarkı söylenmesi, kadın ve erkeklerin bir arada bulunması gibi dinin yasakladığı hususların, Mevlid Kandili bahane edilerek bazı haramlar işlenmesi gibi... (Son üç paragrafta verdiğimiz bilgilerde daha geniş bilgi ve Fıkhi hükümler konusunda Bkz: Ahmet ÖZEL, "Mevlid" Maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi, c. 29, s. 474-479, 2004-Ankara) ~ Mevlid Kandili kutlamanın yegane anlamı; Rasûlullah (sav) Efendimiz'i anmak ve anmaktan daha önemlisi her yönüyle O Âlemlere Rahmet Vesilesi (sav)'i ANLAMAK noktasında farkındalık oluşturmak, fert ve toplum hayatında davranışlarımızın O' nun Sünnetine daha uygun hale gelmesine, getirilmesine daha çok gayret göstermek için bir vesile olmasıdır. Bunun yanısıra başta camilerimiz olmak üzere çeşitli mekanlarda halkımızın Peygamber Sevgisi merkezinde ve ortak paydasında daha fazla bir araya gelmesine vesile olmak gibi bir işlevi olması da son derece önemlidir. Kaldı ki; uzmanı olsun veya olmasın, aklı başında hiçbir Müslüman, Mevlid Kandili’ne Kadir Gecesi ayarında bir kudsiyet yüklemez, Mevlid Gecesi'ne 'bin aydan daha hayırlı bir gece' anlamı yüklemez... ~ Sakıncalı olan Mevlid Kandili'nin kendisi değildir. Asıl sakıncalı olan, Mevlid Gecesi'nde utanmadan arlanmadan camilerin içine hem de kadın semazenler sokmaktır... Asıl sakıncalı olan "Sevdim seni mabuduma canan diye sevdim... Nur kundak içinde yatar Muhammed..." diye birçoğu gerçeği 'tam olarak' yansıtmayan ilahilerle (daha doğrusu mevlidhanların nameli sesleriyle) coşup ağlayıp da Rebiu'l-evvel'in 13. Gününden ertesi sene Rebiu'l-evvel'in 12'sine kadar Rasûlullah (sav) Efendimiz'in ümmetinden değilmiş gibi yaşamaktır... Zira Rasûlullah (sav) Efendimiz bizim senede bir gün doğumuna sevinmekle yetineceğimiz bir 'hacı amca' değil, HAYATIMIZIN TÜM ZAMAN VE MEKANLARINDA VE HER ALANDA DAİMİ VE DOĞAL LİDERİMİZ, YEGÂNE ÖNDERİMİZDİR... ~ Son olarak polemik yapmak için değil ama şunu da belirtelim... "Kur'an'da Mevlid Kandili var mı" diye cevabı tahtında mahfuz soru sorup da "Kur'an'da Mevlid Kandili’i yoktur" diyen saygıdeğer (!) aydınlar (!) Aziz Milletimizin ve Müslüman Din kardeşlerimizin asırlar boyu yaşattıkları ve yaşadıkları bu geceler söz konusu olunca güya Kur'an'a hassasiyet adına ortaya koydukları tavrı, başka şeylere de göstersinler... Mesela onlara sorunuz: Kur'an'da ANNELER GÜNÜ var mı? Kur'an'da BABALAR GÜNÜ var mı? Kur'an'da SEVGİLİLER GÜNÜ var mı? Hatta şayet cevap vermeye cesaretleri varsa "birkaç gün sonra" şunu da sorunuz: Kur'an'da 'MATEM GÜNÜ' var mı?... Aziz Milletimizi AZİZ MİLLET kılan HASSASİYETLERİYLE oynamayınız, başınız ağrır... Bu vesileyle Rasûlullah (sav) Efendimiz'in doğumunun hicri yıldönümü gecesinin, O'nu hayatımızda daha fazla örnek almaya vesile olması temennisiyle tüm Saygıdeğer Paydaşlarım'a hayırlı olmasını diliyor, hürmet ve muhabetlerimi arz ediyorum... Alıntı..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konu Sahibi nurşen35 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Gündem Korona Aşısı | Gündem/ Manşetler | Esma_Nur | 6 | 1483 | 10 Aralık 2020 12:20 |
DHBT Muhteşem Özetler | DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler | nurşen35 | 4 | 2249 | 08 Aralık 2020 18:40 |
Kıssaları Hayatımıza Taşıyalım | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | nurşen35 | 1 | 963 | 08 Aralık 2020 17:46 |
TENKİD | Serbest Kürsü | nurşen35 | 0 | 850 | 08 Aralık 2020 12:44 |
Vitir Namazını Niye Kılıyoruz Biliyor musunuz... | Namaz-Abdest-Teyemmüm | nurşen35 | 0 | 978 | 04 Aralık 2020 13:56 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Mevlit Kandili, Mevlid Kandili, Niçin Nasıl, Kutlanmalı/ muhsin iyi | muhsin iyi | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 18Haziran 2014 16:34 |
Mevlid Kandili ilk kez nerede kutlandı? | muuskem | İslami Haberler | 4 | 05 Mayıs 2014 02:27 |
Diyanet İşleri Mevlid Kandili Mesajı | RemLe | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 23 Ocak 2013 22:07 |
14 şubat 2011 Mevlid Kandili | enderhafızım | Cuma-Bayram-Kandiller | 4 | 14 Şubat 2011 19:52 |
mevlid kandili münasebetiyle | CaferTayar | Cuma-Bayram-Kandiller | 2 | 19 Mart 2008 16:42 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|